SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ VE ARAP TURİSTLER
Haftasonu birkaç günlüğüne Of’taki köyüme gidince Uzungöl’e de gitme gereği duydum. Zira Uzungöl bizim köye sadece 30 km uzaklıkta olduğundan yarım saatte gidebiliyoruz. Ancak yaz sezonu çok kalabalık olduğundan temmuz, ağustos aylarında gitmem. Ya mayıs, haziranda veya eylül, Ekim aylarında giderim. Normalde ekim ayının sonuna dek süren sezon bu yıl eylül sonu itibarı ile bitmiş. Çok enteresandır, kahvaltı yapmak için açık yer bulmakta zorluk çektik. Uzungöl’de işletmesi olan akrabam da var, o da kapatmış. Neden böyle oldu diye sorduğumda, artık, Arapların eskisi gibi para harcamadıklarını, bu yaz Arap turistlerin çok ciddi anlamda ketum davrandıklarını söyledi. Bunun nedeni nedir diye sorunca da bunda hem Arapların hem de turistik işletmelerin hatalarının olduğunu, o insanlara iyi davranmadıklarını, onları yolunacak kaz gibi görmeleri sonucunda bu noktaya gelindiğini söyledi. Tabi Araplarda da bu anlamda ciddi bir uyanıklık baş göstermiş. Eskiden para harcarken bonkör davrananlar şimdi yatacak yere para vermemek için çadır kurup, kendi yiyecek, içeceklerini kendileri karşıladıklarını da iki aya önceki ziyaretimde gözlemlemiştim. Bana göre Araplara mülk satma işinden vaz geçmek lazım, yoksa Arap turizmi diye bir şey kalmayacak haberiniz olsun.
Ben şahsen bu Araplardan gelecek parayı da istemem, onların kahrını da çekmek istemem ama şayet adamların paralarının ülkemize gelmesi isteniyorsa tedbir alınmalı; aksi halde onlar da bizim gibi vatandaş olup çıkacaklar haberiniz olsun. Turistik işletmelerin para kazanması için konaklama olması lazım, yiyecek, içeceklerle işletmeletin para kazanma şansı olmaz. Bu gerçeği göz önüne aldığımızda Arap turistlerin getirisi bitme noktasında olduğunu buradan sizlerle paylaşma gereği duymaktayım. Yetkililer bu uyarımı dikkate alsınlar da ona göre Arap turiste heveslensinler diye bu detayı verdim.
Gelelim asıl konumuza. Bundan beş, altı yıl önce eski Bakan Recep Akdağ döneminde oluşturulan Kamu Hastaneleri Genel Sekreterliği’nin KHK ile kaldırılıp tekrar eski sisteme dönmesi bana göre çok doğru bir karardı. Bu sayede sağlıktaki çok başlılık kaldırılıp tek elden yönetme cihetine gidilmiştir, ancak şimdi en önemli sorun yeni yapılanmanın nasıl yapılacağı sorunudur. Zira bu konuda vekiller mutabık kalmalı ki sağlığın başındaki il müdürü atansın. Bundan yaklaşık bir ay önce İl Başkanı Muharrem Göksel, Hastanelerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı olan Can kardeşimizi görevlendirip, yanına da Araştırma Hastanesi’nde Başhekim Yardımcısı olan Alper Ceylan’ı ve Gazi Devlet Hastanesi’nde Başhekim Yardımcısı olan bayan kardeşimizi Sağlık Bakanı’na Ankara’ya yollamış. Muharrem Göksel’in adayının Dr. Alper Ceylan olduğunu zaten biliyorduk. Ben şahsen Alper Ceylan hakkında birşey söylemek istemiyorum, çünkü çok fazla tanımam, merhum Babamın hastalığı dönemimde bir iki kez görüşme fırsatımız olmuştu. Bildiğim kadarı ile Bafralı mübadil kardeşlerimizden. Bu arkadaşın üzerinde vekiller mutabık kalır mı derseniz hiç sanmam… Çünkü Muharrem Göksel’in adayı olması nedeniyle vekillerin bir kısmı anında karşısına geçerler.
Bir diğer aday Kasapoğlu’dur. Normalde Kasapoğlu kardeşler Kayınçomun adamlarıdır, o açıdan bakıldığında Kayınçom Kasapoğlu’nu destekler gibi gözükse de artık Kayınçom Kasapoğullarının gerçek yüzlerini gördüğü kanaatindeyim. Kasapoğlu kardeşler görünürde Kayınçomun adamı gibi davranırlar ama arka planda Muharrem Göksel’e de bağlılıklarını ilan ettiklerini ben biliyorum da Kayınçom bilmiyor mu? Bu şehrin en sıkıntılı iki bürokratı Kasapoğlu kardeşler olduğunu her fırsatta dile getirmiştim ama geçmişte inanmayanlar şimdi gerçekleri görünce bana hak verdikleri kanaatindeyim. Ayrıca Samsun gibi bir buçuk milyon nüfusa sahip Karadeniz’in en büyük ilinin Sağlık Müdürü olacak kişinin uzman doktor olması zaruri bir durum olduğu kanaatindeyim. Kasapoğlu gibi pratisyen bir hekimin Prof.lara amirlik yapması ne kadar doğru bir davranış biçimidir Bakan Demircan daha iyi bilir diye düşünüyorum. Mevcut Sağlık Müdürü’nü hiç tanımıyorum, Milli Görüş kökenli bir arkadaş olduğunu duydum ancak onun da handikabı pratisyen hekim oluşudur.
Peki bu kadar eleştiriden sonra Sağlık İl Müdürü kim olmalı derseniz ben daha önce Süleyman Sırrı Hoca’yı Araştırma Hastanesi’ndeki idareciliği döneminden hiç beğenmezdim ama Allah için doğruyu söylemek gerekirse adam Genel Sekreterlik görevini çok güzel yaptı. Kukla olmadı, gerektiğinde inisiyatif aldı. Bakan Demircan benden daha çok tanır O’nu. O olabilir, şayet O olmaz ise ya bir uzman hekim veya bir akademisyenin bu işin başına getirilmesi lazım. Mesela eski Gazi Hastanesi Başhekimi Uzman Hekim Ahmet İsmailoğlu’nun da bu iş için çok münasip bir isim olduğu kanaatindeyim. Bu dediğim ölçülerin dışında bir atama olursa Samsun’a yazık olur. Benim düşüncelerim bunlar, varsa farklı düşüncesi olan beri gelsin. Kalın sağlıcakla.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.