VEKİLLERİN KARNESİ

Konumuza girmeden önce geçtiğimiz hafta rahmet-i rahmana kavuşan Salih Parlak hocamıza Allah'tan rahmet, geride kalan ailesine başsağlığı diliyorum. Hocamızla ilgili müstakil bir yazı yazmayı düşündüğümden bugünlük bu kadarı ile yetinerek konumuza geçmek istiyorum. Bugün şehrimizin seçmiş olduğu milletvekillerini değerlendirmek istiyorum. Şehrimizin dokuz vekili var. Beş tanesi AK Partili, diğer dört vekilin birisi MHP'li, birisi Saadetli, birisi İYİ Partili birisi de CHP'li. Yani dört vekili dört parti bölüşmüş. Aslında CHP iki tane aldı ama Millet İttifakına verilen bir sandalye nedeniyle bir vekile düştü. Bugün objektif ve tarafsız olarak bu vekillerin seçildikleri günden bugüne kadar yaptıkları icraatları değerlendirmeye çalışacağız.

Dilerseniz önce çok olanından başlayalım. AK Parti, 2023 yılındaki genel seçimde beş vekil aldı, bunlardan Çiğdem Karaaslan ve Yusuf Ziya Yılmaz genel başkan yardımcısı olarak görevlerine devam etmekteler. Önceki dönem Ticaret Bakanı olan Mehmet Muş da TBMM Plan Bütçe Komisyon Başkanı olarak çalışmalarını sürdürmekte. Ersan Aksu da Mehmet Muş ile birlikte plan bütçe komisyonunda görevini sürdürmekte. Orhan Kırcalı ise hem Adalet Komisyonunda görev almış hem de AK Parti'nin siyasi işlerinden sorumlu genel başkan yardımcısının yardımcısı olarak görevine devam etmekte. Doğrusunu ararsanız böyle güçlü bir ekiple bu şehre çok şeyler yapılabilir. Tasarruf tedbirlerinin alındığı bir dönemde yapılan pek çok yatırım var, onları müstakilen yazacağım.

Vekillerin performansını değerlendirmek gerekirse; Çiğdem Karaaslan zaman zaman şehrimize gelip parti programlarına katılmakta ancak daha çok genel merkezdeki görevine ağırlık verdiğinden veya cumhurbaşkanının programlarına katıldığından Samsun'a çok fazla ağırlık veremiyor. Yusuf Ziya Yılmaz, milletvekili olduğundan itibaren yerel seçimlere kadar Mustafa Demir'in aday olmaması için uğraş verdi ve nihayetinde de başardı. Daha önce yazdığım gibi il, ilçe belediye başkanlarının tespitinde elindeki yetkiyi çok kötü kullandığından sadece Samsun'da değil Türkiye genelinde pek çok belediyenin kaybedilmesine neden oldu. Şimdi de hiçbir şey yokmuş gibi çıkıp piyasada pozlar veriyor. Orhan Kırcalı, Bafra bölgesinde çalışmalar yapıyor, o bölgedeki yatırımlarla ilgili elinden geleni yapıyor. Sadece onlarla da sınırlı değil, partideki görevi nedeniyle sorumluluk alanındaki illere de gidip çalışmalar yapıyor. Ersan Aksu, teşkilattan gelmesi nedeniyle Samsun'un Fuat Köktaş'ı olma yolunda bir gayreti var, bunda da epeyce yol aldı dersek abartmış olmayız. Şehrin siyasetine an itibarı ile en hakim vekil Ersan Aksu diyebiliriz. TBMM Plan Bütçe Komisyon Başkanı Mehmet Muş’a gelince; ben yağcılığı veya abartmayı hiç sevmem ama şunu açık ve net ifade etmek isterim ki Mehmet Muş bu şehir için bir şanstır. Hem karakteri, hem görevi itibarı ile bu şehri uçuracak bir siyasetçi. Yaptığı işlerle ilgili bir köşe yazacağımdan şimdilik bu kadarı ile geçiştiriyorum. MHP'li vekil İlyas Topsakal'a gelince ise dağ fare doğurdu dersek abartmış olmayız. Kendisinden bu şehir çok şeyler bekledi ama adam kendi doğduğu ilçede dahi sevilmiyor. Bu yaz Lâdik'te yirmi gün kaldım, hiçbir MHP'li ondan memnun değil. Kötü bir çevresi olduğunu söylüyorlar bir de bu kadar siyasi yükün ona çok geldiği ve kaldıramadığı da söylenmekte. Benim de şahsi kanaatim o yönde.

Gelelim muhalefet vekillerine. Murat Çan'ı hiç tanımıyorum, anlatılanlara bakıldığında mütevazı bir doktor deniliyor ama ne yaptı derseniz gelip anlatırsa biz de sizlere anlatacağız. Adamcağızın basına karşı bir tavrı var, benim umurumda değil ama kötü yazmak da doğru olmaz. Kendisinin yaptıklarını bilmediğimden bir şey söylemek istemiyorum. Mehmet Karaman ise sevdiğimiz bir eski dostumuz. Samsun'la da çok işi yok zaten, arada bir parti programlarına katılıp gidiyor hepsi bu kadar. Son olarak Erhan Usta'ya gelecek olursak; kendisi ekonomi bürokrasisinden gelmiş olmakla birlikte siyasette pişmiş bir vekil. İstese şehre çok şey katabilir ama onun derdi şehre değil kendi siyasi geleceğine bir şeyler katmak olunca Samsun'a en ufak bir faydası olmadığı gibi parti tabanında da sevilmiyor. Sürekli meclis kürsüsünden ilgili bakanlıklara sorular sormak artık eski siyasetçilerin işi, yeni siyasi vizyonda bu yöntem demode olmuş durumda. Yeni siyasi model muhalefet yaparken çözüm önerilerini de sunmaktır. Örneğin Lâdik Gölü ile ilgili verdiği soru önergesi tamamen siyasi şovdan ibaret. Çözüm önerisini de beraberinde sunmuş olsaydı o zaman inandırıcılığı olurdu. Sanırım matlup hasıl oldu, bugünlük de bu kadar. Kalın sağlıcakla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
7 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR