Öyle enteresan bir şehirde yaşamaktayız ki anlatması mümkün değil, dürüst, çalışkan, ilkeli, aklını kiraya vermeyen kim varsa onu istemeyen bir üst akıl var bu şehirde. Bu üst akıl sahipleri aklını kiraya veren, onun bunun yalaması olan, üç kuruşluk menfaati için elli takla atan adamlara da sahip çıkma noktasında çok başarılıdırlar. Ben bunu bizatihi yaşamış bir insanım, gerek Büyükşehirde Başkan Vekili olduğum dönemde gerekse daha sonraki dönemlerde. Bu dediğim insanlar Allah’ın her günü benimle uğraşmaktan vazgeçmemişler beni bitirmek için ellerinden gelen ne varsa tamamını yapmışlardır. Ancak sağlam inancım ve dürüstlüğüm sayesinde bunlara eyvallahım olmadı, Rabbim de yardım etti ve hamdolsun dimdik ayakta kaldım. Bunu yapan insanların kimler olduğu hiç önemli değil, karakteri bozuk olan insanlar dürüst namuslu, ilkeli, aklını kiraya vermeyen insanları hiçbir zaman sevmezler. Siz toplum için, Ülke için veya Allah için ne isterseniz yapın onları memnun edemezsiniz, onları memnun etmenin tek yolu aklınızı onlara kiraya vermek veya onların menfaatlerine uygun işler yapmaktır, aksi halde ağzınızla kuş tutsanız onlara yaranma şansınız yok.

    Ak Parti iktidarı ilk kurulduğundan bugüne dek bu şehre atanan Milli Eğitim Müdürlerini ele alacak olursak içlerinden en dürüst, en ilkeli ve aklını kimseye kiraya vermeden iş yapanı Coşkun Esen'dir. Ama her ne hikmetse bu dediğim türdeki adamların işine gelmediği için adamın aleyhinde hiç hak etmediği her türlü tezviratı yapmaktan geri kalmıyorlar. Bu arkadaşımız benim ne hemşerim, ne arkadaşım ne de alıp verdiğim bir işim oldu kendisiyle. Ama adamı fevkalade beğeniyorum. Nesini beğeniyorsun derseniz öncelikle adam aklını kiraya vermiyor, yanında bulunan sahtekarları tanıdıkça onları yanından uzaklaştırıp dürüst insanlarla çalışıyor. Memur-sen’den gelen mantıklı talepleri değerlendiriyor, mantıksız ve yandaşlık felsefesiyle gelen talepleri reddediyor, bu iki grubun yarı resmi elahramı olan bizim Recep ağa da onların etkisiyle 24 saat müdür beyin aleyhinde yayın yapmaktan geriye kalmıyor, oysa ki Recep ağanın müdürle en ufak bir problemi yok, sadece ve sadece baskılar sonunda bu tür yazıları yazdığı kanaatindeyim.

   Allah için işin doğrusunu söylemek gerekirse Milli Eğitim Müdürü Ak parti iktidarında gelen en dirayetli, en şahsiyetli, en takva müdürlerden birisi olduğu kanaatindeyim, bu arkadaş zamparalık bilmez, yalan, dolan bilmez, yalamalık nedir bilmez Samsun için geceli gündüzlü çalışan bir arkadaş. Ama onu eleştirenlerde zamparalık var, namaz niyaz yok, her türlü işlerde başrol oynarlar ama konuşmaya sıra geldiğinde de mangalda kül bırakmazlar. Hele bir tanesi var ki adamın yazlığını kimin nasıl yaptığını çok iyi bilmeme rağmen belgesi elimde olmadığından yayınlayamadım ama merak etmesin yakında onun da belgesini bulacağım.

   Milli Eğitim Müdürünün işi o kadar zor ki anlatamam, bir yandan şu platform mudur nedir onunla uğraşır, adamların İmam Hatip konusunda geçmişte ödedikleri en ufak bir bedel yok, bir kısmının çoluk çocuğu dahi imam hatip okullarında okumamış ama şimdi sırf Reis-i cumhurun İmam Hatip aşkını bildiklerinden olmuşlar en büyük İmam Hatip sevdalısı. Bir kısmının derdi makam mevki kazanmak, bir kısmının derdi de kaybettikleri itibarı bu sayede kazanmak. Anladığım kadarıyla Vali bey de bunlardan rahatsız ama birşey diyemiyor. İmam Hatip konusunda bu şehirde benden çok bedel ödeyen olmasın ama şimdi bazı yapılan şeyleri görünce fevkalade canım sıkılıyor. İmam Hatip okulları konusunda benim düşüncem nicelik değil niteliktir, her tarafı İmam Hatip yapsanız ne olur, önemli olan kaliteli, verimli öğrenci yetiştirmektir.

    Sırf Milli Eğitim Müdürünü yıpratmak amacıyla adamın her şeyini takip edip, konuştuklarından cımbızla kelime çekip adamın aleyhinde tezvirat yapmak vicdansızlık değil de nedir, kaldı ki adam o haber ajansına öyle bir açıklama da yapmamış, haber ajansını arayıp söylemesine rağmen haber ajansı düzeltmemiş ise adamın suçu ne. Vay efendim falanca yerin müdürü gitmiş de Samsun’un ki ne zaman gidecekmiş, bu arkadaş burada kazık çakacak değil elbette gün gelecek gidecek ama gelen adam bunlara uşaklık yapacak birisi olacağını da sanmıyorum. Zira yeni Milli Eğitim Bakanı bu konuda ilkeli bir insan öyle sendikaların, bilmem nidüğü belli olmayan insanların yönettiği adamları müdür olarak atayacak bir insan değil. Onlar arıyorlar bir önceki Milli Eğitim Müdürü gibi istedikleri gibi yönetecekleri adam ama bakın onu bile bıktırdılar adam yeter artık deyince adamı buradan gönderdiler, şimdi de adamı ne arıyorlar ne de soruyorlar. Bu arkadaşlara tavsiyem kendileriyle uğraşmaları, başkalarının işlerine burunlarını sokmamalarıdır, önce kıbleye yönelip beş vakit namazlarını kılsınlar, ardından zamparalıktan vazgeçsinler, ardından da yazlıklarını, kışlıklarını kimlere nasıl yaptırdıklarının hesabını Allaha nasıl vereceklerini düşünsünler. Haa yok onlar ısrarla bu işlere devam ederseler biz buradayız haberleri olsun. Kalın sağlıcakla.