İLÇE BELEDİYE BAŞKANLARININ İŞLERİ ÇOK ZOR
İLÇE BELEDİYE BAŞKANLARININ İŞLERİ ÇOK ZOR
Bir arkadaşım, siyaset dosta tavsiye edilmeyecek kadar kötü, düşmana bırakılmayacak kadar da iyi bir sanattır derdi. Çok doğru bir tespit gerçekten, siyaset dosta tavsiye edilmeyecek kadar kötü bir şeydir, zira siyaseti topluma hizmet etmek için yapanların işleri fevkalade zordur.
İnsanların ihtiyaçları bitmez, size gelip on tane iş verirler, dokuzunu yaparsınız sizden iyisi yoktur ama onuncu işlerini yapamadığınız an sizden kötüsü yoktur, yaptığınız dokuz işin de kıymeti harbiyesi kalmaz.
Ancak siyaset malı götürmek, ceplerini doldurmak için yapanlar için bulunmaz bir nimettir, siyaset sayesinde açılmayan kapılar açılır, çözülmesi imkansız sorunlar çözülür, alamadığınız ihaleler alınırsa işte o zaman tadından yenmez.
Peki siyaseti bu tür insanlar mı yapmalı? derseniz elbette ki hayır, düşmana bırakılacak kadar iyi denmesinin nedeni de zaten budur, düşmanınıza siyaseti bıraktığınızda elindeki tüm imkanları sizi bitirmek için kullanır, ama Allah sizin yanınızda ise kimse bir şey yapamaz o da ayrı.
Demokrasilerin vazgeçilmez unsurlarının başında olan siyasi mekanizma düzgün insanlar tarafından kullanıldığında hiç bir problem çıkmaz ama despot, dediğim dedik inat insanların başta olduğu bir idarede siyaset yapmak komünist rejimlerde yaşamaktan farksızdır.
Dilerseniz ne demek istediğimi biraz detaylandıralım; Seksenli yıllarda çıkan ilk Büyükşehir Kanununu Bedreddin Dalan hazırlamıştı, o kanun sadece Ankara, İstanbul ve İzmir gibi Büyükşehirleri kapsamakta idi, daha sonra 2006 yılında çıkan 5216 sayılı Büyükşehir Kanunu ile diğer on küsür Belediyenin de içerisine girdiği toplamda onaltı Büyükşehir Belediyesini kapsayan Kanundu.
Bu kanun, ilçe Belediyelerinin sadece Metropolde olanlarını Büyükşehir Belediyelerine bağlamakta idi, ancak geçtiğimiz yıl çıkarılan Bütünşehir Kanunu ile tüm ilçeler Büyükşehir Belediyelerine bağlanmış, nüfusu 750 bini geçen iller Büyükşehir statüsüne kavuşturulmuş, toplamda onaltı olan Büyükşehir sayısı yirmi dokuza çıkarılmıştı.
Ben o günlerde de bu Kanunun oy almanın dışında hiç bir işe yaramayacağını, sadece AK Partiye biraz daha fazla Belediye kazandıracağını onun dışında tamamen sıkıntı getireceğini yazmıştım. Bunu yazma nedenim uygulamanın içersinden gelen bir insan olduğum için çekilecek sıkıntıları çok iyi bilmekteydim ve gerçekten de dediklerim teker, teker çıkmaya başladı.
Bütünşehir Kanunu ile tüm köyler mahalle statüsüne kavuştu, artık Büyükşehir olan hiçbir ilde köy yok mahalle var, bu mahallelerin yol, su ve kanalizasyon işleri Büyükşehir ve ilçe Belediyeleri tarafından çözüme kavuşturulacak.
Buraya kadar iyi güzel de buradan sonrası için çıkmaz sorunlar yumağı başlamakta, köylerdeki(Mahalle ama hala köy) ondört metreden büyük yollar ile Kanalizasyon ve su sorunlarını Büyükşehir Belediyesi çözmekle mükellef, küçük yolların bakım, onarım işini ise ilçe Belediyeleri çözmekle mükellef.
Peki, köylü Memed efendi su sorunu olduğunda bunu kiminle çözmeye çalışacak? en yakınında bulunan ilçe Belediye Başkanı ile çözmeye çalışacak, ama ilçe Belediye Başkanı yeni yasa ile öyle zor bir durumla karşı karşıya gelmiş ki su ve kanal işleri Büyükşehir Belediyesinin yetkisinde çivi dahi çakma hakkı yok.
Hatta ilçelerdeki SASKİ'lerin müdürlerine talimat verme yetkileri dahi yok çünkü ilçe Belediyelerine bağlı değiller. Ramazan'ın ilk günlerinde bir köye iftara gitmiştim, iftardan sonra Teravih namazına gittiğimizde Camiden çıkarken vatandaş Belediye Başkanının yolunu kesti, istekleri köy meydanının yolunun yapılması, Başkan Büyükşehirle konuşup yaptırırız dediyse de vatandaş Büyükşehir tanımıyor Belediye Başkanını tanıyor.
Olayın daha da vahim boyutu Vezir Hazretlerinin tavizsiz uygulamaları, onun için köylünün derdiymiş, fakir fukaranın sıkıntısıymış, su imiş, kanalmış öyle bir derdi olmaz bakın ilk icraatı Ayvacık'a gezi Gemisi almak oldu, adamın fakir fukara sıkıntısı hayatta olmamış. Şayet olsaydı ilçelerden gelen minibüs sıkıntısını bu kadar duymamazlıktan gelir miydi? İnsanlar inim inim inledi, zerre kadar umurunda olmadı, buna bizzat bu fakir şahit.
Peki, bu durumda ilçe Belediye Başkanları ne yapacak? derseniz onlara tavsiyem kendi imkanları ile vatandaşa çözüm bulmaya çalışmalarıdır, aksi halde Büyükşehir'den bekler iseler çok beklerler. Vezir Hazretleri o kadar uyanık ki işine gelmeyen işleri kendi uhdesinde olsa dahi ilçe Belediyelerine devrediyor.
Örneğin mezarlıklarla ilgili tüm sorumluluk Büyükşehir Belediyesinde olmasına rağmen yetkisini ilçe Belediyelerine devretti, neden çünkü orada nimet yok külfet var, uğraşsın ilçe Belediyeleri işleri ne? Kirazlık yolunda bulunan tüm işletmelerin Karayolları geçiş izni sorunu çıktı, sorun yasal olarak ilçe Belediyesinde olsa da bu işi çözecek olan Büyükşehir Belediyesidir, hem kendisi Karayolcu değil mi?
Hadi çözsün ya mutlaka işi İlçe Belediyesine yükleyip işin içerisinden çıkmıştır. Adam bu işleri o kadar iyi biliyor ki anlatamam elli tane şeytan bir araya gelse onun düşünüp bulduklarını bulamazlar, geçer arka odaya sakin, sakin kime ne yapacağını planlar sonra da devreye sokar.
Bu ara sürekli ilçelere gidiyorum vatandaşlar adeta Belediyelerden bezmiş durumdalar, biz SASKİ Maski bilmeyiz, Belediye Başkanına oy verdik işimizi çözsün diyorlar, ne anlatırsan anlat köylü Memed anlamaz.
Su işleri ilçe Belediyelerinde iken oradan gelen sıcak para ile Başkanlar bir şeyler yapıyorlardı, şimdi durum o kadar içler acısı ki adamcağızların elleri kolları bağlı, bindikleri araçların mazotlarını ödemeye paraları yok.
Bu gidişle AK Parti köylerden bir daha asla oy alamaz haberleri ola, zira köyler perişan yol, su, kanal sıkıntıları hat safhada, il özel idaresinin yaptığı asfaltlar eskimiş durumda yenileri yapılmaz ise AK Parti bir daha oralardan oy falan istemeye kalkmasın. Elhasıl yeni Kanunla Büyükşehir Belediyesine bağlanmış olan Belediyelerin Başkanlarına Allah kolaylık versin diyerek sözlerime son veriyorum. Kalın sağlıcakla
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.