SEVİYE ÖNEMLİ
Seviye beşeri münasebetlerin en önemli ölçülerinden birisidir, gerek iş hayatında, gerek sosyal hayatta gerekse aile hayatımızda seviyeli olmak zorundayız. Küçüğün büyüğe saygılı, büyüğün küçüğe sevgi ve şefkatli davranması toplum huzurunu sağlar, aksi halde de toplum huzursuz olur. Siyasette durum farklı mıdır? derseniz elbette onda da seviye çok önemlidir, bizim gibi düşünmeyen insanları eleştirirken seviyeli olmak zorundayız, aksi halde toplumu gerer, insanları huzursuz ederiz. Hiç unutmadığım bir anımı sizlerle paylaşmak istiyorum, bundan otuz, otuz beş yıl önce Refah partisinde görev yaparken merhum Musa Demirci Samsun’a gelmişti, o zamanlar yazlığı olan Refah partili yok denecek kadar azdı, Sivaslı bir ağabeyimizin yazlığı vardı, merhum Musa Demirci de Sivaslı olunca o ağabeyimizin yazlığında ağırlayalım onu dedik. Yazlık sahibi ağabeyimiz sağ olsun üç-beş gün Musa Demirci ağabeyi misafir etti, bu arada biz de teşkilat mensupları olarak gidip beraberce Denize girelim dedik, birkaç arkadaş o zamanlar ki adıyla İncesu veya Matasyon, şimdiki adıyla Altınkum’a gidip o ağabeyimizle beraber denize gittik. Biz denizde haşema giydik, denize hep birlikte haşemalı girince mayolu iki bayan yanımıza gelip “Sizi gidi yobazlar ne işiniz var Denizde çabuk çıkın buradan” deyince sana ne babanın denizi mi dedik girdik ama kadındaki nefret ve kini görseniz küçük dilinizi yutardınız.
Aradan birkaç yıl geçtikten sonra doksanlı yılların sonuna doğru biz de Çatalçam’dan yazlık aldık ve ailemizle birlikte baylı, bayanlı haşemalı Denize girmeye başladık. İlk zamanlar ciddi bir psikolojik baskı yapmak istediler, bakışlarıyla, duruşlarıyla ve hareketleriyle bir şeyler anlatmaya çalıştılar, ama biz ciddiye almayınca seslerini çıkaramadılar. Hatta ben Denize giderken yanımızdaki sitenin içerisinden geçen yoldan geçip denize ulaşmak isteyince üzerime her tarafımı örten ev havlusunu alıp geçince sitedekiler adeta isyan edip sitenin kapsını kapattılar bekçiye siteden geçmemize izin verdirmediler. Bu durumu şereften mahrum bazı gazatacı bozuntuları da alay konusu yaparak röpteşambır giyerek sitenin içerisinden geçmeye çalışıyor diye yazmıştı. Biz neye inanıyorduysak gereğini yaptık, inancımızdan taviz vermedik, daha sonra bu konu epeyce büyüdü detayına girmeye gerek görmüyorum ancak asıl söylemek istediğim şu ki o günlerde o sitenin yöneticisi olan ağabeyimiz geçenlerde bizim yazlığın önünden geçerken selam verdi selamını aldım, daha sonra yanıma gelip “Hakkını helal et biz sana yanlış yaptık, sen bizim ailelerimize olan saygından ötürü üzerini örterek geçmek istedin ama biz bunu anlayamadık” dedi ben de ne demek helal hoş olsun hiç sorun değil, olan oldu, geçen geçti deyip on beş, yirmi yıllık konuyu güzellikle kapatmış olduk.
Bu kadar uzun, uzadıya detaydan sonra gelelim asıl konumuza, diyeceksiniz ki bu kadar uzatmaya gerek var mıydı, evet vardı çünkü yaşanmışlardan örnek verirsek anlatacaklarımız daha anlamlı olur. Günümüz siyasetçilerini ve onlara destek olanların paylaşımlarını görünce canım sıkılıyor, bir yandan altılı masa şöyle kötü böyle kötü söylemleri diğer yandan yolsuzluk hikayeleri almış başını gidiyor. Bir tarafa mübah olan diğer tarafa haram. Merhum Ali Şeraitinin çok güzel bir sözü var, derki “Bir şey birilerine haram birilerine helalse bilin ki o batıldır”, benim siyasi düşüncemde olan birinin yaptığı bir iş ona helal, karşı siyasi görüşteki kişiye haramsa bilin ki o batıl bir iştir. Önemli olan olaylardır failler değildir, ben yapıyorsam helal sen yapıyorsan haram mantığı çok yanlış bir mantıktır. Toplum her şeyin fakında kim ne derse desin hikaye, yok benim liderim şunu yaptı doğru, senin liderin bunu yaptı mantığı çok yanlış bir mantıktır, bunlardan vaz geçelim yanlışı kim yaparsa yapsın yanlıştır ve bu yanlışı hangi şartlarda olursa olsun söylemek de erdemliktir. Sözlerimi üstadımın söylediği bir sözü söyleyerek bitirmek istiyorum; Lafın tamamı deliye söylenir der, sanırsam matlup hasıl oldu bugünlük de bu kadar. Kalın sağlıcakla…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.