İŞTE TEMAYÜL YOKLAMASI SONUÇLARI...
Bazı işlerim nedeniyle hafta sonu İstanbul'a geldim. Henüz dönmemiş olsam da Samsun'da olup bitenleri yakından takip ettiğim için bugün sizlerle Pazar günü yapılan temayül yoklamasının sonuçları üzerinde konuşmak istiyorum. Diyeceksiniz ki temayül yoklamasının ardından çuvallar bağlandı, Ankara'ya gitti. Sonuçlar orada belli olacak neyin yorumunu yapacaksız? Doğru diyorsunuz ancak bu siyaseti biraz olsun biliyorsam temayül yoklamasının sonucunu da az ya da çok tahmin edebiliyorum.
1995 yılında Refah Partisi'nde yönetici iken biz de temayül yoklaması yapmıştık. Sonuçlarını da Ankara'ya gitmeden biliyorduk. O yüzden yapılan temayül yoklamasının sonuçlarını tahmin etmek zor değil. Temayül oylamaları aday tespitlerinde çok önemli olmasa da Genel Merkez nezdinde bazı ip uçlarının oluşmasına neden olabileceğinden özellikle yerel seçimlerde biraz olsun önem arz edebilir. Örneğin Ben, Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na aday değilim diye beyanat veren Bakan Kılıç'ın teşkilattaki ekibinin yoğun ve gizli kulisleri sonunda birinci çıkması sonucunda Ak Parti Genel Merkezi Bakan Kılıç'ı çağırıp Bu ne iştir arkadaş. Hem aday değilsin, hem de temayülden birinci çıktın diye soracak. Suat Kılıç'da Efendim benim dahlim yok. Teşkilatımızın hüsnü teveccühü. Ben ne yapabilirim ki? deyip, burada ya aday ya da adayı belirlemede söz sahibi olma hedefine ulaşma imkanı bulacaktır.
Kenan Paşa'nın deyimi ile Netekim yapılan temayül oylamasından birinci Suat Kılıç, İkinci Osman Genç, Üçüncü ise Aslan Karanfil'in çıktığı açıkça ortadadır. Bu durum karşısında Bakan Kılıç'da Cemal Yılmaz Demir gibi istemem yan cebime koy politikası yaparak önümüzdeki süreçte bitecek olan siyasi hayatına yeni bir ivme kazandırma işini yakalamış olacak. Siyasette bu gayet doğaldır. Siyaset yapan insanların tamamına yakını siyaseti teneşirde bırakmayı hedefler. Toplumun teveccühünü yitirmedikleri sürece de buna devam ederler.
Son çıkan Büyükşehir Yasası ile Bakanlıktan çok daha cazip hale gelen Büyükşehir Belediye Başkanlığı makamlarına heveslenen siyasetçilere bunu çok görmemek gerekir. Daha önce de söylediğim gibi bu seçim geçtiğimiz 2004 ve 2009 yerel seçimlerinden farklı olacak. Zira o seçimlerde Büyükşehir Belediye Başkan aday adayı olarak kimse çıkmamıştı. Sadece şimdi ki Başkan vardı. Hiç unutmuyorum 2004 seçimlerinde bir öğretmen arkadaş aday adayı olunca Vezir Hazretleri'nin nerede ise aklı yerinden çıkacaktı. Şu anda aday adayı olan güçlü adayların karşısında ne kadar strese girdiğini tahmin edebiliyorum.
Burada üzerinde durulması gereken konulardan birisi Bakan Kılıç'ın Müsteşar Yardımcılığı koltuğunda oturan Aslan Karanfil'in, Bakan Kılıç'tan icazet almadan Kılıç'ın da istemiş olduğu koltuğa talip olmasıdır. Aldığım bilgilere göre Aslan Karanfil icazet almaksızın bu işe soyunduğu yönünde. Bu bilgiyi çok sağlam yerden almış olmama rağmen hala kafamda acaba sorusu yok değil. Karanfil daha önce de yazdığım gibi yerel bir gazetenin el değiştirmesi olayında perde arkasında rol oynadığını, bunun nedeninin de siyasete soyunacak olması arzusunda olduğunu yazmıştım. Kanaatimce Karanfil, incitmeden, üzmeden, küsmeden siyasete geçiş politikası yapıyor. Bakan Kılıç bu tür işlerden hiç hoşlanmadığı gibi, bedelini de ağır ödeteceğini düşünüyorum. Zatı Muhterem'i bu şehirde en iyi tanıyan üç kişiden birisi olduğumu düşündüğümden ne yapacağını da çok iyi kestirebiliyorum.
Peki bu durumda kim Büyükşehir adayı olabilir? Derseniz, bu köprünün altından çok sular akar derim. Henüz seçime beş ay gibi uzun bir zaman var. Hükümetin Cemaatle olan ilişkileri düzelir ise Aslan Karanfil siyasette şanslı bir isim olur. Yok şu anda uygulanan politikalar devam edip Hükümetle Cemaat kavgasında değişiklik olmaz ise Aslan Karanfil'in değil siyasette, bürokrasi de de işi çok zor gibi gözüküyor.
Bakan Kılıç ve Başkan Yılmaz'a gelince, şahsen Bakan Kılıç'ın çok şanslı olduğunu düşünmüyorum. Ankara kulislerinden gelen bilgiler ve İstanbul'daki otoritelerden aldığım doneler doğru ise Bakan Kılıç'ın siyasi hayatı bu dönemle birlikte sona ereceği yönünde. Mevcut Başkan'ın teşkilatlarla olan problemi ve 2009 yılında aldığı %47 lik oy oranı göz önüne alındığında adaylığı biraz zor görünüyor. Başbakan onu önümüzdeki seçimde parlamentoda, hatta kabinede değerlendirmek isteyebilir.
Yapılan temayül yoklamasının ardından bundan sonraki süreç, yüksek oy alan isimlerle önümüzdeki günlerde anketler yapılarak devam edecek. O anketlerde öne çıkan isimlerden birisinin aday olabileceğini düşünüyorum. Hatta temayülden çıkmasa dahi bazı milletvekillerinin kamuoyu yoklamalarında isimleri sorularak alacakları oylara göre değerlendirme yapılabileceği kanaatindeyim. Bugün Büyükşehir Belediyesi'ni değerlendirdik. Önümüzdeki yazılarımda diğer ilçeleri değerlendirmek üzere kalın sağlıcakla...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.