Hükümetin norm kadro fazlalığı ile ilgili çıkardığı yasa sonucu önce kapatılan belediyelerin personelleri, ardından mevcut belediyelerde bulunan kadro fazlası personel başka kurumlara nakledilecek. Geçtiğimiz hafta noter huzurunda yapılan çekiliş sonucu kapatılan belediyelerin personeli başka kurumlara atandı. Bu konuda ataması yapılan işçilerin bazı sıkıntıları olduğunu öğrendik. Birçok kurum ataması yapılan işçilerin eğitim durumlarını dikkate alarak pozisyonunu ona göre atarken Milli Eğitim Müdürlüğü bu konuda farklı işlem yaptığından ataması yapılan işçiler hayli sıkıntılı.

            Milli Eğitim Müdürlüğü kadrolarında işçi kadrosu bulunmadığından, yardımcı personel kadrosuna atamaları yapılan işçiler okullara hizmetli olarak gönderilince bu personel adeta isyan  etti. Diyeceksiniz ki piyasada iş arayan onca insan var iken bu insanların işsiz kalmadan devletin diğer kurumlarında çalışmaları kadar doğal bir durum var mı? Olaya bu yönü ile bakarsanız doğru ancak bir de bu insanların tarafından olaya bakmak gerekirse birçoğu on, on beş yıl masa başında çalışmış, bir kısmı üniversite mezunu, bir kısmı yüksek okul mezunu, bir kısmı ise lise mezunu insanlar. Ayrıca tüm arkadaşları atandıkları kurumlarda eğitim durumlarına göre pozisyon alırken bu insanların okulların temizlik işlerinde istihdam edilmeleri haksızlık değil mi?

            Belediye başkanları görev yaptıkları dönemde kendilerine destek vermiş olan yandaşlarının gönlünü yapmak adına  kadro fazlalığı olarak işe aldıkları bu insanlara ilk etapta iyilik yapmış gibi gözükseler de bana göre kötülük yapmışlardır, zira bu insanlar o zaman işe alınmış olmasalardı hem kendi başlarının çaresine bakarlardı, hem de devletin kasasından onca para çıkmamış olurdu. Siyaset yapan insanlar siyasetten önce devleti düşünmek zorunda olduklarının farkına varmamaları halinde bu tür sıkıntılarla her zaman karşılaşmak mümkün.

            Hükümetin bu kadrolarla ilgili çıkardığı yasa sayesinde rahat nefes alacak olan belediyeler bu kez hizmet alımı altında yeniden belediyelere adam doldururlarsa şaşmayın. İlkadım Belediye Başkanı seçildiği gün en çok yakındığı personel fazlalığı olmasına rağmen bu güne kadar onlarca, belki de yüzlerce insanı işe aldı. Konuşmaya sıra geldiğinde müfettişlikten geldiğini, devletin tek kuruşunu dahi boşa harcamayacağını söyleyen bu arkadaşımız bu güne kadar işe aldığı bu insanlar sayesinde devleti ne kadar zarara uğrattığını bilmezlikten gelmesine ne demeli?

            Belediye başkanlarının rahat çalışabilmesi için özel kalem müdürlüklerine dışarıdan yapacakları atamaları devlet memuru yapmalarına tanınan hakkı da birçok belediye başkanının insafsızca ve hak etmeyen insanlar için kullandığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Örneğin Büyükşehir Belediyesi özel kalem kadrosunu çalıştırdığı personeli memur yapma kadrosu olarak kullanmaktadır. Bu konuda o kadar insafsızca davranmaktadır ki Saski"de çalışan bir fabrikatörün gelinini bu kadroyu kullanmak sureti ile memur yaptı.

            Ülkemizde iş başına gelinceye kadar herkes dürüst ve ideal söylemlerle toplumdan oy almak isterken iş başına geldiğinin ertesi günü bunları unutması çok enteresan ve üzücü bir durum. Belediyelerle diğer kamu kurumlarının kullandıkları kaynaklar arasında en ufak bir fark yok iken, kamu kurumları parayı harcayabilmek için adeta kılı kırk yararken, belediyelerin hoyratça harcamaları ve başkanın iki dudağı arasındaki emirle harcama yapmaları bu işlerin hangi boyutta olduğunun göstergesidir.

     Bugün sizlere siyasetteki son gelişmeleri yazmak istemedim, zira dün ile bu gün arasında çok farklı bir durum yok. AK Parti İl Başkanlığı borsasında ibre Hüseyin Dereli ile Osman Çetinkaya arasında gidip, geliyor. Bebek Yüzlü Vekil, Müşavir kardeşimiz için uğraş verse de oradan bir şey çıkmaz. Önümüzdeki hafta bu iş neticelenir kanaatindeyim. Bu konudaki gelişmeleri haftaya paylaşmak üzere. Kalın sağlıcakla