YEMEK YEDİĞİ ÇANAĞA PİSLEYENLERİN...
YEMEK YEDİĞİ ÇANAĞA PİSLEYENLERİN İKİ YAKASI BİR ARAYA GELİR Mİ?
Arkadaşlarımın şahsımla ilgili en çok tenkit ettikleri konu belli bir dönem birlikte olduğum insanlarla ilgili köşe yazıları yazmamdır. Bu konuya dışarıdan bakıldığı zaman arkadaşlarımızın haklı olduğu gözüküyor. Ancak olayın içerisine girilip, gerçekler öğrenildiğinde olayların hiç de dışarıdan gözüktüğü gibi olmadığını görmek mümkün oluyor. Hayatım boyunca bana ihanet etmeyen veya yanlış yapmayan hiç ama hiç kimseye yanlış yapmadım, aksini iddia adan varsa her platformda tartışmaya hazırım.
Hayatımda hiç ama hiç kimseye yamuk yapmadığım gibi, bana yapılan yamuklukları da asla affetmedim. Zira herkes yaşadığı hayatın ne anlama geldiğini, doğru ile eğriyi, hak ile batılı birbirinden ayırt etmek zorundadır. Bir adam hayatı boyunca insanlara yamuk yapıp, insanları aldatıp, bedelini ödememişse bu adam bir gün bu bedeli ödemek zorunda kalacağını unutmamalı. Çekirge bir zıplar, iki zıplar, bilemedin üç zıplar ama dördüncü zıplamayı mutlaka çok ağır ödeyeceğini unutmamalı.
Gazeteyi ilk kurduğumuzda gazetemizin en fazla okunan Menderes Yiğit isimli köşe yazılarına cevap verme ihtiyacını duyanlar Mehmet Yazıcı"ya haftalık veya on beş günlük uyduruk bir gazete çıkartıp, Menteres Simit olarak cevap verdiriyorlardı. Bu köşe yazılarını okuyan yoktu ama Mehmet Yazıcı kendi ifadesi ile birilerinden her ay aldığı para karşılığında bu işi yapmakla görevlendirilmişti. Daha sonra gazetemizden topluca istifa eden on beş kişinin basına verdikleri beyanatı da kendisinin hazırladığını söylüyor.
Geçtiğimiz yıl yaşadığım saldırıdan sonra bizzat cezaevine gelip, beni ziyaret edince ona karşı yumuşamak zorunda kaldım. Nihayet cezaevinden çıkınca yanıma gelip, sıkıntılarını anlatmaya başladı. En önemli sıkıntısı ise daha önce internet gazeteciliği yapmakta imiş ancak bir çete üyesi gelip bu gazeteyi kapatacaksın deyince kapatmak zorunda kaldığını söyleyince zülfiyarime dokundu. Oturduğu evin kirasını ödeyemediğinden çok zor durumda kaldığını, hatta yemeye ekmek dahi bulamadığını söyleyince o zaman bari gel bizde köşe yazısı yaz dedim.
Gazetemizin tek para alarak köşe yazısı yazan köşe yazarı olan bu arkadaşımıza bağrımızı açtık, gazetemizi açtık, odamızı açtık, sizin anlayacağınız verebileceğimiz her türlü desteği verdik. Adamın mazisi o kadar sıkıntılı ve karanlık ki işin içerisinden çıkmak mümkün değil. Yaptığı her işi yüzüne gözüne bulaştırmış, gazete kurmuş yürütememiş, Maliye'ye, SSK'ya, Vergi Dairesi'ne dünya kadar borcu var, hatta Maliye'nin açıkladığı vergi yüzsüzleri listesinde baş sıralarda, özel hayatında o kadar hatalar yapmış ki anlatmak mümkün değil. İlk evliliğinden bir çocuğu, ikinci evliliğinden bir çocuğu, üçüncü evliliğinden de bir çocuğu olmak üzere toplam üç dul kadınla birlikte üç de çocuğu sokağa bırakmış, yetmedi en son ayrıldığı eşi Nevval hanım tam on yıldır ondan kalan borçları icra yoluyla ödemeye çalışıyor.
Şimdi de dünya tatlısı bir hanım kızımızla nişanlanmış, kızcağızın annesi sadece tek evlilik yapıp, ayrılmış bir damat adayı olduğunu biliyor. Bu kızımızı da bankaya borçlandırmak sureti ile onun adına da bankadan kredi kullanmış, zavallı kız gözünü açıncaya kadar bir hayli borçlanacağa benziyor. Mübareğin adamı dersiniz ki Adnan Kaşıkçı dört yılda bir eş değiştiriyor, yetmedi her eşe bir çocuk, biraz da borç yükleyip, yolcu ediyor. Ancak unutmaması gereken konu yediği çanağa dönüp pisleyenlerin akıbeti hep kendi akıbeti gibi olmasıdır.
Bu arkadaşımızın yazdığı köşe yazılarını üç ana madde üzerinde topladığını görünce kendisine dedim ki bak arkadaşım yaklaşık 10 aydır gazetede yazıyorsun ve hiç bir yazına müdahale etmedim, ancak yazılarındaki yoğunluk HES'ler, Takip Gazetesi ve Müslümanlara küfretmektir. Kendi gazetemde para vererek dinime küfrettirmem, yazılarını biraz daha geniş kapsamlı tut. Bu ikazıma rağmen bildiğini yaptığını görünce yazılarına son verdim.
Bu zatı muhterem soluğu kendisine çok benzeyen daha önce 24 saat küfrettiği meslektaşının yanında alıp, başladı bizi eleştirmeye, hem de o kadar kurnazca bir oyun oynamaya kalkmış ki sormayın gitsin. Yazı yazdığı gazetenin okunması için kurduğu tezgah akıllara durgunluk verecek cinsten. Kendine benzeyen meslektaşının bir kaç gündür kendisi bizzat yazıp, beni de kendi köşesine havale etmeye çalışıyor, bu sayede hem gazetesi okunacak hem de benimle atışma fırsatı bulacak. Bu zavallı adamın unutmaması gereken konu ömrü hayatında hiç bir yerden alamadığı ücreti bizden takır takır alıp, o saçma sapan yazıları yazmasına izin vermemize rağmen yaptığı bu hareketi asla ama asla affetmeyeceğimdir. Önümüzdeki günler çok zevkli olacağa benziyor. Bizim ekürilerin tüm maceralarını özel hayatları, oyun kahramanları ile birlikte sizlerle paylaşacağım. Sizin anlayacağınız eğlenceli günler başlıyor. Kalın sağlıcakla
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.