Yaşadığımız bu şehir demografik yapı bakımından bölgenin en karmaşık yapısına sahip olan şehridir. Rahmetli babaannem 72.5 çeşit millet vardır derdi, kanaatimce bu şehirde babaannemin dediği milletin tamamından insanlar yaşamakta. Bu nedenle de şehir sürekli geri gidiyor, bir türlü hak ettiği yere gelemiyor. Şehirde yaşayan insanların büyük bir kısmında aidiyet duygusu yok, konuşmaya sıra gelince bu şehir neden ilerlemiyor diye mangalda kül bırakmayanların sıra icraata gelince tek dertlerinin menfaatleri olduğu açık ne net ortada. Hal böyle olunca da şehir sürekli kan kaybediyor, hak ettiği yere bir türlü gelemiyor. Bunu yapanlar da o kadar uyanıklar ki anlatamam, toplumu keriz kendilerini de akıllı sanacak kadar ahmaklar bunlar. İşte bu yüzden basın çok önemli, toplumu yönlendirme konusunda en önemli rolü oynayan basın doğruları yazmayıp arka planda menfaatlerine uygun olan neyse onu yazıp çizince şehre en büyük ihanet yapılıyor. Bunu yapanlar o kadar art niyetli, o kadar ahlaksız ve o kadar ilkesizler ki anlatamam. Yıllarca şehrin kanını emen bu ahlak fukaraları Denge Gazetesi kurulup biz yazıp çizmeye başladıktan sonra toplumda hak ettikleri yeri buldular ama az fırsat tanısak inanın eskisinden daha kötüsünü yapacaklar.

Bunların bir kısmı çalıştıkları yerlerin perde arkasındaki çete bozuntusu patronlarının menfaatleri için toplumu yönlendirmeye çalışırlar, millete ahlak dersi verirler. Onlardan daha ahlaklı, daha ilkeli kimse yoktur imajı verirler ama geçmişlerine baktığınızda hangi patronla işe başlamış iseler hepsini yarı yolda bırakıp gitmişlerdir, adamlar da perişan olmuşlardır. Yüksek meblağlar alarak çalışmaya başladıkları adamların menfaatlerini kollamak için öyle enteresan manevralar yapmaktalar ki aklınız şaşar. Atakum’un göbeğinde yapılan City Mall AVM’nin 4300 metrekaresi kaçak yapılmıştır, binanın iskânı yoktur ama hiçbir şey yokmuş gibi en ufak bir haber yapmayı bir yana bırakın en ufak bir yazı dahi yazma imkânları yoktur. Neden yoktur? Çünkü oradan yüklü miktarda reklam almışlardır da ondan sesleri solukları çıkmaz. Peki, yirmi dört saat aleyhinde yazıp çizdikleri yerlerle ilgili perde arkasında neler olmuş da sürekli yazıp çizmekteler onu da bir yazsalar da biz de onlara delikanlı desek ya. 

Üzülerek ifade etmek gerekirse bu şehirde hala daha çetelerin, mafya bozuntularının etkisi var. Kendileri piyasaya çıkmasalar da kiralık adamları onların menfaatleri doğrultusunda sürekli algı operasyonları oluşturmaya çalışmaktalar. Bunlar bir gün bir belediyenin lehinde yazarlar, ardından beklentileri karşılanmazsa dönerler aleyhinde yazarlar. Bir gün başka bir kuruluşun lehinde haber yaparlar ardından farklı bir yolla haber gönderip talepte bulunurlar, talepleri karşılanmaz ise anında aleyhte haber yaparlar. Konuşmaya sıra gelince de onlardan daha dürüstü daha namuslusu ve daha ahlaklısı yoktur, bunlara ufak atın da civcivler yesin demekten başka bir şey bulamıyorum. Ramazan ayında olduğumuzdan bu konulara çok fazla girmek istemiyordum. Şöyle etrafa dalmadan bir Ramazan ayı geçireyim istedim ama bunlar ortalığı boş bulunca fena saldırıyorlar, buna izin veremeyiz. Herkes haddini bilecek. Geçmişte kimlerle ne işler çevirmişler, kimlerin yuvalarını yıkmışlar, kimlerin ocaklarına incir ağacı dikmişler bu fakir hepsini noktasına virgülüne kadar biliyor haberleri olsun.

Bir de bunların bir kısmının ekonomisini arka planda destekleyen eski AK Partili siyasetçiler var. O siyasetçiler neden bunları desteklerler? Çünkü siyaset yaptıkları dönemlerde o kadar çok yanlış işler yapmışlar ki yıllarca, anlatmakla bitmez. Bu yanlışlarını savunacak bir basına ihtiyaçları olduğundan o gazetelerin tüm giderlerini karşılarlar, o gazeteler de sürekli AK Partili belediye başkanlarının aleyhinde haberler yapıp, başka illerde bulunan AK Parti karşıtlarının haberlerini yaparlar. Yerel gazetelerin görevi yayın yaptıkları illerdeki haberleri yapmaktır, yayınlanmadıkları bölgelerin haberlerini yapmak onların ne işi ne de görevidir ama sırf kendi illerindeki belediyeleri kötülemek için başka illerdeki belediyeleri ön plana çıkarmak da onlara yakışan bir iştir.

Sözlerime son vermeden önce işleri güçleri bu şehirdeki siyasetçileri ve belediyeleri kötülemek olan gazatacılara merhum Erbakan hocanın “Hadi oradan, hadi oradan” sözünü hatırlatmak istiyorum. Ayrıca unutmasınlar ki bu fakir Ramazan ayında az sakinleşmiş ise bu işin Ramazan sonrası da var diyerek sözlerime son veriyorum. Kalın sağlıcakla.