SİYASETÇİLER VATANDAŞIN DENETİMİNDE OLDUKLARINI UNUTMASINLAR
SİYASETÇİLER VATANDAŞIN DENETİMİNDE OLDUKLARINI UNUTMASINLAR
Her zamanki gibi bugün de konumuza girmeden önce iki konuya değinmek istiyorum, birinci konumuz geçtiğimiz hafta yazdığım bir köşe yazısı ile ilgili gelen mektupla ilgili olacak, mektubun konusu İl Müftüsü ile ilgili yazdığım yazıdan rahatsız olan Müftülük sekreteri kardeşimizden geldi. Kardeşimiz mektubunda yazdığım köşe yazısını okuyunca üzüldüğünü, bir de İmamlık yaptığımı öğrenince daha da çok üzüldüğünü yazmış, üzüldüğü konuya gelince bazı şeyleri ima ettiğimi o nedenle çok üzüldüğünü belirtmiş. Arkadaşımızın samimi duygularına saygı duyuyorum ancak bilmediği konu şu ki bizler o Camiye merhum Ahmet Pala'yı defnetmek üzere gittik, orada Müftü Efendinin basın camiası ile ilgili yaşadığı olayların rövanşını dinlemeye gitmedik, kaldı ki Müftü efendi sevdiğim bir arkadaş olmasaydı yazı sitilim ve üslubum çok daha farklı olurdu. Zira Müftü efendi o sohbette öyle enteresan şeyler söyledi ki onları duyunca şaşırmamak mümkün değil, örneğin zina ile ilgili şahitlik yapan insanların şahitlik yapabilmesi için yüzüğün parmağa girdiği gibi olaya şahit olması gerektiğini söyledi, bu söylem doğru olsa dahi orada söylenmemesi gereken bir söylemdi. Ayrıca o cenazeye gelenlerin tamamı merhum Ahmet Pala'yı seven insanlardı hiç kimse oraya zorla gitmemiş, tamamen samimi duygularla gidip o cenazenin yasını tutmaya çalışan fevkalade üzüntü içersinde olan insanlardı, onların psikolojisi bu tür sohbeti dinlemeye müsait değildi. Vaaz-u nasihat yapan Hoca Efendiler, cemaatin psikolojisine göre sohbet etmek zorundadırlar, cenaze de yapılacak vaaz ile düğünde yapılacak vaaz farklıdır. Cenaze merasiminde zinadan veya habercilikten bahsetmek ne kadar doğrudur sizler takdir edin.
Müftü Efendinin anlattığı konuya gelince, o konuda yerden göğe kadar haklı olduğunu düşünüyorum. Olayı daha önce de anlatmıştım ancak okumayanlar için tekrar etmekte yarar görüyorum; Bir gazeteci arkadaş Müftü efendinin bir siyasi partiye yakın durduğunu haber yapmış, Müftü Efendi de habere tekzip göndermiş, bunun üzerine gazeteci arkadaş da tekzip yazısını yayınlamak zorunda kalmıştı. İl Müftüsünün bazı siyasetçilere yakın olduğunu bu nedenle bazı toplantıları farklı mekânlarda yaptığı bizlere defalarca şikayet ettiler ancak biz bu tür şikayetleri ciddiye almadık. Zira Müftü efendi bir ilim adamıdır, herkese her siyasi partiye yakın olabilir kimse bunu sorgulayamaz, sorgulaması da doğru değildir. Keşke Müftü efendi o konuyu bize anlatmış olsaydı da biz de haberin doğrusunu yayınlayıp gereğini yapsaydık, camilerde bu tür konulara girmenin doğru olmadığı kanaatindeyim. Bu konuda bu kadar izahat verdikten sonra gelelim ikinci konumuza; Malumunuz benim şeyhlerim ve üstadlarım var, şeylerimin başında Ali Duran Hazretleri var, Üstadlarımın başında da Bizim Kuyucu başı var, Kuyucu başı kişilik olarak çok düzgün bir kişiliğe sahip, siyasette de örnek alınması gereken vasıfları olan, nükteleriyle, duruşuyla, bazı müstehzi konuşmalarıyla muhataplarına ders vermesini çok iyi beceren bir arkadaşımızdır. Ben öyle herkesi övmem, herkesten de ders almam ama Kuyucu başından almamız gereken çok dersler olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Kuyucu başının amcasının oğlu olan siyasetçinin de ondan alması gereken çok dersler olduğu kanaatindeyim, zira her konuda kuyucu başı ona on basar diyebilirim.
Bizim Kuyucu başının en önemli özelliklerinden birisi de kamuoyundan gelen yoğun şikayetlerin doğru olup olmadığını tespit etmek üzere olayları bizzat yaşayarak öğrenmek istemesidir, son zamanlarda AK Parti İl Başkanı ile ilgili gelen yoğun şikayetlerden birisi de İl Başkanına kimsenin ulaşamadığı, eskisinden çok daha sert davrandığı, vatandaşla arasında adeta setler oluşturduğu, kendisine ulaşabilmek için bir kaç sekretarya ve kapıdan geçilmesi gerektiği yönündeki şikayetler üzerine kuyucu başı geçtiğimiz günlerde tebdili kıyafet yaparak AK Parti İl Başkanlığının yolunu tutmuş. İl Başkanlığına gittiğinde ilk önce partinin normal sekreteri veya görevlisi ile görüşmüş ve kendisinin bir vatandaş olduğunu İl Başkanı ile nasıl görüşebileceğini sormuş, aldığı cevap Beyefendi önce neden görüşmek istediğinizi, derdinizin ne olduğunu bize bildireceksiniz, ardından ise konuyu biz değerlendirip İl Başkanına sunacağız, o uygun görürse sizi çağıracağız demiş. Kuyucu başı ardından direk il Başkanının sekreterine gitmiş ve aynı talebini ona iletmiş aldığı cevap aynı olunca o zaman kendisine selamımı söyleyin deyip oradan ayrılmış. Kuyucu başı bu şehrin kamuoyu nabzını çok iyi bilen, her mekânda oturup kalkan, kimseyi ayırt etmeksizin herkesle diyalogu olan bir arkadaşımızdır. Bu olayı ben kendisinden değil ama onun anlattığı üçüncü kulaktan duydum, demek ki bizim Kuyucu başı bir konuyu ele aldığında onu bitirmeden bırakmıyor, Allah bu tür adamların sayısını artırsın. Bu olay bize şunu bir kez daha göstermiştir ki vatandaş siyasetçinin her yaptığını en ince detaylarına varıncaya dek inceliyor ve her şeyi çok iyi biliyor, herkes adımını ona göre atmalı. Bize siyasetçilerle ilgili gelen yorumların onda birini yayınlasak yer yerinden oynar ancak sadece bu tür bizzat yaşanmış olayları sizlerle paylaşıyoruz ki herkes gereğini yapsın. Kuyucu başını bu güzel davranışından ötürü tebrik ediyorum, umarım muhatapları da akıllarını başlarına alırlar. Asıl konumuza girmeden yine bize ayrılan yer bitti, oysa bugün sizlere dava adamlığının nasıl olması gerektiğini ve bazı dava adamlarından bahsedecektim ama yerimiz bitti başka bir yazıda buluşmak üzere. Kalın sağlıcakla
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.