İMAM DİLBERİN ALTINDA YAKALANIRSA

Siyaset yapan bir arkadaşım bana ısrarla derdi ki siyasette iki kesimle uğraşmayacaksın, bunlardan birisi Askerler, diğeri de Hocalar, ben de ona derdim ki Askerler zaten siyasetin alanına girmiyorlar çünkü Halkın içinde değiller ne yapıyorlarsa tel örgünün arkasında kalıyor ama Hocalar öyle değil sürekli Halkla iç içe yaşıyorlar onların yaşam biçimleri topluma örnek gösterilmesi gerekiyor. Ben de iki yıl İmamlık yaptım ve bu mesleği hala daha çok seviyorum, İmam toplumu aydınlatan, Allahın emirlerini yaşayan ve yaşadıkları anlatan insandır. Ama malesef günümüzde olay farklı bir boyut kazanmış, toplumda Hocanın dediğini yap ama yaptığını yapma gibi yanlış bir algı oluşmuş. Oysa ki Yüce Rabbimiz Kur’an-ı Kerimde “ Lime tekulune ma la tefalun” yani yapmadığınız şeyleri neden söylüyorsunuz buyurmaktadır. Din adamı anlattığını yaşayan kişi olmak zorundadır, aksi halde anlattıklarını kimse dinlemez, dinler gibi yapsa da asla inanmaz. Bu konuda ben biraz fazla hassasım, bir insan ister İmam olsun isterse Dinini yaşayan samimi müslüman olsun inandığını yalamak zorundadır, Allah Kuranda ne emrediyorsa ya yapacak ya da yapamıyorsa Allah affetsin yapamıyorum deyip topluma doğruları anlatacak. Öyle konuşmaya geldiğinde şeriatçıyım diye geçinip çoluk çocuğu her türlü maleyani ile uğraşanlar, kendileri ehli Tarik olup eşleri, çocukları açık saçık gezmekle kalmayıp birde eşlerinin ve çocuklarının resimlerini facebooklarda paylaşanlara ne kadar sinir olduğumu anlatamam. Ailenin bir mahremiyeti vardır, aileniz, kızınız, çoluğunuz, çocuğunuz, ananız, babanız sizin özelinizdir toplumla paylaşmanın ne anlamı var anlamış değilim. Adam konuşurken falanca hocaefendiye bağlıyım deyip müslümanlığı kimseye bırakmıyor ama eşinin göğsüne kadar açık resmini facebooklarda da paylaşmaktan geriye kalmıyorsa ben bu adama ne derim siz düşünün.

   Bu kadar ayrıntıdan sonra gelelim asıl konumuza bundan yaklaşık iki, üç ay önce bana bir bilgi gelmişti, bu bilgi neydi derseniz şehrimizin Camilerinden birinin imamının bir bayanla düşüp kalktığını, konunun Cami Cemaati ve etraftaki esnaf tarafından da bilindiğini ve olayın sürekli Diyanet  camiasını ve müslümanları karalamak isteyenlerin gündeminden düşmediğini konunun üzücü bir durum olduğunu söylediler. Bunun üzerine konuyla ilgilenmem gerektiğini düşünerek camiadan birkaç arkadaşa takılmaya başladım, konuştuğum arkadaşlara İmam bir dilberin üstünde değil de altında yakalanırsa ne olur diye sorunca arkadaşlar olayı bildiğimi anladılar ve döküldüler. Meğer olay öyle bir noktaya gelmiş ki iş müfettiş istemeye kadar varmış. Şayet anlatılanlar doğru ise ki şu anda müfettişlerin bu konuyu soruşturmak üzere ilimizde olduklarını duydum. Olayın geldiği nokta şuymuş bayanın eşi hanımından şüphelenip elindeki telefonu almış, bu arada bizim zampara İmam arayıp ne haber sevgilim seni öpüyorum deyince hatunun kocası sen gel benim mübarek yerimden öp demiş ve tüm telefon kayıtlarını çıkartıp bir dosya haline getirip Diyanet işleri Başkanlığına yollayarak zampara hocayı şikayet etmiş.

    Diyanet işleri Başkanlığı da konuyla ilgili müfettiş görevlendirip konuyu tahkike başlamış ancak gelen bilgilere göre bazı yöneticilerin imamı kurtarmak için yoğun çaba harcadıkları, imamın görevden alınmaması için ellerinden gelen her şeyi yaptıklarını duydum. Bu yazıyı da o yüzden yazdım zaten, şayet olay denildiği gibiyse İmamın arkasında duran her kim olursa olsun Allah belasını versin diyorum ve konunun sonuna dek takipçisi olacağımı buradan açık ve net ilan ediyorum. İmamlık peygamberlerin mesleğidir. İmamlık hem liderliktir, hem öğretmenliktir, hem de dini yaşamanın ta kendisidir, İmamın en önemli görevi inandığını yaşaması ve yaşatmasıdır. Evet imam da insandır hata yapabilir ama hata yapmış ise anında görevinden emekliye ayrılıp insanların önüne geçip imamlık yapmaktan vaz geçer. Buna benzer bir olayı daha önce de yaşamıştım, bundan beş veya altı yıl önce bir bayan bana telefon edip mahallelerinde yaşayan dul bir bayanın bir imamla düşüp kalktığını, imamın caminin kasasında toplanan parayı kadına getirip verdiğini, kadının da mahallenin Bakkalına paraları bütünletip kullandığını, gerekirse olayı oraya sormamı istemişti. Ben de konuyu o günkü ilin Müftüsüne aktarmıştım ama Müftü birşey yapmamıştı. Müftü yapmadı ama Allah yaptı İmam öyle bir hastalığa düçar oldu ki emekli olmak zorunda kaldı. Şimdi benzer bir olayla daha karşı karşıya olduğumuz bilgileri geldi şayet bu denilenler doğru ise özellikle il müftülüğünden ricam şudur, ne olur bu adamı anında cezalandırın veya meslekten men edin. Bu işlerde kol kırılır yen içinde kalır mantığı asla geçerli değildir, bu toplumun yüzde doksan dokuzu müslüman ve hocalara güveniyor, kimsenin bu güveni istismar etme hakkı olmadığı gibi Allahın yaklaşmayın dediği kötülüğü yapan kim olursa olsun onu kurumdan uzak tutmalıyız. Amacım asla birilerini üzmek, yermek veya haketmedikleri eleştiriyi yapmak değil, amacım göz bebeğimiz olan İmamların bu tür işlerle anılmasının önüne geçip kötü olanların teşkilattan uzaklaştırılıp temiz insanlara olan saygıyı zedelememektir. Rabbim benim niyetimi biliyor başkalarının bilip bilmemesi hiç önemli değil diyerek sözlerime son veriyorum. Rabbime emanet olunuz

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
10 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR