Siyasette başarının anahtarı..
Siyasette başarının anahtarı uzlaşı ve fedakarlıktır, yapmayanların akıbeti görülmesine rağmen, bazıları hala akıllanmamış!
Siyaset mümkün olanı yapma sanatıdır, bu da uzlaşmaktan ve fedakârlıktan geçer. Uzlaşmayı bilmeyen veya fedakârlık yapamayanlar, siyasette başarıyı yakalayamazlar. Küçük olsun benim olsun zihniyetinde olanlar her zaman kaybetmeye mahkûmdur.
Rahmetli Menderes"in, Özal"ın başarılı olmalarının sırrı fedakarlıkları ve uzlaşmacı tavırları idi. Menderes, parti kurduğu zaman CHP"de birlikte çalıştığı arkadaşlarını yanına almış, sağcı-solcu ayırımı yapmadan Milletvekili, Bakan yapmış, o sayede on yıl iktidarda kalmış, oyları her seçimde artarak devam etmiştir. Aynı şekilde rahmetli Özal, parti kurduğunda dört eğilim diye adlandırdığı Sosyal Demokrat, Muhafazakâr, Liberal ve İslamcı kesimden kapasiteli isimleri milletvekili, bakan yapmış, bu sayede on yıl iktidarda kalmıştır. R. Tayyip Erdoğan"da aynı yolu izleyerek kişilerin geçmişine bakmadan partide, parlamentoda, hükümette görev vermiş, bu sayede iki dönem üst, üste iktidar olmuştur.
Son seçimlerde alınan sonuçlar elbette Ak Parti açısından çok iyi bir sonuç sayılmaz, ancak bu seçim yerel seçim değil de genel seçim olsa idi, durum farklı olurdu. Bana göre AK Parti daha fazla oy alırdı. Yerel seçimde belediye başkan adayları, meclis adayları, teşkilat kavgaları, derken ciddi bir iç muhalefet olunca, alınan sonuçların gayet normal olduğu kanaatindeyim.
AK Parti Genel Merkezi ve kamuoyu tarafından 7.8 şiddetinde deprem yaratan seçim sonuçları ardından, herkes suçlu aramaya başlamış, kendinde olan suçu bir başkasına yükleyebilmek için elinden geleni yaptığı herkes tarafından gözlenmektedir.
Maalesef yaklaşan ilçe ve il kongresinde de aynı hatanın yapılması için, bazıları ellerinden geleni yapma mücadelesi vermektedirler.
Daha önceki ilçe atamalarında yazdıklarımı hatırlayanların, seçim sonuçları alındığında ne kadar haklı olduğumu söylemeleri hiçbir işe yaramamıştır. Şimdi ise, bir araya gelip, uzlaşıp, tek aday üzerinde gidilmesi gereken kongrelerle ilgili herkes havalara girmiş, kimisi Ben şu anda teşkilatın başındayım, işe yüzde elli önde başlayacağım diyor, kimisi Biz teşkilatın içerisinde bulunan bir ekibiz mevcut teşkilattan ayrı hareket edip, aday çıkarıp, istediğimizi yapabiliriz diyor. Bir başkası ise, Ben bu işin teşkilatçılığından geldim yanımda şu kadar adam var benim önümü kimse alamaz der. Sizin anlayacağınız durum 29 Mart öncesi belediye başkan adaylarının tavrı ile aynı. Onlarda o zaman bir havalardaydı ki sormayın gitsin. İşi bitirmişler de rekora koşuyorlarmış! Yüzde yetmişin altını kabul etmiyorlarmış! Eski başkanlar sırtlarında yükmüş! onları almak istemezlermiş! Miş, miş te, miş, miş. Şimdi ne oldu herkes poposunun üzerine oturdu suçu başkasında arıyor!
Gelelim şimdi yapılması gerekenlere; İlçe Başkan adaylıkları ile ilgili herkes fedakârlık yapıp, bir takım şartlar öne sürmeden, yakın akrabaları, enişteleri, kayınçoları, kayınpederleri, kardeşleri top yekun siyasetin içerisine sokmaya kalkmadan, adam gibi, herkesin, kendilerine güvenmesini beklemeden, kendileri de başkalarına güvenerek, uzlaşma zeminine yanaşıp, bazı fedakarlıklarda bulunarak taşın altına ellerini koyacak.
Diğer yandan biz mevcut teşkilatın içerisindeyiz. Bize rağmen, kimse bir şey yapamaz havasında olan arkadaşlar da bu tavırlarından vazgeçip, ortak aklın gerektirdiği ne ise, ona tabi olarak, işin içerisinde olmaları gerekiyor.
Mevcut kaybeden arkadaşlarımızın da kaybetmenin gereği ne ise onu yapıp, işlerinin başına dönmeleri gerekmektedir. Aksi halde ters dönen başarı grafiğinin daha da aşağıya ineceğini kimse unutmasın. Bundan da herkes sorumludur, zamanı gelince bazı detayları anlatacağımı da kimse unutmasın.
Başarı isteyen arkadaşlara tavsiyem; Biraz uzlaşı, biraz da fedakârlıktır. Tercih ise, onlarındır, dilerseler yaparlar. Yapmayanların akıbeti de ortada! Unutmasınlar "Hırsla kalkan, ziyanla oturur." Kalın sağlıcakla.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.