Konumuza girmeden önce sosyal medyada dikkatimi çeken bir konuya değinmek istiyorum, kimsenin giyim kuşam biçimi kimseyi ilgilendirmiyor ancak konuşmaya sıra geldiğinde şeriatçılığı kimseye bırakmayıp icraat sıra gelince Kurandaki sadece Namazla orucu ve Kelimei şehadeti uygulayıp, Allahın aile efradımızı ateşten koruma Ayeti celilesini ve tesettürü yok sayan bu mücahitlerin hiç utanmadan aile boyu resimlerini sosyal medyada paylaşmaları gerçekten içimi acıtıyor, isim vermiyeceğim ama pek çok tanıdık simanın eşleri, çocukları veya torunlarıyla birlikte çektirdikleri resimleri hiç utanmadan sosyal medyadan paylaşmaları üzüntü verici bir durum. Herkesin yaşam biçimi kendisini ilgilendirir, buna kimse karışamaz ancak hayatı boyunca Milli Görüş çizgisinden ayrılmadığını iddia eden, hatta ve hatta Tasavvufa mensup bazı insanların aile boyu yaşam biçimlerini sosyal medyada gördükçe yazıklar olsun demekten başka birşey diyemiyorum. Bu insanların bir kısmıyla yıllarca arkadaşlık ettik, ailelerini hiç tanıma gereği duymadık, zira bizi de ilgilendirmiyor, ancak sosyal medyada eşleriyle, çocuklarıyla çekilmiş resimlerini paylaştıklarını görünce cidden rahatsızlık duyuyorum.

    İnsan ya inandığını yaşamalı ya da yaşadığı gibi inanmalı, inandığı gibi yaşamayıp, yaşadığını inancının gereğiymiş gibi gösteren insanlar toplum için fevkalade zararlı insanlardır. Bir arkadaşımız ta bilmem nereye torununu okula götürmek üzere gitmiş, torunuyla da resim vermiş, buraya kadar güzel birde kızı yanlarında onun sosyal paylaşım resimlerini görünce acaba Avrupa güzellik yarışmasına mı katıldı demekten kendimi  alamadım. Bu arkadaşımız da konuşmaya sıra geldiğinde en büyük şeriatçı, asla taviz vermeyen bir insan, namazdan asla taviz vermez, konuşurken ağzından Allah kelamını düşürmez, ama icraat gelince herşey ortada. Bir tanesi daha var, o da İslamın tesettür emrinin sadece Arap toplumuna geldiğini düşünmüş olmalı ki eşi, kızı, çoluğu, çocuğu örtünmeyle uzaktan yakından ilgisi yok, ama kendisi ehli tarik, bilmem hangi cemaate mensup, ondan büyük şeriatçı yok, eşinin, çocuklarının resimlerini sosyal medyada paylaşmaktan da geriye kalmıyor. Ne diyelim Allah ıslah etsin demekten başka diyecek bir şey bulamıyorum.

   Gelelim konu başlığımıza, son  günlerde MHP lideri Devlet Bahçeli’nin yaptığı açıklamalar gündemi bir hayli meşgul etmiş durumda, yerel yönetimlerde de ittifak edilebileceğini, İstanbula aday çıkarmayacaklarını söylemiş olması Cumhur ittifakının yerel de de devam edebileceği anlamına gelmekte. Ancak yereldeki ittifak Genel seçimlerdeki kadar kolay değil, Büyükşehir Belediyelerinde olabilir, örneğin MHP’nin aldığı yerlere Ak parti aday çıkarmaz, Ak partinin olan yerlerde de MHP aday çıkarmaz ki bu mantıklı da olur. Örneğin MHP’nin elinde olan Büyükşehir bildiğim kadarıyla Adana, Ak parti de orada iddialı ama MHP’ye orayı bırakıp aday çıkarmaz ise MHP’de Ak partinin elinde olan Belediyelerde aday çıkarmaz. Ancak ilçelerde durum farklıdır, neredeyse her ilçede MHP’nin de Ak partinin de ciddi oranda oyları olan yerler var, örneğin İlkadım’da MHP’nin de güzel oyu var, Ak parti zaten iktidarda, şimdi burayı Ak parti  MHP’ye bırakabilir mi asla bırakacağına ihtimal vermiyorum. Hakeza Bafra’da da MHP iki dönem Belediyeyi aldı, şimdi Bafra’da MHP’nin aday çıkarmaması ne kadar doğru olur.

   Kimilerine göre MHP’ye bazı ilçeler bırakılıp diğer her yerde MHP Ak partiyi destekleyecek denilmekte, ben buna hiç ihtimal vermiyorum. Nasıl olur derseniz MHP’nin elinde olup Ak partinin alma imkanı olmayan yerlerde Ak parti MHP ye destek verir, Ak partinin elinde olup MHP’nin alma şansı olmayan yerlerde de MHP Ak partiye destek olur, bunun dışında ittifak olamaz. Her ilçenin beş yıldır bekleyen muhalefet adayları var, kıl payı seçimi alamayan adaylar var, örneğin Kavakta Şerif Ün 500 oyla seçimi kaybetmiş, adam beş yıldır bu seçimi bekliyor, MHP Ak partiyi desteklese bile Şerif Ün gider başka bir partiden aday olur, bu örnekler o kadar çok ki anlatamam. İttifak olur ancak dediğim gibi olur, şu da olabilir halen Ak parti ile MHP’nin olmayan ama Ak parti ile MHP’nin oylarının birleşmesi halinde alınabilecek yerlerde de ittifak olabilir, onu da belirlenen komisyon belirler. Neye üzülüyorum biliyor musunuz yıllardır ülkücü olup da MHP’ye gönül verip bizlere yeşil komünist diyen ülkücü arkadaşların şu anda Devlet Bahçelinin Ak partiye verdiği destek karşısında düştükleri duruma üzülüyorum. Demekki politikada her şey mübah, keşke 70’li yıllarda bu topluma bunları gösterselerdi de onca insanın canına mal olmasaydı. Sözlerime son verirken siyasette dava olmayacağı davanın inançlarda olacağını hatırlatarak sizleri Allaha emanet ediyorum.