Keyifli bir ilmi tartışmadan kesitler
Önceki akşam DOSTDER"in dernek binasındaki konferans salonunda Salih Parlak hoca"nın yazmış olduğu Kuran tefsirinin genişletilmiş yeni baskısının tanıtımını yaparken güzel bir ilmi tartışmanın yaşanmış olması hayli keyif verici idi, bu durum güzel bir ortamın yaşanmış olmasına da vesile oldu, Salih hoca yıllardır Kuranı kerim üzerinde farklı yaklaşımlarda bulunup, izahat veren, Türkiye"de henüz radyolink telefon sistemlerinin kurulmadığı 1975 li yıllarda uzaydan, galaksilerden, yıldızlardan bahsedip, gerek ilmi tartışmaları, gerekse okuldaki derslerini bu mantık çerçevesinde anlatan bir hocamızdır, hiç unutmuyorum Mu medeniyeti piyasalarda hiç konuşulmadığı o dönemlerde hocanın gündeminde Mu medeniyeti var idi,o günlerde hoca ile dalga geçen insanlar gün geçtikçe ne demek istediğini daha iyi anlamaya çalışmışlardır, hoca bazı izahatları yapar iken öğrencilerine dahi " çocuklar şimdi biraz hoplayacaksınız ama sabırlı olursanız anlaşırız" diyerek karşısındaki öğrencilerine karşı mütevazi olmasını bilen bir insan, bir hoca efendidir. hocamız sunumunu bitirdikten sonra arkadaşlar söylediklerime inanmak zorunda değilsiniz, her türlü eleştiriyi yapabilirsiniz, en ağır ithamlara da hazırım diyerek, kendine ve bilgisine olan güvenini ortaya koydu.
Salih hoca"mızın anlattığı Yaratılış teorisi üç ana başlık altında toplanıyor; birincisi Büyük patlama olarak adlandırdığı Kuranı kerimdeki yer yüzünün altı gündeki yaratılışının izahatı, burada hocanın büyük patlama olarak kast ettiği dünyanın yaratılışındaki evrelerdir, detaylarına girmiyorum.
(Hocamız yaratılış teorisini izah ederken bilim, din, ve felsefe alanlarından yararlanarak, adeta harmanlayarak, birleşik alan kuramı oluşturuyor ve öyle izah ediyor).Big bang (büyük patlama) teorisini, altı günde yaratılış gerçeğini felsefede ukulu-aşere (on akıl) kuramını kullanarak yaratılış teorisini Kur-an"a dayandırarak yeniden izah etmiştir.Kullandığı argümanlarda en önemli farklılık klasik olarak bilinen yoktan var edilme olgusunu vardan var edilme olarak izah etmesidir. Salih hoca olaya farklı bir açıdan bakıyor. Bu arada nefsi vahide olarak bildiğimiz tek nefis olayını da farklı bir yaklaşımla ele alarak cennette insanoğlunun tek nefis olarak bulunacağını, ancak dünyada anne karnında çift nefis haline geldiğini, cennette tekrar eski haline geleceğini ifade ediyor, tabii bu dediği bu güne kadar hiç duyulmamış ve yazılmamış bir olay, nerede ise hiçbir dinleyici kabul etmedi ama Salih hoca düşüncesinde ısrarcı idi, bu konu bizim yorumlayacağımız bir konu değil, ilgilileri gereğini yapar kanaatindeyim
Burada üzerinde durmak istediğim asıl konu Salih hoca"nın yıllardır bitmek, tükenmek bilmeyen enerjisi, merakı ve araştırmalarıdır, hoca bu anlatılanlara yapılan itirazlardan da rahatsız değil, bana göre ilim, irfan meclisi dediğimiz de budur, aksi halde bir hoca efendinin gelip, bir yerlerden okuyup, anlatıp, dinleyicilerin de noter gibi tasdik ettiği meclisler ilim meclisi değil, fikri dayatma veya asimile meclisleridir, bu tenkitleri yapanlar kadar, yapılanlar da mutlu oluyorsa, Allah resülünün"ümmetimin ihtilafında da rahmet vardır" hadisinin tecellisidir diye düşünüyorum, böyle güzel ve yararlı toplantıyı tertip eden DOSTDER yönetimine teşekkür ederim, bana uzun yıllardır dinlediğim kıymetli hocamı bir kez daha severek ve zevkle dinleme fırsatı tanımışlardır, çalışmalarında başarılar diler, siz değerli okurlarıma da mutlu pazarlar dilerim.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.