TALİBAN ŞERİAT VE CUMHURİYET
Bugün asli mesleklerimizden biri olan imamlık mesleğinin ilgi alanına giren konuları yazma gereği duydum. Neden bu gereği duyduğuma gelince; hani derler ya ağzı olan konuşuyor, son günlerde Afganistan’da yaşanan gelişmelerle ilgili işin ehli olan da konuşuyor olmayan da konuşuyor. Adamın İslami yaşamla uzaktan alakası yok, üç beş kitap okumakla kendisini allame-i cihan zannediyor. Fotoğrafçısından mimarına, teknik adamından sağlıkçısına önüne gelen şeriatla ilgili yazıp çizince canım sıkıldı ve bu yazıyı kaleme alma gereği duydum. Öncelikle şunu belirtmek isterim ki şeriat kelimesi lügatte yol anlamına gelir, ıstılahta yani kullanıldığı anlamında ise İslam’ın emrettiği emir ve nehiylere denir. Şeriat kelimesi genellikle İslam Şeriatı, Yahudilik Şeriatı ve Hırıstiyanlık Şeriatı olarak dinlerin hükümleri anlamında kullanılır. Günümüzde yalın olarak şeriat kelimesi siyasal bir rejimin adıymış gibi algılansa da olayın aslı dediğimiz gibidir. Siyasal İslamcıların geçmişte çok telaffuz ettikleri şeriat gelecek vahşet bitecek gibi ifadeler İslami yönetim biçimi olarak algılanmaktaydı. Cumhuriyet kelimesi ise halkın kendi egemenliğini kendi elinde tuttuğu, belirli süreler için seçtiği vekillerin kendisini yönettiği ifade biçimidir.
Günümüzde bu iki kavramı farklı amaçla kullanan kesimler var. Şeriatı, cumhuriyet düşmanlığı ve fanatik bir totaliter rejim olarak görenler olduğu gibi aynı şekilde cumhuriyeti İslam karşıtlığı olarak gören fanatik insanlar da var. Ancak işin doğrusu çok farklı. Şeriat; namaz, zekât, hac, oruç gibi yapılması emredilen aynı şekilde içki, zina, adam öldürme gibi kötü işlerin yasaklandığı emirlerin bütünüdür. Mesela Yahudi Şeriatına göre de Allah adına kesilmeyen hayvanlar yenmez, İslam şeriatına göre de Allah adına kesilmeyen hayvanlar yenmez. Aynı şekilde Hırıstiyanlık Şeriatına göre de insan öldürmek yasaktır, İslam Şeriatına göre de insan öldürmek yasaktır. Aslında İslam Dini tüm kutsal kitapları içine alan Kuran-ı Kerim’in hayata geçiş biçimi olan şeriat kelimesinin özüdür. Bunu bilmeyen veya bildiği halde işine gelmeyen bazı insanlar sosyal paylaşım hesaplarında o kadar basit ve seviyesiz paylaşımlarda bulunuyorlar ki aklınız şaşar. Sosyal medyayı yakından takip eden birisi olarak bunların bir kısmına cevap veriyorum, bir kısmını hiç ciddiye almıyorum. Aklı başında insanlar olarak düşündüğümüz bazı zavallıların paylaşımlarını görünce üzülüyorum. Adamlar paylaşımlarında, “Ülkemizdeki şeriat heveslileri Afganistan’a gitsinler, orada şeriat var” ifadelerini kullanmaları ne kadar cahil ne kadar seviyesiz ve ne kadar tahammülsüz olduklarını ortaya çıkarmakta. Kaldı ki bu ülke onların babalarının değil hepimizin atalarının kanını canını vererek bizlere emanet ettiği bir ülke olduğunu da unutmasınlar.
Taliban konusuna gelince lügattaki anlamı ilme talebi olan insanlar olsa da bugün Afganistan’da Taliban adı ile örgütlenerek yaklaşık yirmi yıldan beri direniş gösteren bir örgüt olduğu ortada. Giyim kuşamları, örgüte verdikleri isim İslami bir yapıda olduklarını gösterse de işin arka planı çok farklı. Nedir arka planı derseniz; ABD ulusal menfaatleri gereği zaman zaman dinleri, zaman zaman cemaatleri, zaman zaman da kaoslar çıkararak dünyayı yönetmeye çalışır. Afganistan’da hazzetmediği ama uzun zamandan beri baş edemediği Taliban örgütlenmesiyle sonunda anlaştı ve bölgeyi onlara terk etti. Ancak bu Taliban’ın her istediğini yapacağı anlamına da gelmez. ABD menfaatleri neyi gerektiriyorsa onu yapmak zorundalar, onun dışında bir yönetim sergilemeleri mümkün değildir. Afganistan coğrafyası çok farklı bir coğrafya. Yoksulluğun yanında cehalet de hat safhada. O beğenmediğimiz ve sevmediğimiz İranlılar gerek kültürel bakımdan gerekse ekonomik bakımdan Afganlardan çok daha ilerideler. İran’da bizde akademik kariyerlere benzeyen mollalık, ulemalık, huccetil islamlık ve nihayetinde profluk mertebesinde olan ayetullahlık unvanları var. Afganistan’da böyle bir durum yok, mollalığın üstünde bir şey yok. Hal böyle olunca da kafalarına göre bir İslam yaşamaktalar. Afganların iddia ettiği gibi İslam’da kadınların okumalarına engel teşkil eden bir durum olmadığı gibi tam aksine kadın erkek herkesin okuması emredilmekte. Efendimiz döneminde ilk kurulan okul olan darulerkamın evinde okuyan otuz iki öğrenciden on ikisi bayandı. Bu bayanlardan birisi de efendimizin eşi Hz. Hatice’ydi. Afganistan’daki olayları bahane edip müslümanlara ve İslam’a saldıran kendini okumuş irfan sahibi zanneden arkadaşların bu gerçekleri iyi okumasını tavsiye ediyoruz. Ezcümle, ne cumhuriyet İslam’a düşmandır ne de İslam cumhuriyete düşmandır. Bu konuları değerlendirirken lütfen bu ölçüye riayet edelim diyerek sözlerime son veriyorum. Kalın sağlıcakla.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.