SIKINTILI BİR YIL
Bir yılı geride bırakıp yeni bir yıla girmeye hazırlandığımız şu günlerde Asgari ücrete yapılan zamla birlikte iğneden ipliğe her şeye yüzde elli oranında zam yapılacağı açık bir gerçek. Geçtiğimiz yılı değerlendirmek gerekirse her yönüyle sıkıntılı bir yıl geçirdik diyebiliriz. Ekonomiden sağlığa, ticaretten Sanayiye tüm sektörlerde zor bir yıl geçirdik, sadece biz mi bunu yaşadık derseniz elbette ki Dünyada buna benzer sıkıntıların yaşandığı bir gerçek ama bizde bu çok daha fazla hissedildi. Sadece hissedildi mi? derseniz elbette hissedilmedi vatandaşı ciddi anlamda yordu dersek yeridir. Resmi enflasyon yüzde seksen beş olarak açıklanmış olsa da sokaktaki rakamlar bu rakamın iki belki de üç katı olduğu ortada. Markete gittiğinizde iki gün önce aldığınız ürünü farklı fiyatta buluyorsunuz, akaryakıt fiyatları azıcık yükselince anında zam yapanlar düştüğünde görmezlikten gelmekteler, döviz fiyatları uzun zamandan beri yerinde saymasına rağmen piyasaya en ufak bir yansıması olmadı. Seçime az bir zaman kala olayın vahametini anlayan Cumhurbaşkanı pek çok şeye müdahale etti ama sadece onun müdahale etmesiyle de olmadığı ortada. Öncelikli olarak bizler insaf sahibi olmak durumundayız, üç kuruşa aldığımız malı on üç kuruşa satmaya kalkarsak buna kimse bir şey yapamaz, önce bizler insaflı ve vicdanlı olmak zorundayız.
Buraya kadar olan kısım işin ekonomik boyutu gelelim diğer boyutlarına, Ak parti iktidarlarının en başarılı politikalarından birisi Sağlık politikalarıydı ama son iki, üç yılda gelinen nokta iki binli yılların başını aratır duruma geldiğini söylersek abartmış olmayız. Kamu hastanelerinden sistem üzerinden randevu almak çok zor bir hal aldı, bizleri bu konuyla ilgili arayanların haddi hesabı yok, hal böyle olunca da ister, istemez yetkililerle görüşüp çözüm aramak zorunda kalıyoruz ama muhataplarımız da sorumsuz olunca çık çıkabilirsen işin içeresinden. Gazi Devlet Hastanesine dört beş yıldan beri gitmiyorum, çünkü oradaki Başhekimin çözüm noktasında en ufak bir derdi yok, vatandaşa Allah yardım etsin. Eğitim ve Araştırma Hastanesinde son yapılan atamalara kadar durum iyiydi, son yapılan atamalardan sonra atanan Başhekim arkadaş insan olarak iyi niyetli bir insan ama yöneticilik vasfı sıfır desem abartmış olmam. Şehrin en büyük kamu Hastanesi olan Eğitim Araştırma hastanesinde gerek fiziki yapı, gerekse idari otorite o kadar sıkıntılı bir durumdaki anlatamam. Her gün onlarca şikayet geliyor, işin garibi şikayet edenlerin büyük bir kısmı da çalışanlar, içeride olup bitenleri anlattıklarında bunları bil ama haber yaparsan kimden geldiği anlaşılır diyorlar o nedenle de tamamını haber yapamıyoruz.
Hastanede emir, komuta zinciri diye bir şey kalmamış, herkes kafasına göre çalışıyor, bir arkadaşım annesini acile götürmüş enteresan bir olayla karşılaşmış, ameliyathaneye hasta götüren bir görevliye başka bir görevli sedyeyi bırak burada acil hasta var bunu alalım deyip ameliyata giden hastayı bıraktırıp acil hastayı taşıttırmış. Acil hasta elbette adı üstünde acil de ameliyata giden hastayı bıraktırıp onu taşıtmak yerine başka birini bulamadılar mı da böyle saçma sapan bir iş yaptırıyorlar. Çalışan personelin tamamına yakını arkasına bir siyasetçiyi almış, azıcık çalış denilse veya sen başka serviste lazımsın gel burada çalış denilse anında siyasetçiyi bulup yöneticileri aratıyor. Hastanenin fiziki yapısı, temizliği çok kötü geçenlerde yaptığımız bir haberde bu fotoğrafların bir kısmını yayınlamıştık. O habere gelen yorumları okuyun bakın insanlar ne kadar dertli, yorumların tamamını yayınlayacağız orada da vatandaşın ne kadar sıkıntıda olduğunu göreceksiniz. Bizim kimseyle alıp veremediğimiz yok ama vatandaşın sıkıntısına çözüm bulmak herkesin görevi olduğunu da unutmayalım, ayrıca hiç bir yönetici vatandaştan gelen telefona bakmama gibi keyfiyeti olamaz. Bunu Cumhurbaşkanı bilse anında görevden alır.
Gelelim siyasete bu konuda daha önce de yazdıklarımı tekrar ederek sözlerime son vermek istiyorum, Cumhurbaşkanlığı seçiminde Millet ittifakının adayı ortada olmadığından bugün itibarı ile Tayyip Erdoğan’ın seçilmesinde sorun yok gibi. Parlamento seçimlerinde durum farklı olur, Millet ittifakı çoğunluğu alacağı kanaatindeyim, Ak parti adaylarında ciddi değişime gidip vatandaşın karşısına yeni yüzleri çıkarırsa ona çok bir şey diyemem. Ama yirmi hatta otuz yıldan beri siyasetin içinde olan Ahmet Demircan ve Vezir Hazretleri gibi eskimiş yüzleri koyarsa vatandaş tepkisini koyar. Farklı düşünen varsa beriye gelsin diyerek sözlerime son veriyorum, kalın sağlıcakla…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.