ÜZÜM YEMEK Mİ? BAĞCIYI DÖVMEK Mİ?
Konumuza girmeden önce bir hususa değinmekte yarar görüyorum. Öncelikle CHP Genel Başkanlığı koltuğuna oturan Özgür Özel’i tebrik ediyorum. CHP’de demokratik bir mücadele sonucunda merhum İnönü’yü Ecevit’in kongreyle devirmesinden sonra ikinci kez kongrede genel başkan değişikliği oldu. Bu değişimin hem CHP’de hem de AK Parti’de hayra vesile olacağı kanaatindeyim. CHP’yi anladık da AK Parti ne iş derseniz; Kılıçdaroğlu’nun başında olduğu bir CHP’de seçim kazanmak çok kolaydı ama genç, dinamik ve değişimden yana seçilmiş olan Özgür Özel’in genel başkan olduğu bir CHP ile seçimde yarışmanın çok farklı olacağı bir gerçektir. Artık AK Parti, seçime kiminle girerse girelim alırız mantığından vaz geçmek zorunda kalacaktır. Halkın oy vereceği adaylarla seçime girecek ve bu da AK Parti adına bir kazanım olacaktır. Demokrasinin gelişmesi adına CHP’deki gelişmeler olumlu ve sevindirici gelişmelerdir. Özgür Özel’in bundan sonraki politikaları çok önemli; şimdiye kadar başında bir genel başkan varken yaptığı politikalar varken artık kendi genel başkanlığında yapacağı politikalar var. Kendisine yeni bir vizyon katarak ekibiyle ülke yararına politikalar üretmesini temenni ediyorum, zira ülke hepimizin. Şu parti bu parti beni ilgilendirmiyor, önemli olan ülkemizin çıkarlarıdır. Güçlü muhalefetin olmadığı yerde güçlü iktidar da olmaz, o nedenle bu değişimi önemsiyorum diyerek bu konuyu kapatıyorum.
Gelelim yazı başlığımızdaki konuya. Geçtiğimiz hafta şehrimize gelen kruvaziyer gemisiyle ilgili yapılan törende kemençe oynatılmasına eleştiriler geldi. Gelen eleştirilere bakınca da aklıma yazı başlığındaki ‘Amaç üzüm yemek mi? Bağcıyı dövmek mi?’ sözü geldi. Amaç üzüm yemekse; kemençe dedikleri gibi Trabzon’un enstrümanı değil Ordu, Giresun, Trabzon, Rize ve hatta Artvin illerini kapsayan, Bayburt ve Sivas’ın da bir kısmında çalınan bir çalgıdır. Sadece bu da değil, kemençeyle ilgili Yunanistan ve Türkiye arasında ciddi bir çekişme olduğu da malum. Ancak iddia edildiği gibi kemençenin Trabzon’un değil Giresun’un Görele ilçesinin çalgı aleti olduğu ortada iken sırf Mustafa Demir’i eleştirmek adına Trabzon’a mal etmeye çalışmanın düşmanlıktan başka bir şey olmadığı ortada. Burada eleştirilecek bir şey yok mu derseniz elbette var; kemençe yerine başka çalgı da çalınabilirdi. Mesela Çarşamba bölgesine ait Kabaceviz oyun havası var, o çalınabilirdi ama kemençenin Türkiye’ye mal olmuş Karadeniz’in ortak çalgı aleti olduğu da bir gerçek. İnsanlara düşmanlık yaparken biraz insaflı olmak lazım diyerek bu konuyu geçiyorum.
Bir başka konumuz da sağlık camiasında yaşanan gelişmelerle ilgili olacak. Malumunuz geçtiğimiz ay il sağlık müdürü değişmiş, yeni bir arkadaş müdürlüğe atanmıştı. Kendisini tanımamakla birlikte hakkında edindiğim intiba gayet olumlu. Arkadaşın siyaseten gelmediği, Sağlık Bakanlığındaki başarılı çalışmaları sonucunda bizzat Bakan Fahrettin Koca tarafından Samsun’a atanmış olduğu duyumunu aldım. Hakkaniyet noktasında çok hassas bir yapısı olduğu, akçeli işlere ve yanlışlara karşı ciddi anlamda tepkili bir yapıya sahip olduğu söylenmekte. Şayet çok müdahale edilmezse sağlıktaki sorunları çözmek ve çözüm bulmak üzere bir çalışma yapılırsa bir yılda sağlık camiasındaki sıkıntıları rahatlıkla aşabileceği de söylenmekte. Ancak siyasetin geçmiş uygulamalarındaki ahbap - çavuş ilişkileri, benim adamım senin adamın mücadeleleri sağlık camiasını öyle kötü bir noktaya getirdi ki anlatamam. Hastanelerin durumu ortada, ne personel ne vatandaş ne de yetkililer gelinen noktadan memnun değiller. Herkesin derdi kullanabileceği adamları veya yakınlarını ve hemşehrilerini bir yerlere yerleştirmekti. Kimsenin sağlık camiasının adam gibi işini yapması, vatandaşa hizmet vermesi, personel arasındaki huzursuzluğu ortadan kaldırmak gibi bir derdi yoktu. İnşallah bu dönem aynı hatalar tekrarlanmaz, tekrarlanırsa Albert Einstein’ın dediği gibi farklı sonuç beklemek aptallık olur. Yazı başlığında dediğim gibi amaç üzüm yemek değil bağcıyı dövmek olursa ve hak edene değil de dayısı olana makam verme dönemi devam ederse aynı sonuçlar alınır. Umarım ve dilerim ki bu dönem sağlık camiasının önünün açıldığı, sorunların çözüldüğü, vatandaşın ve sağlık personelinin mutlu olduğu bir dönem olur. Bizim de derdimiz üzüm yemek, bağcıyı dövmek değil. Sanırım matlup hâsıl oldu. Bu günlükte bu kadar, kalın sağlıcakla.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.