KAVAKLILAR İŞ BAŞINDA DİĞERLERİ NEREDE?

Seçim yaklaşırken hummalı bir biçimde hemşeri dernekleri, vakıflar, parti içi bölgesel gruplaşmalar çalışmalarını yoğunlaştırmış durumdalar. Dün Kavak Sanayici İşadamları Derneği yönetimi ziyaretime geldi, arkadaşlar genç, girişimci ve samimi insanlar, birçoğu eskiden tanıdığım arkadaşlar, kendi anlatımları ile yapmak istedikleri kendi bölgelerindeki insanları bir araya getirmek yönünde bir çalışma, bu konuda bizlerde elimizden gelen desteği vereceğimizi kendilerine ifade ettik.

            Hemşeri dernekleri kuruluş amaçlarında art niyet olmadıkça topluma yararlı hizmetleri olacak kuruluşlardır, art niyet derken ne demek istediğimi birçoğunuz anlamış olmanızı bilmeme rağmen biraz açmakta fayda olduğunu düşündüğümden bu konuyu biraz açmak istiyorum. Hemşeri derneklerinin kendi hemşerilerini gerek siyasette, gerek ticarette, gerekse bürokraside bir yerlere getirebilmek için mücadele etmesi kadar doğal bir şey olamaz. Bu durum hepimiz tarafından severek desteklenir. Ancak bir adam bu tür dernekleri şu veya bu şekilde kullanmaya kalkıp, sırf kendisini bir yerlere taşımak için bu güzide kurumları kullanırsa o zaman buna izin vermeyiz..

            Adamın birisi hemşeri derneklerini araya koyarak tüm partileri gezip, aday olabilmenin yolunu arıyorsa bu adamdan değil milletvekili, insan dahi olamaz, insanın bir onuru, ideali, dünya görüşü ve şerefi olmalı, sırf bir yerlere seçilebilmek adına kalkıp parti, parti gezip kendisini anlatması gerçekten insanlık ayıbıdır. Diyeceksiniz ki bu şekilde davranan var mı, herkes kendisini biliyor, olup, olmadığını benim ifade etmemin ne anlamı var ki, önemli olan benim ifade etmemden ziyade, bu tür davranışlarda bulunan insanların toplum tarafından fark edilmesidir.

            Irkçılığın gerek inancımız, gerek kültürümüz, gerekse insanlık adına tasvip edilecek bir davranış olmadığını hepimiz kabul etmemize rağmen, zaman, zaman bu yanlış davranışı hep birlikte yaşarız. Yüce Yaratıcı"nın bizleri kabilelere bölmesinin temel esprisini kendisi Yüce Kitabı"nda izah ederek, sadece ve sadece tanışmak için sizleri kabilelere böldük şeklinde izah etmektedir. O halde bize düşen en temel görev insanları şuralı veya buralı oldukları için değil, kişilikleri, davranışları ve icraatları doğrultusunda değerlendirmemiz gerektiğidir.

            Peki, her insanın kendisine yakın gördüğü arkadaşını, köylüsünü, hemşerisini bir yerlerde görmek istemesi yanlış bir davranış mıdır derseniz elbette ki değildir, siyaset mümkün olanı yapma sanatı ise insanların kendilerine yakın arkadaşlarını bir yerlerde görmek istemesi de siyasetin gereği olduğunu kabul etmek zorundayız.

            Siyasi arenada herkes bir şeyler yapma mücadelesi verirken daha önce Of-CHP Derneği olarak adlandırdığım dernek ne iş yapıyor diye merak edecek olursanız onun da cevabını vereyim. O malum köşe yazsını yazdığımda dernek üyelerinden bir kısmı hayli canı sıkılıp beni aradı, ancak bir şey dikkatimi çekti, gerçekten de arayanların birçoğu sol görüşlü arkadaşlar idi. Arkadaşların yazının mahiyetine bakmaksızın neden yazdığıma canları sıkılmış, onlara dedim ki arkadaşlar yazıyı neden yazdığıma değil, içeriğine bakarsanız o zaman daha rahat yorum yapma imkanına sahip olursunuz.

            Hayatımda kapısından içeriye girmediğim Of-CHP Derneği ne iş yapar derseniz başında başkanlık koltuğunda oturan arkadaşımız asıl mesleği olan kuyumculuktan ziyade belediyelere ilaç, çöp bidonu, v.s. ticareti yapan şirketine iş bulmak için derneği kullanır ve istediği işleri de alır. Dilerseniz hangi belediyeye ne sattığını da dokümanları ile verebilirim. Yönetim kurulunda bulunan arkadaşlar iyi niyetli insanlar ancak balık baştan koktuğu için yapacakları pek bir şey yok. Yılda bir kez horon tepinme gecesi yapmanın dışında pek bir şey yaptıkları söylenemez, pardon özür dilerim bir de dernek binasında bolca okey, tavla v.s partileri devam eder.

            Gayri Müslim"in biri Müslüman olmak için ne yapmam gerekir diye sorunca ona demişler ki bu iş için yapman gereken iki şey var birisi kelimei şehadet getirmen gerekir, diğeri de sünnet olmandır. Adam işin zorundan başlamak isteyince gitmiş sünnetten haberi olmayan birisine sünnet olmaya kalkmış, ömründe sünnetin ne olduğunu dahi bilmeyen adam eline aldığı balta ile adamın cinsel organını tam ortasından ikiye ayırmış. Bunun üzerine adam eski dinimden oldum, cinsel organımdan da oldum bari Müslüman oldum mu diye kendi, kendine sormaya başlamış. İşte bizim durumumuz da adamın işine benziyor, Kavaklılara göre Oflu olduğum için bu yazıları yazıyorum, Oflulara göre ise Of düşmanı olduğumdan onların derneğine sataşıyorum. Ben bu işin içerisinden çıkamadım, dilerseniz gelin siz bu işin içersinden çıkın. Kalın sağlıcakla