İmparatorluk veya Sefalet
Bu gün bir anımı anlatarak yazıma başlamak istiyorum; 90"lı yılların sonlarına doğru inşaat sektörünün şu anda içerisinde bulunduğu kriz ortamına benzer bir durgunluğa girdiğini görünce, elimde bulunan arsalardan birinde öğrenci yurdu yapmak üzere inşaata başladığımda, yanıma çok sevdiğim Ali Duran adlı arkadaşım geldi. Arkadaşımla sohbet etmekte iken, inşaatın önünden yaşlı bir beyefendi geçmekte idi. Arkasından gelen sade bir vatandaş, beyefendi, beyefendi diye seslenince, yaşlı adam geriye dönüp buyurun efendim dedi. Adam hiddetli bir biçimde; gençliğinde dağları ben yarattım havasındaydın, yanından değil geçmek, sana yanaşmak bile mümkün değildi. Şimdi ise poydura, poydura, sümsük gibi gidiyorsun, acaba selam verecek adamın var mı diye merak ettiğimden sorma ihtiyacı duydum, dedikten sonra adamcağıza ağır bir hakarette bulundu. Sonra adamcağız yoluna devam etti. Ben ve yanımdaki Ali ağabey adamı durdurup; arkadaş sen ne yapıyorsun, sen kimsin, bu adam kim, konu nedir deyince; bakın beyler bu adam eskiden Amasya milletvekili idi. Orada yakmadığı can, zulüm yapmadığı insan kalmadı. Ne zaman ki vekillikten düştü orada duramayıp, Samsun"a kaçtı ben de aniden karşımda görünce kendimi tutamadım dedi.
Dün 18 ilin Belediye Başkan adaylarını açıklayan Başbakan, bizim Kral hazretlerini açıklamadı. Eminim ki bizim Kral hazretleri sıkıntıdan, sabaha kadar uyuyamamıştır. Cumartesi Saski Genel Müdürü Coşkun Bey"in düğününde bir nebzecik gördüğümde, yüzündeki gerginliği rahatlıkla okuyabildim. Belli etmemeye çalışıp, etrafa gülücükler dağıtıyor idiyse de, vücut dili ile ağız dilinin farklı olduğunu görmemek mümkün değildi.
Peki bu benim eski çalışma arkadaşım ve şehrimizin Kralı olan zatı muhterem, aday olamaz ise ne yapar? Diye sual edecek olursanız, hiç tereddüt etmeden bir başka partiye müracaat eder, (ki zaten etmiş) ama seçimi AK Parti dışında hiçbir partiden kazanamaz. Adamın son 15 yılı gerek bürokraside, gerekse belediye başkanlığında tam bir Krallık zihniyetiyle geçmiş. Birkaç makam arabası 3-4 makam şoförü, yediği önünde, yemediği arkasında, her ay yurt dışı gezileri, canı sıkıldığı an isterse gece yarısı olsun belediyeyi açtırıp, bütün görevlileri çağırtıp, toplantı yapma imkanına sahip. Bir yere gider iken kimseden izin alma mecburiyeti yok. Sadece meclise bilgi verir(oda seyahatten dönünce), akrabai taallükatın bil umum dünyevi işleri yolunda. İşsiz, aşsız bir tane akraba kalmamıştır. Parti teşkilatı imiş, milletvekili imiş, meclis üyesi imiş, belediye başkanı imiş, hepsi emrinde birer nefer. Birde üçüncü dönem bu kadar insanın istememesine rağmen aday olursa, işte o gün "İMPARATOR"- luğunu ilan ettiği gündür.
Peki gelelim madalyonun öteki yüzüne. AK Parti"den aday olamaz ise seçimi kaybetmesi mutlak olan bizim Kral hazretleri, bu kadar imkandan mahrum olursa ne olur? Diye soracak olur iseniz işte o zaman da, "SEFİL" leri oynayacağından kimsenin şüphesi olmasın. Hani şu etrafında kalan birkaç dalkavuk var ya onlar bile, seçilemediği gün; Biz sana bu kadar insanı darıltma demedik mi deyip onu terk edeceklerinden ve çay içmeye dahi bir Allahın kulunu yanında bulamayacağından emin olabilirsiniz.
İşte biz o sefalete düştüğü gün yanında olacağımızı, bizim adamlığımızın gereğinin bu olduğunu, dostlarımızın sıkıntıya düştükleri gün onları değil terk etmek, herkesten önce onların yanında olacağımızı bilmenizi isterim. Diyeceksiniz ki bu adamı bu kadar yazıp, nasıl dost oluyorsunuz? Derler ya bilmem neyin hatırı yoksa sahibinin hatırı var. Kral hazretlerinin eşi Semiha hanım o kadar saygıdeğer bir hanımefendi, o kadar değerli bir abladır ki, onun hatırına bu ciğeri beş para etmez adamın bile, kahrını çekeceğimizi herkesin bilmesini isterim.
Yüce Mevla"dan temennim şu ki; Değil dostlarım için, arkadaşlarım, hatta bütün insanlık için ne düşünüyor isem, bana da aynısını nasip eylesin. Hoşçakalınız,iyi haftalar
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.