ÜRETİCİ PERİŞAN

Ülkemizin en sıkıntılı sektörlerinden birisi tarım ve hayvancılık sektörüdür. Tarımda geldiğimiz nokta çok başarılı sayılmaz. Konya kadar yüzölçümü olan ve deniz seviyesinden aşağıda olan Hollanda bizden öndeyse başımızı iki elimizin arasına koyup düşünmek zorundayız. Tarım arazilerinin büyük bir kısmı ekilip biçilmiyor, devletin verdiği destekleme arazi bazında olduğundan insanlar yattıkları yerden desteklemelerini almaktalar. Destekler ürün bazında verilmiş olsa daha sağlıklı sonuçlar çıkacağı kanaatindeyim. Üretici yaptığı üretimin karşılığını alamıyor, tarlada elli kuruşa satılan domates manavda üç dört lira, aynı şekilde tarlada elli kuruş olan karpuz manavda iki lira civarında satılmakta. Bu durum insanları üretim yapmaktan vazgeçirmeye yetiyor da artıyor bile. Bafra’da karpuz yetiştiriciliği yapan birkaç tanıdık var, adamlar ürettikleri karpuz kavunu zabıtanın kontrolünden geçirmeden arka yollardan kaçarak pazara getirip satmaya çalışıyorlar, bu ayıp bize yeter de artar. Hükümet bir ara üreticiyi direkt pazara ulaştıracak ve vatandaşa birinci elden ürününü satacak formüller üzerinde durmaktaydı ama maalesef o çalışmalar rafa kalktı. Tarımda çıkış yolu üreticiye verilen desteği artırıp, araziye değil ürüne destek verilip üreticinin satacağı mahsülü direkt vatandaşa satabilmesine imkân tanımaktır.

Hayvancılığa gelince; orada durum daha da vahim. Kanatlı et üreticileri per perişan. Bölgemizde yüz civarında irili ufaklı kanatlı et üretim çiftliği var, bunlardan ikisi de bizim. Ürettiğimiz beyaz eti 4,18 TL'ye entegre tesisine veriyoruz, bunun firesi, kesimi ortalama 6 liraya entegreye maliyeti olur. Entegre marketlere kaça satıyor bilmiyorum ama önceki gün markette bizim üretim yaptığımız tavuk firmasının etinin etiketlerini görünce aklım yerinden fırladı. Kanatlı tavuk etinin kilosu 39.80 lira yani kırk lira civarında. Diğer pirzolası, butu 30 lira civarında ortalaması 35 lira, yani bizim 4,15+kdv ye KÖYTÜR  firmasına  verdiğimiz tavuk ulusal markette ortalama 35 liraya satılmakta. Geçtiğimiz yıldan bu yıla girdi maliyetlerimiz yüzde kırk yükseldi. Tüm entegre tesisleri zam yaptı ama KÖYTÜR firması zam yapmadı, biz de ekonomik sıkıntılarını bildiğimizden tepki vermedik. Ama yaz kış sürekli kömür tüketmemize rağmen entegre tesisinin kömür yardımını kesmesi de hiç doğru bir davranış biçimi değil. Üreticiler perişan, insanlar elektrik su faturalarını ödeyemiyorlar, evlerine getirecek ekmek parası olmayan arkadaşlarımız var. Bu konuyla ilgili hükümetten destek beklemekteyiz. Fuat Köktaş’ın bu konuda çok uğraş verdiğini biliyorum ama henüz bir sonuç çıkmadı, umarım yakın zamanda bir sonuç çıkar da üretici rahatlar.

Büyükbaş hayvan konusuna gelince; orada da durum çok parlak değil. Büyükbaş hayvan yetiştiren üretici arkadaşlarla konuşuyorum, onlar da yetiştirdikleri hayvanları maliyet fiyatına satmak zorunda kalıyorlar. Yem, ot, silaj giderleri çok yüksek. Her büyükbaş hayvan için on dönüm arazi lazım ki hayvanın bir yıllık ot ihtiyacını karşılasın, bunu bulabilen üretici yok denecek kadar az. Hal böyle olunca da hayvanlara lazım olan yem, ot, silaj gibi malzemeler parayla alınıyor, parayla alınan malzeme gideri hesap edildiğinde bir kilo etin üreticiye maliyeti 38/40 lira civarına denk geliyor. Üretici 38 liraya malettiği karkas eti kasaba kaça verecek ki para kazansın. Zaten kasapta kemikli et 40 lira kemiksiz et 50 lira hadi satın da karı da zararı da sizin olsun. Üretici işin içinden çıkabilmek için kurbanlık hayvana yöneliyor. Kurbanda etin kilosu 50 liranın altına inmez, bu rakamlarla elindeki hayvanı tüketebilen üretici rahat bir nefes alır, aksi halde işin içinden çıkması mümkün değil.

Peki, çözüm önerin nedir diye sorarsanız; kanatlı hayvanlarda tek çözüm devletin üreticiyi entegre tesislerinin insafına bırakmadan Tarım Bakanlığının çıkardığı yönetmeliği uygulaması ve fiyatlara Et Balık Kurumu gibi bir taban uygulaması koymasıdır. Bizim 4,18 TL'ye sattığımız tavuğun bize maliyeti zaman zaman bu rakamın üzerine çıkmakta. Sırf işletmeler boş kalmasın diye üretim yapıyoruz, entegreden almamız gereken paraları da alamayınca üreticilerin tamamına yakını bankaların kıskacında perişan bir halde kalıyor, buna mutlaka bir çözüm getirilmeli. Devlet nasıl ki buzağıya destek veriyorsa kanatlıda da civciv başına destek verebilir. Büyükbaşta da Et Balık Kurumunun yaptığı alımlara uyguladığı fiyatları çok daha hassas hesaplar yaparak üreticiyi zarar ettirmeyecek fiyat politikaları uygulanmalı. Tarımda da dediğim gibi verilen destek arazi bazında değil ürün bazında verilmeli. Yaşadığımız pandemi sürecinde tarım ve hayvancılığın önemini bir kez daha anladığımız kanaatindeyim. Umarım matlub hasıl olmuştur, kalın sağlıcakla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
6 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR