TEZGAH AYNI TEZGAH FİGÜRANLAR DEĞİŞTİ
TEZGAH AYNI TEZGAH FİGÜRANLAR DEĞİŞTİ
Bazen yanlış iş yapanların işlerinin neden rast geldiğini düşünürüm, bunun cevabını zaman zaman farklı versem de şimdiki kanaatim yanlış iş yapan insanların işlerinin rast gelmesinin veya ortaya çıkmamasının nedeninin yine bizler olduğu kanaatindeyim. Neden böyle düşündüğüme gelince yanlış iş yapan insanlar kendilerine çok kolay yardımcılar bulurlar, bu işlerle ilgisi olmayanlar veya üç beş kuruşluk Dünya menfaati için onların dümen suyundan gitmeyi tercih edenler bu tür insanların işlerini kolaylaştırırlar. Bu olayları bilip, müdahale etmeyen bizim gibi insanların da en az onlar kadar vebal taşıdığını unutmayalım.
Geçtiğimiz haftalarda Lâdik ilçesinde bir boyacının fakir fukara fonundan aldığı yardımı, daha sonra iade etmek zorunda kaldığının haberini yapmıştık. Konuyla ilgili Vali Bey'i bizzat kendim arayıp, olayla ilgilenmesini söylediğimde Vali Bey'in bana Adnan Bey bizim arkadaşların öyle bir şey yapması mümkün değil, birileri sizi kullanıyor kanaatindeyim ifadesini kullanması beni bir hayli üzmüştü. Zira Vali Beyin değer verdiğim, sevdiğim, adaletten ayrılmayacağı kanaatinde olduğum bir bürokrat olduğunu düşünmekteydim, ama bu konuşmadan sonra kanaatim değişti. En azından bir araştırayım ondan sonra görüşelim demiş olsaydı ona olan inancımda değişiklik olmazdı. Boyacı Lâdik Cumhuriyet Savcılığına verdiği ifade de aldığı parayı iade ettiğini söylemiş. Keşke ben haklı çıkmasaydım da Vali Bey'in dediği gibi olsaydı ama maalesef olayın bizim dediğimiz gibi olduğu resmi evraklarla kanıtlanmış oldu. Valilik Makamı her ne kadar siyasilerin müdahil olmak istedikleri makam olsa da devletin temsil edildiği makam olduğundan tarafsızlık ilkesi olmazsa olmazlarındandır. Bir arkadaşım Vali olmasına rağmen siyasetçilerden gelen olumsuz teklifleri reddedince Merkez Valiliğine atanmıştı. Kendisini aradığımda hiç üzgün olmadığını, bilakis gayet memnun olduğunu öğrenince ona dedim ki neden merkeze alındın, olayın perde arkası nedir? Bana cevabı çok enteresan oldu ve dedi ki; Adnancığım Allah Resulü bir Hadis-i şerifinde Sizden biriniz bir kötülük gördüğünde onu eliyle düzeltsin, gücü yetmiyorsa diliyle düzeltsin, ona da gücü yetmiyorsa kalbiyle buğz etsin, bu da imanın en zayıf noktasıdır. Ben Devletin Valilik makamında oturduğuma göre o görev benim görevim, diliyle düzeltme işi siz gazetecilerin görevi, kalbiyle buğz etme işi de vatandaşların işi. Ben işimi yapıp haksızlıklara izin vermedim, siyasetçiler baskı yapıp beni aldırdılar, ben de asla eyvallah etmedim, şimdi görevimi yapmanın manevi huzurunu yaşıyorum. Bu örneği verme nedenim yöneticilik yapan insanlarda olması gereken hassasiyetin ölçüsünün ne olması gerektiğidir. Bir makamda üç gün daha fazla oturmak için siyasetçilerden her gelene eyvallah edip, onların sevdiklerini sevmek zorunda olan, onların kızdıklarına da kızmak zorunda olduğunu düşünen yöneticiler kısa vadede kazançlı çıktıklarını düşünebilirler ama uzun vadede kaybedecekleri muhakkaktır. Aslında konumuz da bu değildi, konumuz geçtiğimiz hafta Büyükşehir Belediyesinde yaşanan yolsuzluk olayı idi ama dünkü manşet haberimizi görünce birazcık yazayım derken nerede ise konumuzu bitirdim. Hatırlayanlarınız vardır yazılarımda belediyede görev yaparken bazı dosyaların suretlerini aldığımı belirtmiştim. Zamanı geldiğinde elimde delil olsun diye o dosyaları arşivlemiştim, ne kadar iyi yaptığımı şimdi daha iyi anlıyorum. 2006 yılında 5216 sayılı Büyükşehir Belediye kanunu çıkınca Ocak ayında Belediye Meclis üyelerinden oluşan bir denetleme komisyonu kurulmuştu. Bu komisyon yaklaşık iki ay çalıştıktan sonra rapor hazırladı. Hazırladığı raporda satın alma müdürlüğünde bazı yolsuzlukların olduğunu, konunun teftiş kuruluna bildirilip, teftiş kurulunun yapacağı teftiş sonucuna göre yasal işlem yapılması gerektiğini bildirmişti. Bunun üzerine konu teftiş kuruluna aktarıldı, teftiş kurulu çok güzel bir çalışma yaparak yaklaşık 153.000 liralık bir kamu zararı ortaya çıkardı. Bu zararla ilgili yasal işlem yapılması gerektiği Belediye Başkanına resmi yazı ile bildirildi. Belediye Başkanı ne yaptı derseniz ona kalsaydı en ufak bir işlem yapmayacaktı, bizzat müdahalem ve zorlamam sonunda satın alma şube müdürünü başka bir şubeye müdür olarak atadı. Yapması gereken Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunup gereğinin yapılmasını talep etmesi gerekiyordu ama yapmadı. Peki, o zaman Cumhuriyet savcılığına suç duyurusunda bulunmayan idare şimdi ne oldu da anında suç duyurusunda bulunma gereği duydu? 2006 yılında hazırlanan dosyanın bir sureti bende mevcut, dosya yaklaşık 7080 sayfa, geçtiğimiz hafta tutuklanan Belediye görevlisi ile ilgili dosya da bende mevcut o da yaklaşık 200 sayfa her ikisini de yayınlayacağım. Bu dosyaları ve içerilerindeki ifadeleri okuduğunuzda tezgâhın aynı tezgâh olduğunu ama figüranlardan bazılarının değiştiğini göreceksiniz. Öyle bir düzen kurulmuş ki anlatamam birileri malı götürecek, birileri ise ceremesini çekecek. Böyle bir düzen nerede görülmüş derseniz evrakları yayınladığımda siz de şaşırıp kalacaksınız. Düşünebiliyor musunuz bir Belediyede bir iki görevli ile dışarıdan bir kişi 555 bin liralık yolsuzluk yapacaklar ama kimsenin bu işlerden haberi olmayacak. İfadeleri okuduğunuzda olayların perde arkasını daha rahat anlayacağınızı umuyorum, şimdilik bu kadar yeter. Kalın sağlıcakla
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.