VEZİR HAZRETLERİ KUŞ GRİBİ OLMUŞ!
Çocukluğumdan beri hayvanlara karşı aşırı bir sevgim vardır. Özellikle koyun, tavuk, inek ve kuşları çok severim. İneklerin Montofon ve Jersey türleri insana yakın olmadıklarından ve Ülkemiz şartlarında pek işe yaramadıklarından sevmem. Daha ziyade kara sığırları severim, çünkü onlar biraz gariban, biraz masrafsız,biraz da insana yakın olduklarından onları biraz daha fazla sevmekteyim. Kuşlara sıra gelince bir zamanlar hayli kuş besledim, kanaryanın bir çok çeşidinden, muhabbet kuşuna, güvercinden papağana her türlü kuş ilgimi çekti, besleyip hevesimi aldım. Bundan birkaç yıl önce bir muhabbet kuşumuz vardı ve çok alışmıştık ona. Şehir dışına yaz tatiline gittiğimizde iş yerine getirmiştik onu, bize küsmüş ve yemek yemeyip, kendi kendine intihar etmiş, gelince o kadar çok üzüldük ki bir hafta yemedik, içmedik.
Belediyede Başkan vekilliğine baktığım zamanlar bizim Vezir hazretleri eşiyle birlikte seyahate çıktığında evindeki muhabbet kuşlarını Belediyeye getirir, bizler de onlara bakardık. İki tane olan kuşlardan birisi hayli yaşlanıp, hastalanınca işi, gücü bırakıp, şehirdeki veterinerleri ayağa kaldırırdık. Gece gündüz bir yandan hekimler uğraşırdı, bir yandan da biz ölmemesi için dua ederdik. Çünkü bizim vezirin eşinin o hayvanlara karşı aşırı duygusal bir bağı vardı ve onları çok sevmekteydi, ama biz ne yaptıysak faydalı olamadık. Hayvanlardan birisi ölünce bir hafta bizim vezirin evinde yas tutuldu. Bu yası tutan vezir değildi, çünkü onda insan sevgisi yok ki hayvan sevgisi olsun, onda olsa olsa başka şeylere karşı ilgi vardır, onun da bedelini ağır ödeyeceğe benziyor.
Gelelim asıl konumuza. Dünya hayatında yapmış olduğumuz doğru, yanlış, iyi, kötü ne varsa kıyamet günü tamamının hesabını vereceğimizi Yüce kitabımız bize haber vermektedir. Hem öyle hesap vereceğiz ki ağzımız bağlanıp, ellerimiz ve ayaklarımız yaptıklarımıza şahitlik edecek (Yasin 65) ancak benim kanaatim şu ki; Bizim Vezir hazretlerinin uzuvlarından bir kısmı kendisinden davacı olacak ise de kuşu ondan davacı olmayacak, çünkü hakkını adam gibi vermiş, başkaları bir veya iki kuşla uğraşırken, bizimkisinin ilgilendiği kuş sayısı henüz tespit edilemediğinden huzuru Rahman"a vardığında kuşu ondan davacı olamayacağını düşünmekteyim. Ancak burada ufak bir sıkıntı var Cenabı Hakkın insana verdiği nimeti gereğinden fazla veya yasak bölgelere girerek kullanırsanız onun da bir bedeli olduğunu ve bazı sıkıntılar doğurabileceğini unutmamak gerekir. Bu sıkıntıların başında kuş gribi geldiğini unutmamak gerek! İşte bizim Vezir hazretleri bu ayrıntıları hesaba katmadan Allahın kendisine verdiği nimeti hoyratça kullanıp, olur olmaz bölgelerdeki hasta kuşlarla uğraşınca,hatta ta yurt dışına gidip, oralardaki kuşlarla da ilgilenince kuş gribi gelmiş, bulmuş kapıya dayanmış, uzun zamandan beri herkesten gizli bir biçimde ortalıktan kaybolup,şehir dışına gitmesinin nedeni, yakalandığı kuş gribi ile ilgili tahliller yaptırıp, çare aramakmış,ama yapılan tüm tahlillerden kuş gribi çıkıyormuş. Malumunuz kuş gribi ölümcül bir hastalık. Kuşun ölümü insanı farklı bir dünya ile tanıştıracağını hepimiz bildiğimizden, bizim Vezir hazretlerine acımak gerektiğini düşünüyorum, ama bu şehirde ona acıyacak kaç insan bulunur diye soracak olursanız üçü, beşi geçeceğine inanmıyorum. Elbette hepimizin dostu var düşmanı var,seveni var, sevmeyeni var, ama bunları ortalamaya vurduğumuzda ya yarı yarıyadır, veya %40-%60 oranındadır, ama vezir hazretlerini oranlamaya tabi tutarsak memnun olmayanları %95, sevenleri ise %5 olarak kabullenmek zorundayız. Zaten bu durum son seçimlerde de belli oldu. Ak Parti İl Genel Meclisinde % 45 oy aldı. Vezir hazretleri ise %47.5 oy aldı. Yani kişisel oyu %3 dahi yok. Dua etsin Ak Partiye ve diğer partilere, çünkü diğer partiler de zamanında aday çıkaramadılar. Hepsi beklediler ki gelsin bizden aday olsun. O da bu fırsatı iyi değerlendirip, son dakikaya kadar onları oyaladı. Halk bu durumu görünce diğer partilere tepki gösterip, ona oy verdi. Yoksa diğer partiler zamanında aklı selim adaylarla yola çıkmış olsa idi onun kazanma şansı asla olmazdı. Buna en açık örnek ise Atakum ve İlkadım ilçelerinin durumudur. Peki bizim Vezir"in kuşu kuş gribinden kurtulamazsa ne olacak diyecek olur iseniz, ortalık hayli karışacak gibi gözüküyor, çünkü meclisin yapısı çok kritik bir denge üzerine oturmuş durumda. Ama bu kuş gribi öyle aniden insanın dünyasını değiştirmesine neden olmuyor, uzun bir zaman diliminde etkisini gösteriyor. İşte bu nedenle bizim Vezir hazretleri biraz uzun soluklu bir sıkıntı sürecine gireceğe benziyor. Unutmaması gereken en önemli konu idareciliği döneminde zulmettiği, terk ettiği veya ihanet ettiği dostları, arkadaşları, belki benim gibi açıkça konuşmamışlardır, ama içlerinden sadece bir tanesi elini havaya açıp, yaratana sığınmışsa canı öyle kolay, kolay çıkacağa benzemiyor. Kanaatimce acı çeke çeke uzun zaman diliminde gerçek dünyaya göç edecek, unutmayalım ki eden bulur.
İyi Pazarlar
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.