KİŞİYE ÖZEL İCRAATLAR
KİŞİYE ÖZEL İCRAATLAR
Üzülerek ifade etmek gerekirse şehrimize yatırım yapmak isteyen bazı iş adamlarının önü kesilirken bazılarına ise özel imtiyazlar tanınmakta, bu durum ne ile izah edilir bilemiyorum ama anlatacak olduğum birkaç olay ardından ne demek istediğimi rahatlıkla anlayacağınız kanaatindeyim. Kurdun Kuzuya teslim edildiği bir Dünyada yaşamanın ne kadar zor olduğunu hepimiz biliyoruz ama Ak Parti iktidarında bir nebze olsun bu olumsuzlukların ortadan kaldırıldığını görmüştük ama ne yazık ki iktidara kim gelirse gelsin insanlarımızın vicdan muhasebesinde normalleşme olmadığı sürece yapacak çok şey yok.
Şehrimizden çok kısa bir süre önce ayrılan bir bürokratın alnım dik ayrılıyorum dediğini hepimiz biliyoruz ancak adamcağızın icraatları ortaya çıktıkça ne kadar alnı dik ayrıldığını daha iyi anlıyoruz. Çalıştığı kurumu Devlet kurumundan ziyade babasının malı veya istikbali için şahsına tahsis edilmiş Devlet ulufesi gibi dağıtılan bir bütçe haline getirmiş. Bu konuda o kadar ileriye gidilmiş ki anlatamam sadece kantinciye sekizyüzbin lira özel ödeme yapılmış. Peki bu özel ödeme neye göre yapıldı derseniz alnı dik şehrimizden ayrılan böyyyyyüüüüük Devlet adamımız sırf kendi siyasi geleceğine yatırım yapmak üzere bu arkadaşımıza tamı tamına 800 bin lira ödemiş. Tabii bu para o arkadaşla kendisi arasında mı paylaşıldı, yoksa ne oldu orası bize karanlık.
Peki olay sadece bununla sınırlı mı derseniz elbette ki değil Hem cemaatten yandaşı, hem siyasi geleceğinin basın ayağını oluşturan internet gazetesinin sahibine ihmal etmemiş. O arkadaşa da bu meblağdan çok daha fazla bir meblağ yardım yaptığı, vatandaşın da bu yardım sayesinde ulusal kanallarda reklamının çıktığı iddia edilmekte. Konuyla ilgili zatı muhteremin eski kurumuna üç tane dilekçe yazdım. Dilekçelerim 4982 sayılı yasa gereği cevaplandırılması zarureti olan dilekçeler, ancak kanaatimce cevap vermemek için her türlü çareye başvuracaklar.
Ak parti iktidarının çıkardığı 4982 sayılı bilgi edinme kanunu o kadar güzel bir kanun ki sormayın gitsin, Devletin şeffaf yönetilmesi gereği vatandaşın her istediği bilgi belgeleri ile birlikte verilmek zorunda. Kanunun onuncu maddesinde vatandaşın istediği bilginin imzalı mühürlü fotokopisi kendisine verilir hükmü var. Sadece T.C. vatandaşları değil Türkiye'de ikamet eden yabancı uyruklu Vatandaşlar dahi bu yasadan yararlanma hakkına sahiptirler. Peki yasanın istisnası yok mu derseniz elbette var. Devlet sırları, askeri sırlar, soruşturmaya dahil suçlar gibi konular yasa kapsamı dışında. Verdiğim dilekçeye olumsuz cevap vermek için çare arayan idare kanaatimce Kanunun 21. Maddesini gerekçe göstererek cevap vermeyecek ancak kanunun 21. Maddesi der ki 'Kişinin mesleki ve ekonomik değerlerine haksız müdahale oluşturacak bilgi ve belgeler verilmez.' İdare bu maddeyi kafasına göre yorumlayıp bilgisini vereceğimiz kişi veya firmalara haksız müdahale etmiş olacağımızdan bu bilgileri vermiyoruz şeklinde bir yorumda bulunup dilekçeme cevap vermemeleri çok gülünç olur. Neden gülünç olur derseniz Devlet şeffaf yönetilir, Devletin Bütçesi kamuoyuna açıktır, siz tüyü başında bitmemiş yetimin hakkını kendi yandaşınıza vermeniz haksız rekabettir. Yasa burada tam anlamı ile şeffaflıktan ve Devletin Vatandaşa eşit muamele, rekabet şartlarının önünü açmak zorunda olduğunu açıkça ifade etmektedir.
Siz kalkıp eline çantasını alan veya fotoğraf makinesini alan birkaç kişiye özel muamele yapıp onları ihya ederseniz bu şehirde onlarca profesyonel gazete var, dört tane WEB ofset makinesi olan gazete var, siz bunları devre dışı bırakıp veya bazılarını devre dışı bırakıp iki tane yandaşınıza milyon dolarlık ödemeler yaparsanız bunun hak ve adaletle bağdaşan yönünü izah edemezsiniz. Bu olsa olsa kişiye özel icraat olur. Ben bu konuda çok ciddiyim, sadece bu konuda değil kamu mallarının harcanmasında tüm kurumlarda dönen dolapların peşinde olduğumu kimse unutmasın. Şehrimizde sırf yatırımcının önünü açacağım diye kamu arazilerinin kimlere nasıl ve kimler tarafından peşkeş çekildiğinin belgeleri elimde tamamını sizlerle paylaşacağım. Bakalım kimin başı dik, kimin başı eğik Öyle üç beş üç kağıtçıya kamu malını peşkeş çekerek kendilerine yer yapacaklarını zannedenler havalarını alacaklarını unutmasınlar. Bizim işimiz üzüm yemek bağcıyı dövmek değil, ancak bağcı başkalarının bağındaki üzümleri satıyorsa o zaman o bağcının anasını ağlatmak da bizim işimiz olduğunu unutmasın. Bu duygu ve düşüncelerle sözlerime son veriyorum. kalın sağlıcakla
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.