VEKİLLER NE İŞ YAPAR?
VEKİLLER NE İŞ YAPAR?
Bugün köşe yazısı yazmayı düşünmüyordum, nedenine gelince çok tanımadığım ancak geçtiğimiz yıl tesadüfen bürosuna uğrayıp görüştüğüm ve çayını içtiğim eskiden emlakçılık yapan daha sonra Müteahhitlik işine başlayan arkadaşın intihar haberini alınca bir hayli üzüldüm. Arkadaşı çok fazla tanımasam da kötü bir insan olmadığını düşünüyorum, kaldı ki bir insanın intihar etmesinin ne kadar zor iş olduğunu tahmin edebiliyorum, ne kadar sıkıntıya girdi ki hayatına son verdi. Yüce Rabbimden temennim hiç kimseyi gördüğünden geriye koymamasıdır. Her zaman söylediğim gibi düşmanım dahi ekonomik sıkıntıya düşse üzülürüm, çünkü onun çoluğunun çocuğunun ne günahı var, o insanların haleti ruhiyyesini düşünmek dahi istemiyorum. Dün intihar eden arkadaşın yakın bir komşusu ile görüştüm çocuklarının hastaneye yalın ayak koştuklarından bahsetti, içim acıdı. Merhumun hatırlı kayın biraderi yoktu ki dairelerini satıp ekonomik sıkıntısını giderseydi!... ama olsun zalimin zulmü varsa mazlumun Allah'ı var. Allah'tan ölene rahmet geride kalan ailesine sabır dileyerek asıl konumuza girmek istiyorum.
Pazartesi günkü bazı yerel gazetelerin manşetinde yer alan Vali Yardımcısının haberi bir hayli ilginç bir haberdi, sadece ilginç değil, siyasi içerikli bir haber olduğu kanaatindeyim. Demeci veren Vali Yardımcısının düşüncelerine saygı duyuyorum, kendisine göre haklı olabilir toplumun belli bir kesimi belki de öyle düşünüyor ancak haberde iki önemli sorun var, birincisi demeci veren Devletin resmi kurumunda 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa tabi Vali Yardımcısı. İkinci sorun ise Vali Yardımcısının konuşma yaptığı mekan her ne kadar siyasi kimliği olmayan bir vakıf olsa da bir siyasi partinin merhum lideri ile mevcut liderinin resimlerinin önünde konuşmasıdır. 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu gereği bir Devlet memurunun basına demeç vermesi izne tabidir, diyeceksiniz ki burada basına beyanat yok, bir vakıfta yapılan konuşma söz konusu. Konuşmanın yapıldığı mekan vakıf olsa da basının huzurunda kamuya açık alanda konuşma yapmak için izin alması gerektiği kanaatindeyim.
Diyelim ki iyi niyetli olarak bir konuşma yapıldı ve Vali Yardımcısı düşüncelerini açıkladı, iyi güzel de Başbakanın ve Hükümet yetkililerinin Güneydoğu sorununu çözmek için verdikleri mücadele ortada iken ve sürecin sağlıklı yürümesi için herkesin üzerine düşeni yapması gerektiğini bas bas bağırmalarına, hatta bu konularda değil Bürokratların siyasetçilerin dahi demeç vermemeleri gerektiğini söylerken bir kamu görevlisin bu sürecin tam aksine beyanat vermesi ne kadar doğru bir harekettir siz takdir edin. Ben Vali yardımcısını hiç tanımam, belki de çok kıymetli bir insandır ancak içerisinde bulunduğumuz hassas süreçte böyle bir beyanat vermesi doğru olmadığı kanaatindeyim. Ayrıca kamu görevlileri basına beyanat verirken veya basına açık alanlarda konuşma yaparken mekanın siyasi kimliğine veya mekanda bulunan resimlere çok dikkat etmeleri gerekmez mi?
Bu konuda asıl sorun Vali Yardımcısında olmadığı kanaatindeyim, zira Vali Yardımcısı kendi görüşünü şu veya bu şekilde beyan etmiştir, peki bu konuyla ilgili gazetemiz yazı işleri müdürünün bizzat kaleme alarak altına da ismini yazarak milletvekillerine sorduğu sorulara aldığı cevaplara ne demeli? Milletvekillerinin bir kısmı görüş beyan etmekten imtina ederken, bir kısmı gerekirse cevap veririz demesi yok mu insanı çileden çıkarıyor. Bu arkadaşlar Milletvekilliğini gezip, tozmak, bir takım ziyaretlerde bulunmak veya ziyafet sofralarından beyanat vermek olarak düşünüyor iseler ne bu toplum ne de Başbakan onları affetmez. Senin Başbakanın tüm eforunu bu işe hasretmiş, gecesini gündüzüne katarak bu sorunu çözmeye çalışırken bir bürokrat çıkıp tam aksine bir beyanat veriyor, sen de buna sesini çıkarmıyorsun öyle mi? Peki adama sormazlar mı ki arkadaş siz Milletvekili değil misiniz? Siz işinizi bir tarif edin de bizde bilelim diye. İnsanlar bu kadar sorumsuz, bu kadar vurdumduymaz nasıl oluyorlar anlamış değilim. Hele hele bir partiden Milletvekili seçilmiş insanların kendi Genel Başkanlarının canla başla mücadele ettiği bir konuda arkasında durmuyor iseler sorarım size bu arkadaşlar ne iş yaparlar? Allah rızası için görevlerinin ne olduğunu bir tarif etsinler de biz de bilelim. Bu arkadaşların görevlerinin ne olduğunu bilelim ki yanlış yapmayalım!... Başbakan'ın hassasiyetle üzerinde durduğu konuların arkasında durmak onların görevi değilse kimin görevi söylesinler de biz de onlara soralım. Milletvekili demek köylerde, kasabalarda, kahvelerde gezip, tozup sohbet etmekse bunu bu ülkede yapacak milyonlarca işsiz insan yapar, yok sorumluluk alıp gereğini yapmak ise o zaman herkes adam gibi üzerine düşeni yapsın. Sırf önümüzdeki yıl yapılacak olan yerel seçimlerde Büyükşehir Belediyesine aday olmaya kendilerini odaklayıp, taşın altına ellerini koymayanlar unutmasınlar ki toplumun huzuruna çıktıklarında anlatacakları bir şeyleri olmalı. Milletten oy isterken biz falanca köye gittik orada falanca ağanın yemeğini yedik, çayını içtik, falanca arkadaşın tertip ettiği sabah kahvaltısına katılıp arkadaşlarla birlikte olduk demeleri onları kurtarmayacaktır. Kalın sağlıcakla
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.