KAZANAN BAŞKANLARI BEKLEYEN SORUNLAR
KAZANAN BAŞKANLARI BEKLEYEN SORUNLAR
Seçimin ardından kazananlar zafer sarhoşluğunda, kaybedenler ise mağlubiyetin verdiği hüzünle hayatlarına devam etmekteler. Aslında beş yıl çok uzun bir zaman dilimi değil. 2009 yılında yaşanan yerel seçim sanki dün gibi geldi geçti, o gün seçimi kazananlar da zafer sarhoşuydular, aynı insanların bir kısmı bugün üzüntüden adeta sokağa çıkmıyorlar. Demokrasinin vazgeçilmez unsurlarından olan siyasi partiler ve seçimler kazanma ve kaybetme noktasında mihenk taşıdır. Kaybetmesini bilmeyen siyasetçilerden siyaset adamı olmaz, Başbakan geçmişte siyaset yaptığı Milli Selamet Partisi ve Refah Partisinde defalarca kaybetmenin hüznünü yaşamış bir siyaset adamıdır ama o kaybettiği seçimlerin ardından hiç bir zaman yılmamış, bıkmamış yoluna devam etmiştir. Toplum mühendisleri yıllarca siyaseti yönlendirmeyi becermişler ama bazı dönemlerde halkın dayatmalara karşı verdiği tepki sonucu adeta yerle bir olmuşlardır. Siyaset adamları ve liderler cesur davranıp yapılmak istenen oyunları halka anlatmaları haline halk gerekeni yapıyor ama bu cesareti göstermeyip statükoya yenilen siyasetçiler yok olup gidiyorlar.
30 Mart seçimlerinin üzerinden iki hafta gibi bir zaman dilimi geçmiş olmasına rağmen kazanan Belediye Başkanları yoğun tebrik kabullerinden başlarını kaldırıp işlerine bakmaya fırsat bulamıyorlar. Bu durum normal olmakla birlikte bazı Başkanların gelen misafirlerin yoğun bir biçimde iş talebinde bulunduklarından şikâyet etmeleri ziyaretçilerin büyük bir kısmının beklenti içerisinde olduğunu göstermektedir. Geçtiğimiz 2009 yılındaki seçimin ardından kazanan Başkanların büyük bir kısmı personel fazlalığından dert yanmaktaydı. Hükümetin norm kadro fazlalığı personeli başka kamu kurumlarına kaydırması sonucu Belediyeler rahat bir nefes alacak derken Başkanlar diğer kamu kurumlarına aktardıkları personelden çok daha fazlasını işe almak suretiyle Belediyeleri adeta personel çöplüğüne çevirmiş durumda oldukları açıkça ortada. Şayet personel alımıyla seçim kazanılsaydı bu seçimi hiçbir Başkan kaybetmemeliydi ama ortaya çıkan manzaraya bakıldığında bir aileden dört kişiyi işe alıp beşinci kişiyi almıyor iseniz o aile size küsüp sizin rakibinize çalışabiliyor.
Toplum olarak öyle bir hale gelmişiz ki vefa nedir, dostluk nedir, ideal nedir bilinmez bir hale gelmiş, internet sitesi gelen yorumlara baktığımda öyle enteresan yorumlar görüyorum ki aklım şaşıyor. Adam yazmış Başkanım benim kızımla gelinimi işe aldın ama oğlum işsiz onu almadığın için sana oy yok bu seçimde bu arkadaş yeni kazanan Başkanı destekleyip oğlunu da ona verecek böylece aile boyu Belediyeden geçimlerini temin edecekler. Sorarım size bunu yapan insanda insanlık namına hiç bir şey var mı? Hadi bu adamda yok da buna izin veren Başkana ne demeli siz takdir edin. Yeni seçilen arkadaşlarımızdan özellikle ricam Belediye personelini daha fazla şişirip toplumun beklediği hizmetleri aksatmamalarıdır. Zira Belediyeye alınacak her personele ödenecek maaş topluma yapılacak hizmetin kesilmesi anlamına gelir, buna fırsat tanıyan siyasetçileri bu toplum affetmez.
Bir de popüler politika yapan Başkanların bazı gerçekleri görmeleri gerektiği kanaatindeyim. Daha önceleri seçim kazandıklarında kapıları sökenler şimdi bırakın kapıların açık olup her isteyenin girmesini sağlamak verdikleri randevulara dahi sadık kalmayıp gelen insanların kapılarda beklemek zorunda kalmaları onların daha önce ortaya koydukları ilke ve ideallerin çoktan yok olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. İşin daha da garip tarafı küstürdükleri insanları kendileri arayıp gönüllerini almak bir yana başkalarını aratıp özür dilemeleri bu insanların ne noktaya geldiklerinin açıkça delilidir. Uzun zamandan beri görevde olan Başkanların artık ekiplerini yenileme zamanı da geldiğinin farkında olmaları gerekmekte, kendilerine seçtikleri başkan yardımcıları öyle bir hale gelmişler ki yanlarına gelen misafirlere hoş geldiniz demek için kıçlarını yerinden kaldırma lütfunda dahi bulunamıyor iseler bunlara dense dense öküz denir. Belediyeler yarı resmi yarı siyasi kurumlardır. Bu kurumlarda görev yapanlar adam gibi görevlerini yapmak zorunda olduklarını unutmamalıdırlar. AK Partiye ve Başbakan'a olan saygıdan ötürü seçildiklerini onlarla ilgili dosyaların piyasaya sürülmemesinin tek nedeninin de bu olduğunu, kerametin asla kendilerinde olmadığını bilmeleri gerektiğini unutmasınlar. Şayet onlar unutur iseler onlara biz öyle hatırlatırız ki akılları şaşar. Yeni seçilen Belediye başkanları zafer sarhoşluğuna düşmeden, seçildikleri makamları kendilerinin hak ettikleri için değil sadece ve sadece toplumun Başbakan'a olan güveni sonucu seçildiklerini unutmamaları gerektiğini hatırlatarak sözlerime son veriyorum. Kalın sağlıcakla
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.