İHANET Mİ DEDİNİZ?
Merhum Demirel’in, “Kaybedilen seçimin sahibi olmaz.” ifadesiyle bugünkü köşe yazıma başlamak istiyorum. Seçimin ardından kaybeden bazı adaylarla bazı AK Partili yöneticilerin hainleri tespit edip genel merkeze rapor ettik ifadelerini görünce aklıma Demirel’in bu sözü geldi. İhanet dedikleri şeyin ne olduğunu çok merak ediyorum. Acaba kazanamayacak isimleri sırf bizim adamımız olsun mantığı ile aday yapanlar mı ihanet etti? Yoksa açık açık avazı çıktığı kadar bağıran ve bu adamları aday yaparsanız karşısında çalışırız diyenler mi hainlik etti? Bunu delilleriyle konuşmamız lazım. Yerel yönetimlerden sorumlu olan Vezir Hazretlerinin elindeki yetkiyi hoyratça nefsi emellerine alet ederek kafasına göre aday tespitleri yapması mı ihanet? Yoksa kaldırıp sokağa koyduğu insanların haddini bildirmesi mi ihanet? Bunu da konuşacağız. AK parti güçlüdür, kimi aday koyarsa kazanır mantığıyla hareket edip hayatında Havza’ya gitmemiş adamı oradan Büyükşehir meclisine taşıyanlar mı ihanet etti? Yoksa AK Parti kurulduğu günden bugüne kadar her türkü fedakarlığı yapmasına rağmen yok sayılan eski teşkilat mensuplarının el mi yaman gül mü yaman mantığıyla yaptıkları operasyonlar mı ihanet? Bunu da konuşacağız.
Bu seçimin çilekeşlerin mirasyedilere haddini bildirme seçimi olduğunu unutmayalım. Bu seçim, yaptım oldu mantığıyla çilekeş insanları yok sayarak kafalarına göre ellerindeki yetkileri kullanan insanlara haddini bildirme seçimi oldu. Bu seçimin belediye başkanlığı koltuğuna oturup aile şirketi gibi yöneten mirasyedilere haddini bildirme seçimi olduğunu unutmayalım. Belediye başkanı seçildiğinde seçim masraflarını akrabalarından aldığı yardımlarla karşılayan başkanların on yıllık süreçte Karun gibi zengin olduktan sonra kimseyi tanımayıp kamu bütçesini babalarının malı gibi yiyip bitirenlere haddini bildirme seçimi olduğunu da unutmayalım. Bu seçim, AK Parti’yi babasından kalan miras gibi kullanıp kendileri seçildiği yetmezmiş gibi aile bireylerini de seçtirmek için her türlü icraatı yapmaktan geriye kalmayanların dersini verme seçimi olmuştur. Bunlarla da yetinmeyip çoluğunu çocuğunu zengin etme derdine düşmüş haramilerin haddini bildirme seçimi oldu. Buna bir de ekonomik nedenler ve emeklilerin çilesi eklenince ortaya böyle enteresan bir durum çıktı.
Tüm bu olumsuzluklara rağmen hala daha suçu başkalarında aramak nasıl bir duygu anlamakta güçlük çekiyorum. Neymiş efendim, ihanet edenleri rapor edip genel merkezlere bildirmişler. Lafa bak beriye gel. Adamlar aylar önce size gelip bu adamları aday yaparsanız açıkça aleyhlerinde çalışacağız bunu bilin demelerine rağmen siz hala neyin kafasını yaşıyorsunuz çok merak ediyorum. AK Parti’nin erime eğilimine girdiği bir dönemde hala daha insanlara ceza vermek istercesine raporlar hazırlayıp bir yerlere bildirmek kibir alameti değil de nedir? Adama sormazlar mı, arkadaş sen neyin kafasını yaşıyorsun? Yedi ilçeyi kaybettin, aldığın ilçeleri de oyu yarı yarıya düşürerek aldın, önümüzdeki seçimlerde bunların da gitme ihtimali yüksek. Senin işin insanları dışlamak mı? Yoksa yaptığın hataları telafi edip o insanları tekrar kazanmak mı?
Şayet rapor hazırlayacaksanız önce yerel yönetimlerin başında olan Vezir Hazretlerinin yaptığı ihanetleri raporlayın. MHP’ye verilmesi gereken Lâdik neden verilmedi? Salıpazarı’nda üç dönem çok başarılı belediye başkanlığı yapan ve yüzde yetmişlerde halk desteği olan hatta evladı gibi sevdiğini söylediği Halil Akgül’ü hangi kafayla devre dışı bırakıp orada seçimi alması mümkün olmayan adayı koydu? Yaptırdığı anketlere Hüseyin Dündar’ı asla koymam, beni aşıp girerse girsin diyen Vezir Hazretleri önce bunun hesabını versin. Havza’da Murat İkiz’i dördüncü dönem aday yapan Vezir Hazretleri, Salıpazarı’nda Halil Akgül’ü neden yapmamış? Bunu da rapor yapsanız ya. Kavak’ta, Lâdik’te, Yakakent’te aday tespitleri yapılırken kazanacak adayları değil de kaybedecek adayları koymak neyin nesidir? Belediyeyi kafasına göre yöneten ve ne kadar eski AK Parti ilçe başkanı varsa tamamını karşısına alan, başkanlarla ilgili aylar önce size rapor sunan eski ilçe başkanlarını yok sayıp sırf Vezir Hazretlerine yakın diye aday göstermek ihanet değil de nedir?
Ayvacık’ta yıllarca AK Parti’nin bayrağını taşıyan, ilçe başkanlığından il genel meclisi üyeliğine kadar her türlü görevlerde bulunan Ali Yiğit gibi bir ismi dışlayan Vezir Hazretleri mi ihanet etti? Yoksa bunca yıl Ayvacık’ta partinin yükünü taşımış olan Ali Yiğit’in kendi gücünü gösterip başka adaya destek verip onu kazandırması mı ihanet oldu? Siyaset toplumun nabzı ölçülerek ve kazanmak için yapılır. Koyduğunuz adaylarda bu ölçü mü vardı? Yoksa bizim adamlarımız olsun da sonuç ne olursa olsun mantığı mı vardı? Önce bunun hesabını verin, ondan sonra ihanetin ne olduğuna karar verin. Hala daha başkalarını suçlamak yerine gerçeklerle yüzleşmeye var mısınız? Yarınki Web TV programımızda bunları konuşacağız. Sanırım matlup hasıl oldu, bugünlük de bu kadar. Kalın sağlıcakla.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.