İnsanlar o kadar enteresan bir duruma gelmişler ki anlatamam. Herkes yaşadığı  gibi inanmaya başlayınca, yaşadıklarını inancının gereğiymiş gibi düşünmeye başladı, hal böyle olunca da  kendi yaptıklarının tamamını doğru zannediyorlar. Dün manşetten verdiğimiz haberle ilgili o kadar enteresan gelişmeler yaşandı ki inanamazsınız. Vakfın Genel Müdürü'nün kardeşi Hasan Yumbul kızımın liseden öğretmenidir, önce kızımı gitmiş bulmuş ardından gazeteye gitmiş; ben Ladik'te olduğumdan görüşemedim. Biz gazeteyi kurduğumuz zaman Hasan Yumbul ile ilgili çıkan haberler sonunda sıkıntılı günler geçirmişti, biz o süreçte elimizden geldiği kadar da destek olduk O'na, ancak bu konu çok farklı bir konu olduğundan biz  doğru bildiklerimizi noktasına virgülüne kadar yazmak zorundayız.
    OMÜ Vakfı her ne kadar özel bir vakıf gibi görünse de Üniversite'nin bir parçası olduğu  açık ne net ortada, kuruluş amacı OMÜ'ye destek olmak, resmi yollardan yapamadığı bazı şeyleri vakıf üzerinden yapmak ve öğrencilere destek olmaktı. Bu bağlamda, çok ciddi anlamda bir mal varlığı da edindi. Sadece İstiklal  Caddesi üzerindeki şehir polikliniği bir kaç milyonluk bir gayrimenkul, bunun dışında çalıştırmakta olduğu iştirakleri, ilkokulu ve diğer iştirakleri ile şehirdeki bir çok orta ölçekli işletmeden çok daha büyük bir işletme hâline gelmiş durumda. Vakfın yönetimi, yarısı üyelerden geri kalan yarısı da üniversite dekanları, genel müdürü, herhangi bir yöneticiden oluşan başkanından oluşmakta.
     Hüseyin Akan'ın Rektör olması ile birlikte vakıf başkanlığına Prof. Dr. Muhammed Dervişoğlu getiriliyor, Dervişoğlu da oradaki tüm yapıyı yeni baştan inşa ediyor. Kimleri nerelere  getirdiğini dünkü haberimizde yazdığımızdan o detaya girmek istemiyorum. Ancak burada  üzerinde durmak istediğim en önemli husus şudur, vakfın başkanı ile yönetimde bulunan üyesi Prof. Dr. Ebulmuhsin FETÖ kapsamında açığa alınıyorlar, genel müdürün kurduğu ekip belli, dolayısıyla bu yapının ne noktada olduğu konusunda başka bir şey söylemeye gek olmadığı kanaatindeyim. 
    Gelelim şehirden üye olanlara ve yaptıklarına... Geçtiğimiz yıl Vakfın üyesi olan bir tanesi yukarıdaki Yaşam Merkezi'ni kiraladı, orayı çalıştırmakta. İşin  daha da enteresan tarafı fotokopi çekimleri şu bizim meşhur Copy Center var ya, eski Başarı Üniversitesi Rektörü'nün kardeşi, onun şirketi Fotokopi çekimlerini yapmakta. Bu yıl yönetime yeni giren bir mobilyacı arkadaş da yaklaşık iki yüz bin liralık iş yapıyor Vakıf'a ve Omtel'in mobilyalarını yeniliyor. Peki, Omtel kârda mı derseniz, hayır zarar ediyor ama önemli değil, önemli olan mobilyalarının değişmesi. Sadece o mu derseniz Vakıf'ın bir  başka özel sektör yöneticisi otelin odalarını yenilemek üzere yola çıkıyor ve bir odayı örnek oda haline getirip Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ferşat Kolbakır Bey'e gösterip O'nun onayı alındıktan sonra tam 40 tane oda yenilenip yarım milyon liraya yakın masraf edilecek ve bunu kim yapacak biliyor musunuz, Vakıf'ın özel sektörden gelen bir yönetim kurulu üyesi yapacak...
     Biz dün haberi yapınca ortalık fena karıştı; vay efendim avukata gidelim, tekzip yayınlayalım, yalan haber diyelim, içeriden kim bu haberleri servis etti anında işlerine son verelim gibi toplantılar yapılıp ortalık karıştı. İyi güzel de be kardeşim, hep sizlerin başkalarının her yaptığından haberiniz olmayacak ya, biz de sizi ta yedi yıldır orada ne yaptığınızı günü gününe takip ettik ve şimdi zamanı grlince yayınlamaya başladık. Malumunuz, erken öten horozun başını keserler, biz de işte o nedenle bu işi bu güne bıraktık ki yazdıklarımızı birileri okuyup gereğini yapsınlar. Bizim elimizde olan bilgi ve belgeler yıllarca bize yeteceği gibi şehrin önünü de açacağından en ufak hir şüphem yoktur.
       Vakıf yönetimi şayet samimi ise onlara buradan bir soru sormak istiyorum. Bu güne kadar Vakıf yönetiminde olup da Vakıf'a iş yapanlar kimler, bunu yapanlar yönetimende bulundukları vakfa nasıl mal satmayı kabul ettiler, bu etik midir, vicdani midir veya Vakıf'ı korumakla yükümlü olan kişiler oraya mal satmaları veya iş yapmaları ne kadar doğrudur, bunu açıklasınlar.
.    Ben asla ve kata kimseyi hedef tahtasına koymak istemem; bu şehirde bu anlamda en çok çileyi çekmiş bir insanım ama kuruluş amacı OMÜ'ye hizmet etmek olan bir vakfın yedi yıllık bilançolarına, gelir, gider kalemlerine bir bakın ne demek istediğimi çok daha iyi anlamış olacaksınız. Ayrıca Rektör Akan'ın eşinin buraya üye olması sizce ne kadar doğrudur. Kanaati acizanem odur ki OMÜ Vakfı OHAL kapsamında kapatılıp, tüm mal varlığı hazineye devredilip kullanım hakkı da OMÜ Rektörlüğü'ne verilmelidir; aksi halde hiç sıkıntı bitmeyecektir haberiniz olsun. Kalın sağlıcakla.