KISKANÇLIKTAN ÖLDÜM (!)
Cumartesi günleri gazetelerin en az okunduğu günlerdir, nedenine gelince memur kesimi bir haftalık alışverişini, sanayideki arabasının tamir işini ve angarya işlerini Cumartesi günleri yapar, gazetelerin evlerde en çok okunduğu günler de Pazar günleridir. O yüzden de Cumartesi günleri çok fazla köşe yazmam, ancak dün bir köşe yazarının yerini kendisinden daha usta bir gazeteciye bırakacağını, bilmem kimle yaptığı ortaklığı kıskananların olduğunu, camiada öncü olma yolunda ilerlediklerini yazdığını görünce dayanamayıp bu yazıyı yazmaya karar verdim. Normalde o arkadaşla ilgili en ufak bir problemim yok, şahıs olarak da iyi bir insan olduğunu düşünüyorum ancak ortağım dediği ve bugüne kadar gizli olan gerçeği açıkladığı ortağı, bu şehrin en problemli insanlarından birisidir. Geçmişte bir dönem tanıma fırsatım oldu ve adamlarla yaşamadığım sorun kalmadı. 2009 yılında beni vurmaya gelen kişilerin azmettiricileri oldukları gerekçesiyle hala daha mahkememiz devem etmekte.
Arkadaşımız ‘kıskandılar beni’ deyince ilk önce benim kıskandığımı söyleyebilirim(!) Zira CHP’lilerle ortaklık yapmak gerçekten kıskanılacak bir şey. Yetmez, Çete davalarından yargılanan insanlarla ortaklık yapmak daha da kıskanılacak bir şey, o da yetmedi yerini başkasına verecek kadar cömert olan bir insanı kıskanmak çok daha kıskanılacak bir iş (!) Merak ediyorum köşesini veren bu arkadaştan başka ne istenirse verir, ne kadar fedakâr bir insan o da kıskanılacak bir durum(!)... Zira hiçbir gazeteci kendi köşesini başkasına vermeyeceği gibi, ortağı olduğu, pardon görünürde sahibi olduğu ama gerçekte arka planda sahibinin kim olduğunu beyan ettiği bir gazetedeki Başyazarlık görevini başkasına bırakıp yine o gazetede yazmaya devam ediyorsa bu insan kıskanılmaz mı? Ayrıca yıllarca İl Özel idaresini iç ettikten sonra FETÖ kapsamında kapatılan internet sitesini kim şikâyet etmiş, daha önce orada kim çalışmış, bunları da irdelemekte yarar var.
Şehirde birileri basın camiasında güç olmaya uğraşıyor. Zira onlara bu güç lazım, bunu anlayabiliyorum da bu insanların kimlerle nasıl bağlantıları olduğunu belgelerle ortaya koyduğum zaman bu insanlara destek veren Ak partili Belediyelerin bunun hesabını nasıl vereceklerini merak ediyorum. Bizim siyasi geçmişimiz açık ve net ortada olmasına rağmen Belediyelere yanaşmıyoruz. CHP’li olduğu belli olan hatta o partiden meclis üyesi seçilip başka hesaplar için partisinden istifa edip basın sektörüne giren ve ortak olduğunu dün resmen ilan eden arkadaşın gazetesine Ak partili Belediye Başkanlarının hangi kafaya hizmet ederek destek verdiklerini çok merak ediyorum. Ben gazeteyi kurduğum zaman belli bir birikimim vardı. Yetmedi Atakum’da yaptığım binada satılmamış dairelerim vardı ve tamamını satıp bu gazeteyi ayakta tuttum. Bu insanların nesi var da bu kadar gideri karşılamaktalar bunu bir araştırmak lazım.
Benim için değil bir gazete on gazete kurulsun umurumda değil ancak Ak partili Belediyelerin CHP’li olduğu açıkça ortada olan hatta sadece CHP’li olması yetmez başka ne gibi bağlantıları olduğunu şehirde bilmeyen olmamasına rağmen bu insanlara yardım etmeleri çok ama çok enteresan. Gelen bilgiler doğruysa Zihni Şahin’in de bunlara destek verdiği söylenmekte. Ben şahsen inanmak istemiyorum, zira Zihni Şahin’in böyle bir basın organının desteğine ihtiyacı da yok ama durup dururken de böyle bir söylenti çıkmaz. Zihni Şahin’den konuyla ilgili açıklama bekliyoruz. En ufak bir ağırlığı olmayan bir gazeteye diğerlerinden ayrı bir destek vermiş ise tanıdığım Zihni Şahin değişmiş demektir. Yok, söylentiler yalansa çıkıp bir açıklama yapmak zorunda. Aksi halde töhmet altında kalacağını unutmasın. Bir gazetenin aylık gideri asgari 150 bin lira civarında, bunu karşılamak için de ekonomik imkânınız olmalı, bu insanların böyle bir ekonomik imkânları olmadığı açıkça ortada iken bu parayı nasıl ve nereden bulduklarını araştırma işi de Devletin yetkili makamlarının. Biz on yıldır hangi çileleri çekerek bu gazeteyi bu noktaya getirdik Allah biliyor. Dört tane işim var, yine de sıkıntı yaşıyoruz. Bunca işimiz olmasına rağmen biz sıkıntı çekiyorsak bu işten başka işi olmayanların veya Belediyelere yaptıkları işlerin dışında işleri olmayanların bu kadar parayı nereden bulduklarını merak ediyorum. Yakında programları var, kimler gidip boy gösterirse anlayın ki onlar destek veriyorlar, yoksa ne işleri olur bunlarla. Canlı yayın dediğiniz çocuk oyuncağı gibi bir şey. Telefonu olan herkesin yapabildiği, tuşuna basıp kayda başladığınızda dünyanın her yerinden seyredebileceğiniz bir olay, buna yayıncılık demek hak getire. Gazetecilik nasıl bir şey derseniz onu anlatmak için en az üç beş yazı yazmak lazım, o konuya başka bir yazıda yer vereceğim. Aslında ikinci bir konu daha paylaşacaktım sizlerle. Neydi derseniz iflas konusu idi, ama yer kalmadı. O konuda da detaylı bir yazım olacak bugünlük bu kadar. Kalın sağlıcakla.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.