SAHAYA İNEMİYOR
12 Haziran seçimlerine çok kısa bir süre kalmış olmasına rağmen her siyasi parti yöneticisi ve belediye başkanlarının hummalı bir biçimde sahada mücadele etmesine rağmen Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz yaptığı uygulamalar nedeniyle halkın huzuruna çıkmaya korktuğundan seçim çalışmalarında sahaya inemedi. Geçtiğimiz hafta sahil boyunca yapmış olduğum ziyarette tüm parti mensupları ve belediye başkanları partilerine oy kazandırabilmek için adeta canhıraş bir biçimde mücadele ederlerken Yusuf Ziya Yılmaz'ın sahaya inememiş olmasını pek yadırgamadım.
Seçildiği günden itibaren kendi reklamını yapmaktan ve göz boyar mahiyetteki çevre düzenlemeleri dışında çok fazla bir icraatı olmamasına rağmen üç dönem seçilmesini beceren Y. Ziya Yılmaz hakkındaki gerçekler artık tüm çıplaklığı ile ortaya çıkmış durumda. Seçildikten sonra gerçek kimliğini uzun bir dönem saklamasını becerip birlikte çalıştığı mesai ve partili arkadaşlarını harcamak sureti ile ayakta kalmasını becermiş olmasına rağmen son dönemi olan bu dönemde halk tarafından gerçek kimliği ile tanınmış olduğu açıkça ortaya çıkması ilahi adaletin tecellisi değil de nedir?
Önce sahilimi istiyorum kampanyası yapıp şehri sahil ile buluşturma projesi yapması halkın takdirini kazanmıştı ancak daha sonra yaptığı uygulamalar sonucu insanlara adeta zulmetmeyi kendisine şiar edinen Y. Ziya Yılmaz'ın oturduğu makamdan kalkması halinde kendisine selam verecek kimseyi bulamayacağı bir gerçektir. Şehrin en yakın ilçesinden, hatta beldesinden dahi şehre gelebilmek için iki veya üç araç değiştirmek zorunda kalan vatandaşlar gün geçtikçe hem içliyorlar, hem de tüm samimiyetleri ile Başkan'a beddua ediyorlar.
Seçim çalışmalarında milletvekili adaylarının ve teşkilat yöneticilerinin karşılaştıkları en büyük tepki Büyükşehir Belediyesi'nin uygulamaları olduğu açıkça ortaya çıkınca Y. Ziya Yılmaz'ın ortalıkta pek gözükmeden perde arkasında oturup durum değerlendirmesi yapmakla yetindiği gelen bilgiler arasında olup, bu konuda daha ileri gidecek olur isek kendisi ile ilgili istikbalde bir karar verebilmesi için genel seçimle ilgili bir anket yaptırdığı da ortaya çıkmış durumda. Bu anketi yaptırmasının nedeni halkın genel temayülünü ölçüp AK Parti'nin oylarının düşmesi halinde oyları çıkan partiye geçmek için perde arkasından pazarlık yapıp seçim sonrası veya önümüzdeki yerel seçimlerde parti değiştirmek için şimdiden altyapı hazırladığı ortaya çıkmış durumda.
Samsun şehrine kazandırdığı hizmetlerle halkı borçlandırma miktarını kıyasladığımızda ne kadar hoyratça bir harcama yaptığını da çok rahat görme imkanına sahip olabiliriz. Türkiye'nin en çok borçlu 22. belediyesi unvanını kazanmak öyle kolay olmasa gerek... Belediyenin içerisinde bulunduğu ekonomik durumdan ötürü elindeki menkul, gayrimenkul tüm mal varlığını adeta yok pahasına elinden çıkararak bir idare, günü kurtarma peşinde koşuyorsa buna idarecilik denmez. Aldığı kültür gereği beş liralık işi on beş liraya mal etmekten hoşlanan, müşavir firmalara, aracı kurumlara hoyratça paralar ödemeyi profesyonel idareciliğin gereği sayan bir zihniyet köleliğe razı olan manda zihniyeti değil de nedir?
Yaptığı uygulamalar, işe aldığı yandaşlar, iş verdiği akraba eş dostlar insanları o kadar bezdirmiş ki yolda yürürken insanlar yanında yürümeye utanır hale gelmişler. Bu durumu kendisi de bildiğinden yaklaşık iki aylık seçim sürecinde bir Allah kuluna gidip partisine oy isteme cesaretini kendisinde bulamamıştır. Adem Güney'le yaptığı iş birliği de siyaseten hiç bir işine yaramadığını görünce daha önce aleyhinde atıp tuttuğu, hatta kontrolünde bulundurduğu yarı resmi el ahram yarena gazatası dahi Suat Kılıç'la barışmış, zaman zaman birlikte kahvaltı programları, konserler tertip etmeye başlamışlardır. Yaptırdığı anket sonuçları elimizde mevcut olup bu konuda geniş bir yazı yazacağımızdan bugün bu konuya girmek istemiyorum. Seçim değerlendirmesi yapmadığım illeri yazarken ilimizdeki seçim sonuçları tahminini ve yapılan anketlerde çıkan sonuçları sizlerle paylaşacağım. Rüzgar ekenlerin fırtına biçmesi gibi Y. Ziya Yılmaz'da geçtiğimiz on iki yılda ektiği nifak tohumlarının sonucunu yakında alacağından en ufak bir şüphem olmadığını bilmenizi isterim. Bir sonraki yazıda buluşmak üzere kalın sağlıcakla
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.