Siyasetin cilveleri
Siyasetin cilveleri
Bugün açıklanması beklenen ilçe Belediye Başkan adayları ile ilgili arka plan hesapları tutanlar ve tutmayanların sevinç ve hüzünlerini anlamak için müneccim olmaya gerek yok. Zira son iki aydır her gün, hatta her saat ibreler birilerinin lehinde, birilerinin ise aleyhinde değişiyordu, olayın milletvekili ayağı, teşkilat ayağı, birde genel merkez ayağı vardı. Bu üçlü dengede güçlü olan aday oldu, zayıf olan ise aday olamadı.
Son bir aylık siyasi gelişmeleri isterseniz biraz irdeleyelim; Milletvekillerinden beş tanesi Yusuf Ziya Yılmaz"a karşı çıkıp, olmaz deyince altıncısı da sessiz kalıp, önerdikleri Çarşamba Belediye Başkanı Hüseyin Dündar"a evet demiş. Ancak burada gaye, Hüseyin Dündar"ı Büyükşehir Belediye Başkan adayı yapmak değil, Y.Ziya Yılmaz"ın karşısında tek aday üzerinde mutabık kalındığının imajını verebilmekti. Yoksa üzerinde ısrarla durulsa idi Hüseyin Dündar rahatlıkla aday olabilirdi, burada en büyük hata, milletvekilleri İl Teşkilatı ile herhangi bir istişarede bulunmadan Hüseyin Dündar ismini vermiş olmalarıdır. Buda gösteriyor ki, asıl amaç Hüseyin Dündar değil. Arka planda, işi evirip çevirip, olmazları oynayıp, olamayacak birilerini ortaya attıktan sonra, Suat Kılıç ismi üzerinde mutabık kalmak idi. Ancak siyasette 24 saatin uzun bir zaman olduğunu unutmamak gerektiğinden, son dakika manevrası ile birileri tüm hesapları alt üst etmiş, kanseri gören usta siyasetçiler sıtmaya razı olmuş. Yusuf Ziya Yılmaz ismini kabul etmek zorunda kalmışlardır.
Y.Ziya Yılmaz"ın aday olmasına kadar ilkadım Belediye Başkan adaylığı garanti olan Erdoğan Tok, Y.Ziya Yılmaz, İl Başkanı, Teşkilat Başkanı ve Mahalli İdareler Başkanı"nın yediği bir yemek sonrası durum tamamen değişerek ibre Süleyman Kaldırım"dan yana döne. Dört milletvekili"nin ısrarına rağmen, Başbakan Süleyman Kaldırım"da karar kılar. Aslında buradaki siyasi hesaplar çok farklı idi. İbrahim Sandıkçı"yı Canik Belediye Başkanlığı aday adaylığı konusunda ikna eden milletvekillerinin asıl amacı, İlkadım"da Erdoğan Tok"u aday yapmak, diğer yandan da yeni bir siyasi yapılanmaya girip, bir taraftan İl Başkanı"nın gücünü zayıflatmak, diğer taraftan ise bloklaşan dört vekilin karşısında olan iki vekilin Samsun siyasetindeki etkisini ortadan kaldırmaktı. Ancak doksanıncı dakikada işler değişip, Süleyman Kaldırım aday olunca işler değişti. Yapılan hesaplar tam tersine döndü. Hem Canik"te, hem İlkadım"da, hem de Atakum"da ibreler mevcut il teşkilatı ve iki milletvekilinden yana dönünce, diğer dört vekil ciddi anlamda boşluğa düştü. Mustafa Demir, Adem Bektaş"ın aday olması sonucu rahat bir nefes alırken, Fatih Öztürk"ün Terme"de istediğini aday yapamayıp, teşkilatın istediği Ahmet Yirmibeşoğlu olunca ciddi derecede sıkıntıya düştüğü, Suat kılıç"ın ise son hamle olarak Bafra"da Zihni Şahin ismi üzerinde yoğunlaşıp, onu aday yaptırarak rahatladığı, Ahmet Yeni"nin ise bu işlerden fazlaca rahatsız olmadan orta yolu tercih ettiği gelen bilgiler arasında.
Burada yapılması gereken ne idi diye soracak olur iseniz, bana göre iki şey vardı. Birincisi beldelerin ilçe yapılması sırasında, nüfusu İlkadım ve Gazi Beldeleri"nin yarısı kadar olan Atakum ve Canik Beldeleri ilçe yapılırken, İlkadım ve Gazi"nin de ilçe olması gerekirdi. Olmadı, madem ki ilçe yapıldı, o zaman Sakarya, Bursa illerinde, nasıl ki ilçe belediye başkanları Büyükşehir adayı yapıldı, burada da alt belediyelerin başkanlarından birisi büyükşehir adayı, diğeri ise İlkadım adayı yapılmalıydı.Böyle bir teklif yapılsa idi çok rahat bir biçimde kabul göreceği kanaatindeyim. Ancak herkes kendi istikbalini düşününce, farklı bir durum ortaya çıkmış oldu.
Doğrusunu arar iseniz Erdoğan Başkan henüz hayatının baharında, genç, dinamik, bir takım projeleri olan bir arkadaşımız. Böyle bir insanı siyasetin dışında tutup, yaşı altmışlara varmış birisini Büyükşehir Belediye Başkanı yapıp, siyasetin içinde tutmanın, hiç doğru bir tercih olmadığı kanaatindeyim. O insana yazık günah değil mi? Ununu elemiş, eleğini asmış insanları dışlamak gerekirken, hayatının baharındaki insanları harcamanın doğru olmadığı düşüncesindeyim.Ne diyelim siyasetin cilvesi demekten başka birşey bulamıyorum. Allah gördüklerimizden geriye koymasın, makam ve mevki sevdasından da uzaklaştırsın. Hoşçakalın.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.