İNSANLARI TANIMAK.....

 İtikadi açıdan insanlar; mümin, münafık ve kâfir diye üçe ayrılır. Bazı tasniflerde buna müşrik de ilave edilerek dört olarak sayılır.
     Mümin; Allah'a inanan, münafık inancını gizleyen, kafir inanmayan, müşrik ortak koşan kimselere denir.
       Mümin; infak ile, Münafık; nifak ile, Kafir; inkar ile tanınır.
       Bu kategorik özellikler, insanların aidiyet gruplarını da belirler.
       Birbirlerini, aidiyet özellikleri üzerinden tanıyan söz konusu bu kategorik insan grupları, kendilerine benzeyenlerle de en rahat diyalog geliştirirler.
        "Bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim" ata sözü de bunu açıkca ifâde etmektedir.
         "Müminler birbirlerini kokularından tanırlar" hadis-i şerif'i, anlatmaya çalıştığımız kategorik gruplaşmanın özetini oluşturmaktadır.
        Size yakın olanlarla, sizden uzak duranlara, sizi övenlerle size sövenlere, size selâm verip sonra dönenlere; bir de bu gözle bakın. O zaman, dost ve düşmanı daha iyi tanırsınız.
      İnsanları tanımak için söz ve davranışlarına bakmak gerekir. Sadece beyan etmek, o kişiyi tanımak için yetmez.
      O nedenle, bir kimseyi tanımak için; onunla ya alış veriş veya yolculuk yapmak gerekir diye, hem dini mesajlarda hem de atasözlerimizde değerlendirmeler vardır.
      İtikadi kategori sınıfında olan insanları tanımakta çok da sorun yoktur.
       %98 i müslüman olan ülkemizde insan tanımadaki sorun; inanan insanların güvenilirliği noktansındadır.
       Müslüman olduğu için güvenilen insanlardan, öyle güvensiz davranış sergileyenler var ki, bunu imani değerlerle izah etmek mümkün değildir.
       İslami değerler gözüyle bakılınca da, müslümanda güvensizlik ifade eden davranışların zaten olmaması gerekir diye imani kabullere dayalı bir gerçek vardır .
       Asr-ı Saadet dönemimde, güvensizlik nedeniyle adı ortaya çıkmış hiçbir sahabe yoktur.
       Sahabe içinde itikadi sorunları nedeniyle münafık olarak ifşa olan ve olmayan insanların varlığından kaynaklarda bahsedelir.
      Ama,  Peygamberimizin etrafında ahlaki zaafiyeti olan hiçbir sahabe yoktur. Birkaç sahabenin, bir takım şahsa münhasır tutumları olmuşsa da, bunlar hemen ilahi mesajla uyarılmıştır.
       Yalan söylemek, dünyevi çıkar için farklı davranış göstermek gibi bir takım olumsuz örneklerin sahibi olan sahabelere karşı Peygamberimiz çok ciddi tavır almış, onları toplumdan izole etmiştir.
      Ebu Lübabe, Ebu Salebe, Ka'b b. Malik gibi Peygamberimizle görüşmüş ve döneminde yaşamış sahabeler yazımızın konusuna örnektir.
     Müslümüna güvenle bakmak esastır. İslama uymayan davranışları görülen müslümanları uyarmak, onlara caydırıcı olabilecek tavırlarla yaklaşmak da Peygamberi bir yöntemdir.
       "Müslüman bir delikten iki defa ısırılmaz. Müslüman feraset sahibidir. Müslüman basiretle bakar" gibi, müslümanın tanımını  özetleyen bu Peygamberi masajları dikkate alarak duruş geliştirmek gerekir.
       İnsanı tanımak ayrı bir değerlendirme konusu, müslümanı tanımak ayrı bir değerlendirme konusudur.
       Tanıma durumunda olan müslümansa eğer, karşı tarafın tanınmasıyla ilgili olarak vahyi ölçüleri dikkate almak durumundadır.
       Vahyin ortaya koyduğu kural kesindir, şaşmaz ve uygulayanı da şaşkına uğratmaz.
        Müslüman; vahye uygun söz, davranış, tutum ve bakış geliştirmelidir. İnsanları tanımak için de vahyi ölçüler dikkate alınmalıdır.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Sami Kesmen Arşivi
SON YAZILAR