YETKİ KİMDEYSE SORUMLULUK DA ONDADIR
YETKİ KİMDEYSE SORUMLULUK DA ONDADIR
En son yazdığımız köşe yazısında Hastanelerin sorunları ve kamuoyundan gelen tepkileri siz değerli okurlarımızla paylaşmıştık, özellikle Tıp Fakültesi Hastanesinde yaşanan sorunlarla ilgili o kadar çok telefon ve mail geliyor ki anlatamam. Geçtiğimiz hafta çok sevdiğim bir kardeşim aradı, Halasını Tıp Fakültesi Hastanesine kalp servisine sevk ettiklerini ancak bir yıldan beri Tıp Fakültesi Hastanesinde Kalp servisinde doktor olmaması nedeniyle ameliyat yapılamadığı, gelen hastaların başka Hastanelere sevk edildikleri bu nedenle bu servise hasta kabulü yapılamadığını söyleyince bir hayli üzüldüm. Zira eskiden Ondokuzmayıs Üniversitesi Hastanesi, ta Giresun'dan, Hatta Rize'den, Artvin'den Amasya'ya, Tokata'a kadar hizmet veren bir hastaneydi. Sanırım 2006 veya 2007 yılıydı, AK Parti Of ilçe Başkanının eniştesi Trabzon'da beyinden tedavi olamamıştı, gerekli cihazlar Ondokuzmayıs Üniversitesi Hastanesinde vardı, hasta buraya sevk edilmişti, biz de elimizden geldiği kadar destek olmaya çalışmıştık. Şimdi ise Tıp Fakültesinin Kalp servisinde Doktor olmaması içler acısı bir durum. Bu konuyla ilgili yazı yazmak istemezdim ama geçtiğimiz hafta iki yakın arkadaşımızı kaybedince ve özellikle merhum Ahmet Pala'yı ziyarete gittiğimizde konuşamadığı için elindeki kitabı son boş sahifesine Beni buradan çıkartın, beni kobay haline getirdiler, kürsüler yarışmaktan başka bir iş yapmıyorlar ifadesi beni kahretti.
Bu konuda öncelikli olarak görevin Tıp Fakültesi Dekanı ve Başhekiminde olduğu kanaatindeyim, zira onlar sorunlarını çözmek için uğraş verecekler, çözemedikleri yerde Rektör'den yardım isteyecekler, Rektör tüm Üniversitenin yöneticisidir, her Fakülte kendi sorununu çözmekle mükelleftir. Ancak üzülerek ifade etmek gerekirse gerek Dekan'ın gerekse Başhekimin hasta sorunlarından ziyade kendi çoluk çocuklarının istikballeri ve kendi kariyerleri için uğraş verdiklerini müşahede etmek üzücü bir durum. Tıp Fakültesinde kadro sıkıntısı olduğundan doktor bulunamadığı ifade ediliyor, Fakülteyi yöneten arkadaşlarımızın çocuklarının hangi kamu kurumlarında çalıştıklarına baktığımızda, Devletin en güzel kurumlarında çalıştıklarını rahatlıkla görebiliriz. Bu arkadaşlarımız sıra çocuklarına iş bulmaya geldiğinde kadro buluyorlar da sıra çalıştıkları kurumlara kadro bulmaya geldiğinde kadro bulamıyor iseler burada bazı şeyleri sorgulamak gerekmez mi? Nasip olursa önümüzdeki günlerde yeni bir çalışma başlatacağım eski ve yeni Milletvekillerinin eşleri, çocukları ve yakınları ile ilgili 4982 sayılı Bilgi edinme yasası gereği bizzat kendilerine kendi adımla ve imzamla bir yazı yazıp çalıştıkları kurumları ve ne zaman işe girdiklerini soracağım. Bakalım kimler cevap verecek kimler vermeyecek, cevapları bu köşede sizlerle aynen paylaşacağım.
Şehrimizin en önemli sorunlarından birisi de asayiş sorunu, şehrin her sokağının köşe başında gençler öbek, öbek birikip bir takım işler yapmaktalar, kimisi sohbet, muhabbet ederken kimisi de her türlü kötü alışkanlık, madde bağımlılığı ve gayri ahlaki işlerle uğraşmakta. Sokak sakinleri ve şehirde yaşayan insanlar bu konuda ciddi anlamda muzdarip, sıkıntı sadece bununla da bitmiyor, kadın ticareti, fuhuş almış başını gidiyor, yine üzülerek ifade etmek gerekirse Samsun Türkiye genelinde üçüncü sayfa haberleri ile meşhur bir şehir. Geçtiğimiz yıllarda basın olarak bu haberleri üçüncü sayfadan vermeyelim diye bir kampanya yapıldı, biz de buna destek verdik ancak burada sorun bu haberlerin şuradan veya buradan verilmesi değil, bu olayların olmaması için büyük bir çalışma yapmaktır. Bu işin yetkisi ve sorumluluğu şehrin vali'sindedir, Valilik Makamı bir şehrin Devlet adına tüm yetkilerin toplandığı en üst makamdır. Belediyelerin yapmış oldukları İmar uygulamalarının dahi son imzası Vali tarafından atılır, Valilik Makamının ülkemizdeki yetkileri seçilmişlerden fazladır.
Hal böyle olunca yetki kimdeyse sorumluluk da onda olacağına göre bu sorunların çözümünün en üst yetkili Makamı da Valilik Makamı olduğuna göre bu işleri çözmekle Vali Bey yetkili ve sorumludur. Geçenlerde yaptığımız bir haberle ilgili Valilik Basın bürosundan yetkili arkadaşlar armışlar ve Vali Bey'in Haberleri henüz okumadığını söylemişler, keşke öyle değil de şöyle deselerdi Vali Bey haberi okudu, doğru elimizden geleni yapacağız deselerdi. Haber neydi derseniz yetmiş yaşındaki bir bayan evinde Fuhuş yaptırdığı için mahkemeye çıkmış, bu haber ulusala düşmüş, biz de bunun şehrimizi ayıbı olduğunu sorumluluğun da Vali'de olduğunu haber yapmıştık. Sorarım size bir şehrin en üst yetkilisi Vali olduğuna göre böyle bir olayın bertaraf edilmesi için gerekenlerin yapılmasını kim talimat verecek, Vali mi yoksa başkası mı? Valinin görevi açılış, merasim, siyasetçilerle iyi geçinmek mi yoksa şehrin asayişinden, imarına varıncaya dek her türlü sorunun çözülmesi için elinden geleni yapması mı? Emniyet müdürlüğünün önleyici hizmetler müdürlüğü var, bu şubenin görevi vatandaş suçu işlemeden önlem alıp suçun işlenmemesini temin etmektir, örneğin Yunus ekipleri bu konuda istihdam edilir. Devlet, vatandaş suçu işledikten sonra ona ceza vermekten ziyade o suçun işlenmemesi için işlem yapmakla mükelleftir. Ama siz şehrin önde gelenlerinin çocukları suç işlemede önde olduklarını bilip onları üzmemek için Yunus Ekiplerini devre dışı bırakırsanız o zaman sokaklarda vatandaş biraz zor yürür. Sözlerime son vermeden önce bu sorunların ortadan kalkması için yetkililerin üzerlerine düşenleri yapmalarını umarak sözlerime son veriyorum. Kalın sağlıcakla
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.