VEZİR HAZRETLERİ’NDEN İNCİDEN GERDANLIKLAR…
VEZİR HAZRETLERİ’NDEN İNCİDEN GERDANLIKLAR…
Milletvekili aday listeleri açıklandıktan sonra AK Parti ve MHP camiasında ciddi tepkiler oldu ama her seçim döneminde bu tür tepkiler olur. Aradan kısa bir zaman geçince herkes sakinleşip partisine destek vermeye devam eder. Zaten Parti teşkilatları da listelerle ilgili kimsenin üzülmemesi yönünde açıklamalar yapıp teşkilatlarda oluşacak muhtemel kırgınlıkların önüne geçmeye çalışıyorlar. Özellikle MHP de ciddi bir sıkıntı olduğu açıkça ortada. Hangi MHP’li ile konuşursam konuşayım, tamamı ‘Böyle liste olur mu?’ diye tepki gösteriyor, hatta bazıları AK Parti MHP’ye ‘Benim işime yarayacak bir liste yap’ dese ancak bu kadar güzel bir liste yapabilirdi diyorlar. Dikkatimi çeken en önemli şey ise, MHP’nin iktidar olmamak için, elinden gelen her şeyi yapmasıdır. Saadet Partisi ile BBP ittifak yapalım dediler ona yanaşmadılar, listelere muhafazakâr isimler koymadılar, taban siyaseti yapacak isimleri listelerin kıyısından kenarından geçirmediler, adamlar adeta iktidar olmamak için direndiler. Hani derler ya, her şeyde bir hayır vardır, MHP’nin işi de öyle! Ülkedeki istikrarın bozulmaması için adamlar ellerinden geleni yapıyorlar! Yürümekte bile zorlanan çok ismi aday yapmışlar. Yetmedi tabanın istediği hiç bir ismi partinin kıyısından köşesinden geçirmediler, demek ki Allah’ın hesabı bu.
AK Parti de durum nedir derseniz; listede bir iki ismin dışında çok büyük bir sıkıntı yok. Tülay Hanım’ın yerine gelen bayan hiç kimsenin tanımadığı, bilmediği, en ufak bir çalışma yapmadan, listenin seçilecek yerine oturmuş bir bayan. Mehmet Kurt’un oğlu da aynı şekilde, henüz siyasetin en ufak bir çilesini çekmeden, sırf Tayyip Bey’in oğluna olan yakınlığı nedeniyle listeye girmiş bir isim olması tabandan ciddi anlamda tepki aldığı bir gerçektir. AK Parti kurulduğu günden itibaren çilesini çeken, her kademesinde görev almış olan Ali Akyüz gibi bir ismi listeye yazmayıp sırf Bilal Erdoğan ile arkadaş olduğu için listeye giren bu arkadaşa ne demek lazım anlamış değilim! Kaldı ki Kavak, Ladik, Havza, Vezirköprü Bölgesinden en çok oyu alabilecek tek aday olan Ahmet Okuyucu’yu listeden çıkarıp bu ismi yazmak ne kadar hakkaniyet ölçüsüne uyar, sizlerin takdirine bırakıyorum.
Gelelim yazı başlığımıza; Bizim Vezir Hazretleri bu aralar inciden gerdanlıklar saçıyor. Adam, ölen savcının isminin yaşaması için heykeller yapıyor, Samsunlu taşeron bulamamaktan yakınıyor, şehri turizm merkezi yapacağını ilan ediyor, filan falan. İnsan konuşurken konuştuğuna ilk önce kendisi inanmalı. Sorarım size; Heykel yapmak AK Parti’nin misyonuna, vizyonuna, dünya görüşüne uygun bir icraat mıdır? Dilerseniz İlk heykel ne zaman ve ne için yapılmış, biraz araştırıp soruşturalım ve bu suale cevap verelim. Hazreti Adem’in vefatının ardından peygamber olan Şis(Şit) Aleyhisselam’da vefat etmeden önce oğullarını toplumun çeşitli bölgelerine gönderip, onları Allah’ın varlığı, birliği konusunda iman etmeleri ve İslamı yaymaları için görevlendirmişti. Şis Aleyhisselamın oğullarını toplum benimsemiş, hatta bazılarını çok fazla sevmişti. Onların ölümlerinin ardından toplum cehalete düşüp, onların heykellerini yapıp, o heykellere tapmaya başlamışlar ve böylece ilk heykel ve put işi başlamış oldu. Yani Heykelcilik ve Putçuluk İslam Dini’nin şiddetle reddettiği, Allah’a şirk kabul ettiği bir eylemdir. Şayet bu iş öyle zannedildiği gibi makbul bir iş olsaydı, Peygamberlerin, Velilerin, Allah Dostlarının da heykelleri olurdu. Allah Resulü bırakın Heykeli, Resim yapılmasını dahi yasaklamış, kendi resmini yapanlara da lânet etmiştir. Bizimkisi de çıkmış, Savcı’nın Heykelini yapıp onun hatırlanmasını istiyormuş. Şayet merhum Savcı sağ olsaydı buna izin verir miydi acaba?
Vezir Hazretleri’nin bir başka inciden gerdanlığı ise, şehirde iş yaptırmaya taşeron bulamadığından yakınmış olması. Hatta büyük çapta iş yaptıracak firma bulamamaktan yakınması. İnsan Allah’tan korkar. Bu şehirde nice insan Büyükşehir Belediyesi’nden iş alamadıkları için şehri terk edip gurbet ellere gittiler. Hatta bazıları facebook’tan bana sitem dolu yazılar yazıyorlar, memleket özlemi çekiyorlar. Büyük çapta firma bulamamaktan yakınan Vezir Hazretleri azıcık geriye dönüp baksa, nice büyük çaptaki firmaları bitirdiğini görmez mi acaba? Kalaycıoğlu firmasından tıtun da, Hasan Uçak’a varıncaya dek nice büyük çaplı firmaları bitiren, ben miyim yoksa kendisi mi, bunu açıklasa da biz de bilsek? Peki Yıdız Holding bu şehre yatırım yapmak istediğinde, ona randevu vermeyip, onu başka şehre gönderen, ben miyim yoksa bizatihi kendisi mi, onu da açıklamasında yarar var? Öyle ötede beride kimsenin haberi yokmuş gibi, popülist politikalar üretip, insanlara karşı konuşmak çok koşay ama işin gerçeği çok farklı. Büyükşehir Belediyesi’ne iş yapan firmaların, yine Büyükşehir Belediyesi’nde üst düzey görev yapan bazı görevlilerin himayesinde, Doğu illerinden özel getirtilip iş verildiğini ve onlardan her türlü nemalanıldığını bilmediğimizi zannediyor ise çok yanılıyor. Konuşmak güzel de gerçeklerle yüzleşmek çok farklı bir şey. Çiftlik caddesini hangi firmanın yaptığını, bir anlatsa da bilsek, nasıl olur acaba? Bu sualleri o kadar çoğaltmak mümkün ki anlatamam. Şimdilik bu kadarı ile yetinerek sözlerime son veriyorum. Kalın sağlıcakla.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.