Bizim Vezir Hazretleri her zaman yaptığı hizmet gezilerini yine Sevgi kafe'de kahvaltı vererek başlatmış. Malumunuz Sevgi kafe bizimkinin tüm özel ve genel misafirlerini ağırlama mekanı olduğundan, bu tür işletmeleri özelleştirmenin adını dahi yapmaz. Bu kahvaltıların daimi müdavimlerine bir bakın, dost, ahbap, personel ve hemşerilerinin dışında pek fazla katılımcı göremezsiniz. Mahalle muhtarlarından bir kısmı, Hizmet alırız ümidiyle katılmışlardır.
Kahvaltı sonrası yaptığı konuşmada, hizmet alabilmek için sürekli Ankara'ya gidip yalvardığını, yalvarmadan hiçbir hizmet alamadığını, muhtarların da hizmet alabilmek için yalvarmaları gerektiğini, çözüm merkezinin kapısından ayrılmamaları gerektiğini söyleyerek sohbetine devam etmiş. Hafif raylı ile ilgili ise, bazı çevrelerin eleştirdiğini, bunu ciddiye almayıp, işlerine devam ettiklerini söylemiş.
Belediye Başkanlığı makamının diğer bir adı da Şehremini, yani şehrin en emin, güvenilir insanıdır, yalan konuşmamalıdır. Allah rızası için kendisine bir sorun : Ömrü hayatında hiç kimseye yalvarmış mı? Bu şehre büyük yatırım yapmak üzere gelen Yıldız  Entegre'nin patronuna randevu vermesine rağmen, adam randevusuna harfiyen uyarak makamına gelmiş, kendisi randevusuna uymayıp, yerinde olmayınca adam kızıp, orayı terk etmiş. Bu kez adama telefon açıp, özür dilemesi gerekirken, adamı arayıp; "Ben profesyonelim, bu kadar gecikme normaldir" diyerek adamla dalga geçmiş ve adam bu şehre yapması gereken yatırımı gitti Bursa iline yaptı. Sırf bu zatı-muhteremin gururu ve kibri yüzünden, adamın yapacağı yatırım, şehrimizden başka bir şehre gitti. Adamın yapacağı yatırım, işsizlik problemini büyük oranda çözecekti. Altı bin dönüm arazide yaklaşık üç bin kişiye iş verecekti.
Bu verdiğim örnek sadece ve sadece benim şahit olduğum bir örnek… Bunun gibi niceleri var anlatamam. Bunları anlatma nedenim, bir insanın nasıl olur da bu kadar güzel rol yaptığını sizlere anlatabilmektir. Bırakın birilerine yalvarmayı, adam küçük dağları ben yarattım havasında. Onun yanında değerli olabilmenin iki yolu var; birincisi ırkından olmak, ikincisi belli lobilerin adamı olup, inanç dünyasında onlarla birlikte hareket etmektir. Aksi halde siz değil üst düzeyde bürokrat, isterseniz Bakan olun, size karşı kalben asla sevgisi ve saygısı olması mümkün değildir.
İsterseniz ,  buraya kadar anlattıklarımı bazı örneklerle açıklayayım; son beş yıllık Belediye Başkanlığı döneminde, Samsun'a hizmet almak adına Samsun milletvekillerinden hangisine giderek, yapmayı düşündüğü hizmetleri anlatıp, yardım istemiş? Tam aksine sabah yola çıkıp, soluğu ya bir Bakan'ın yanında veya bir Genel Müdürün yanında alarak işlerini hallettirme cihetine gittiğinden, bundan ister istemez Milletvekilleri de rahatsızlık duyduklarından, bazı projelerle ilgili Bakanlık nezdinde girişimde bulunarak, "Bizim de görüşümüz alınsın" demek zorunda kalmışlardır.
Daha geçtiğimiz hafta, Ak Parti Genel Merkezine tek başına giderek, 4 Temmuz'da yapılacak  İl Kongresi ile ilgili Genel Başkan yardımcıları ile görüşmüştür. Bu şehrin bir Bakanı 5 milletvekili var, onlarla gidip görüşmeye dahi ihtiyaç duymamıştır. Böyle bir adamın yalvararak iş yaptırıyorum demesine inanmak çok saflık olur. Onun, orada bulunanlara vermek istediği mesaj "Ey muhtarlar bizden yardım alacaksanız, yalvaracaksınız bize"  mesajıdır.
İnsanları yakından tanıma fırsatı buldukça ne kadar farklı yapıları olduğunu keşfetmek insanı üzüyor. Kullardan kulluk beklemek veya insanlara gerçekleri söylemeden onları biat ettirmeye çalışmak, şehri yöneten insanlara hiç yakışmıyor. Sevgi, saygı, itaat karşınızda bulunan insanın ilmine, kültürüne, bilgisine, züht ve takvasına olur. Bunu istemek kişiyi küçültür, ona layık iseniz karşınızdaki bunu yapar, yapmaz ise kendi küçülür. Yok siz buna layık olmadığınız halde karşınızdakinden talep ederseniz, siz çoktan bitmişsiniz de haberiniz yok.
Kibir insanları hakir görüp, hakkı inkar etmektir. Bunu yapan insanlar, dünyada da, ahirette de bedbaht olacaklarını unutmasınlar. Mevla göründüğü gibi olup, olduğu gibi görünen kullarından eyleye. Mutlu haftalar…