SU SORUNU VE BELEDİYELERİMİZİN İCRAATLARI
SU SORUNU VE BELEDİYELERİMİZİN İCRAATLARI
Olayları değerlendirirken nefsimizi bir kenara bırakarak objektif ve makul değerlendirmeler yapmak zorundayız, aksi halde toplumu yanlış yönlendirmiş oluruz. Son günlerde şehrimizin su sıkıntısı yaşayacağı bunun nedeninin de barajdaki su seviyesinin gün geçtikçe daha da çoğalması nedeniyle Çakmak Barajı'nın adeta kuruma tehlikesi geçirdiğini hepimiz biliyoruz.
Burada sorunun kaynağına inerek sıkıntının nereden kaynaklandığını doğru bir biçimde tespit etmemiz gerekmektedir. Bu konuyu yaklaşık bir yıldır tüm detayları ile bilmeme rağmen yazma gereği duymamıştım.
Neden duymadın? Derseniz, yağmurlar yağar da ortada sorun kalmaz diye bekledim ama beklenen yağmurlar henüz gelmediğinden susuzluk kapımızda diyebilirim ama belki sonbahar yağmurları erken gelir de bu sıkıntıdan kurtuluruz.
Yaklaşık altı yedi yıldan beri Çarşamba ilçemizin Ağcagüney kasabasında bir heyelan sorunu yaşanmakta, bu sorunla ilgili herkes bir şeyler söyledi, her bilim adamı farklı görüş ortaya koydu ama hiç birisi doğru bir tespitte bulunamadı. Konunun taraftarları ise olaya kendi açılarından baktılar.
DSİ olayın Baraj açısından tarafı, Saski su açısından tarafı, Valilik ise soruna çözüm bulma tarafı olduğundan üç kurum biri birinden farklı görüş ortaya koydu. DSİ'ye göre Ağcagüney kasabasında oluşan heyelanın Barajla uzaktan yakından ilgisi yok, olay tamamen zeminden kaynaklanan bir sorun olduğunu belirtirken Valiliğin tayin ettiği bilirkişi heyelanın Barajın hatalı yapımından kaynaklanması sonucu, Barajın alttan su kaçırdığı için heyelan olduğunu belirtmesi üzerine geçtiğimiz kış Barajda ki suyun tamamı boşaltıldı.
Su boşaltılmasına boşaltıldı ancak barajda en ufak bir sorun olmadığı, sorunun tamamen zeminden kaynaklandığı ortaya çıktı, bunun neticesinde ne oldu? Derseniz, boşaltılan Barajın tekrar dolması için beklenen yağmurlar yağmadığı için Baraj dolmadı ve şehir susuzluk tehlikesiyle karşı karşıya kaldı.
Burada tek sorumlu şehrin Valisidir, şayet o talimat vermeseydi Baraj boşalmazdı, şimdi çıkıp başkaları konuşacağına Vali olayın bu boyutunu anlatsa daha doğru olur kanaatindeyim.
Gelelim diğer konumuza geçtiğimiz hafta sonu AK Parti İl Başkanlığında Bütünşehir yasası değerlendirilmiş, yapılan toplantıda adeta körlerle sağırlar biri birlerini ağırlamışlar, herkes yasalardan, mevzuattan, görev alanlarından konuşup toplantıyı bitirmişler. Toplantının ardından da İl Başkanı bu doğrultuda bir basın açıklaması yaparak işi bitirmiş.
İşin enteresan tarafı, Vezir Hazretleri dün veya önceki gün Çarşambalılar Derneğinde yaptığı kahvaltıda şehrin günden güne büyüdüğünü, Üniversitede Öğrencilerin 50 bini bulduğunu, Özel Hastanelerin yatak kapasitelerinin çoğaldığını, Otellerin arttığını, eğitim öğretim konusunda şehrimizin ileriye gittiğini söylemiş.
Allah rızası için söyler misiniz Vezir Hazretlerinin bu söylediklerinde Belediyecilik adına en ufak bir icraat var mı? Merkezi Hükümet yapmış o da havasını atıyor, Büyükşehir yasasının değişmesinin ardından ilçelerin de katılmasıyla birlikte nerdeyse küçük bir Devlet kadar coğrafyaya sahip olan Samsun şehrinin, son altı ayda durumu nedir? diye bir sorsak acaba ne cevap verecek merak ediyorum.
Dilerseniz ben bazı icraatlarından söz edeyim, yaklaşık üç yıldır devam eden Altınkum, Çatalçam, Taflan kanalizasyon inşaatında bu yaz çivi dahi çakılmadı, bitmiş olan terfi merkezleri ve altyapıya ufak bir masraf ederek pompa konması halinde sistemin bir kısmını çalıştırma gereği dahi duyulmadı.
Yetmedi Çatalçam ve Taflan bölgesinde bitmiş altyapısı olan sokaklara bu yaz tek bir gram dahi asfalt dökülmedi. Yetmedi sahilde tozdan dumandan yürünmüyor ama bizimkisi bölgeyi Turizm bölgesi yapacağından dem vuruyor.
Hadi diyelim ki buralar yazlıkçılar bölgesi, belki yeni katılan ilçelere hizmet getirmek istiyor, son günlerde Ladik'te yaptığım işler gereği her gün Kavak, Ladik, Havza bölgesine gidiyorum, o ilçelerde de durum perişan. Bu yaz doğru dürüst asfalt yapılan bir yer yok.
Ladik'in göbeği sayılabilecek Çimento Fabrikasının yanında bir işletme yapıyorum, yollar o kadar perişan ki anlatamam, tozdan, topraktan ve çamurdan gidilmiyor. Kavak, Havza bölgesi hakeza aynı durumda.
İlçe Belediyelerine gelince onlar da iş yapmamak için topu Büyükşehir'e atarak yan gelip yatmanın derdindeler. Ladik'te çok enteresan bir uygulama var, Belediyeden köy yolunu yaptırmak isteyen muhtarlar dahi araç gereç alacakları zaman ücret ödeyerek almak zorundalar.
Hem de piyasadan çok daha pahalı, örneğin piyasa da saati doksan lira olan makinenin Belediyede ki ücreti yüz on lira, nasıl ama yemede yanında yat değil mi? İlçelerde yol sorunu öyle büyük boyutlarda sıkıntıya ulaşmış ki anlatamam.
Büyükşehir Belediyesi göstermelik bir kaç makine parkı ilçelere göndermiş, oralarda dolanıp duruyorlar, tek bir gram asfalt yok, bazı köylere satıh kaplama yapmak üzere zift dökmüşler ama üzerine malzeme gelmediğinden milletin araçları perişan. Bu anlattıklarımın tamamının resmini çektim günü geldikçe sizlerle paylaşacağım.
Bizim siyasetçiler oturdukları yerden ahkam keseceklerine gidip oraları gezseler eminim o toplantıları hiç yapmazlar, sizlere biraz olsun Belediyecilik brifingi vermeye çalıştım, devamında görüşmek üzere kalın sağlıcakla
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.