İNSAN KENDİ NASIL OLUR?

İnsanı diğer canlılardan ayıran en önemli faktör, yaratılan üç varlıktan meleklerde aklın oluşu, şehvani duyguların olmaması nedeniyle günah işleme iradesinin olmayışı, Hayvanın şehvani duyguları olmakla birlikte aklının olmadığından sorumlu olmayacağı, insanda ise hem akıl hem şehvet duygusu olduğundan iradesini kullanması halinde meleklerden daha üstün mertebelerde olabileceği,iradesine hakim olmaması halinde ise, hayvanlardan da daha alt seviyelerde olacağı bizlere bildirilmiştir. Tasavvuf erbabına göre “kendini bilen (nefsini tanıyan) Rabbini bilir”, günümüz aydınlarına göre ise “Hayatta başarılı olmaktan daha üstün bir tek değer varsa o da kendi olabilmektir” gerçeklerini bizler bir nebze birbirine derc ederek değerlendirecek olursak, insanın kendini tanıyıp, önce kendisine, ardından etrafındakilere ve topluma yararlı bir insan olabilmesi için yapması gerekenleri biraz irdelemek istiyorum; Öncelikle düşünüp, bir karar vermemiz gerek.Başkalarını taklit edip onların iyi yönlerini örnek alıp, kendimizi riske atmadan sosyal ve ekonomik hayatta başarılı olmaya çalışmak mı istiyoruz yoksa alışılagelmiş kuralları aşarak risk alarak, başarılı,başarısız olmayı bu işin gereği sayarak, düşe kalka kendimiz olma mücadelesi vermek mi?.Unutmamamız gereken en önemli faktör başarılı olmanın risk, çile, sıkıntı ve başarısızlık yolculuğundan geçtikten sonra sonuç alınacak bir yol olduğunu bilmektir. Bugün toplumun en popüler sanatçılarının daha önce hangi başarısızlıkları yaşayıp, hayal kırıklığına uğradıklarını pek çoğumuz bilmeyiz, sadece onları yakından tanıyan insanlar bilebilirler. İnsanın kendi olmasında ölçü olarak öncelikli olarak kendini, siyasi misyonunu , dilini, dinini ırkını aşabilmiş olması, olmazsa olmaz kuralların başındadır. Kendisini birtakım kalıplara hapsetmiş kimsenin, hiçbir zaman toplumun gerçekleri ile yüzleşme şansı yoktur. Bu dediklerimi yapmak için her şeyden önce kendine özgüveni olması gerekmektedir, ayrıca bu özgüveni hazmedemeyen veya kıskananların onu acımasızca eleştireceğini bilerek “Bir kölenin özgürlüğe kavuşmasının, efendisinden çok diğer köleleri incitir” kuralını bilip buna göğüs germesini bilmelidir. Hallacı Mansur"un “Enel Hak” ben(haşa) Allah"ım dediğinde ne demek istediğini bilmeyen insanların, aslında onun tasavvufta ben artık nefsi mutmaine derecesine erdim ve Allah"a vasıl oldum demesini anlamayıp, Onu idam etmelerini göz önüne almalı. Ayrıca büyük insanların heykellerinin hayatta iken üzerine atılan taşlardan yapıldığını da bilmeli. Bu dediklerime en güzel örnek çok sayıda insanın nefretini kazanmak pahasına, doğru bildiği büyük bir işi yapan Amerika"nın en büyük başkanlarından sayılan Lincoln"un köle kullanımını yasakladığından hakkında medyada çıkan yayınları ve o toplumda uyandırdığı yankıyı verebiliriz. Bu dediğimizin aynısının  örneklerine ülkemizde de çok sayıda rastlamamız mümkün. Merhum Adnan KAHVECİ, merhum Recep YAZICIOĞLU, Turgut ÖZAL, Adnan MENDERES örnek şahsiyetleridir, belki kendileri olabilmenin bedelini ağır ödemişlerdir ancak geride bıraktıkları paha biçilmeyecek değerlerdir ve bu ülke var olduğu sürece onları unutmayacağımızı da bilmemiz gerek. Sonuç olarak kendimiz olabilmemiz için öncelikle iç dünyamızdaki tabuları yıkıp, kendimize güvenip, üretmek zorundayız.Gerisi zaten kendiliğinden gelir. Kalın Sağlıcakla…   

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR