YOLSUZLUĞU BİZ YAZMAZ....

YOLSUZLUĞU  BİZ  YAZMAZ  İSEK  KİM  YAZACAK

Ben  Kral olduğum sürece yaşasın demokrasi  mantığı   olduğu   bir ülkede yaşamaktansa   totaliter rejimlerde yaşamak  daha iyidir, zira totaliter rejimlerde   herkes duruşunu  ona göre  yapar, demokratik rejimlerde ise insanlar kendilerini hür zannederler ve ona göre duruş seyretmeye kalktıklarında  başlarına, pişmiş tavuğun başına gelmeyenler gelebilir. Her zaman söylediğim bir sözü hatırlatarak sözlerime devam etmek istiyorum. Dürüstlüğün bedeli kadar ağır bedel olmadığı bir Dünyada yaşamaktayız.

                Doğruları yazdığınızda  işine gelmeyen menfaat  gruplarından siyasetçilere, bürokratlardan  iş adamlarına kadar bir çok insan tarafından topa tutulursunuz. Sadece topa tutulmakla kalmazsınız  Merhum  Adnan Menderes'e ihtilal yapılacağının haberini veren Albay'ın başına geldiği  gibi herkes tarafından deli muamelesi dahi görürsünüz. Bazıları size mahallenin delisi, bazıları Donkişot, bazıları fenomen, bazıları ise kurtarıcı  muamelesi yapar. Aslında sizin yaptığınız herkesin yapmakla mükellef olduğu doğruların savunmasından başka bir şey olmadığı açıkça ortada olmasına rağmen aykırı olması gereken başkaları iken siz aykırı oluverirsiniz.

                Geriye dönüp baktığımızda tarihin her döneminde bu tür olaylar vuku bulmuş, doğruları savunanlar azınlıkta kalmış, yanlışları savunanlar ise çoğunluk olduklarından gücü ellerine geçirmişler. Peygamberlerin tamamına yakını  kendilerine inanan çok az sayıda insan bulmuşlar, bir kısmı öldürülmüş, bir kısmı kesilmiş, biçilmiş, çarmıha gerilmiş veya gerildiği zannedilmiştir. Bu tarihi hakikatler bundan sonra da aynı sıkıntıların olacağının delilidir. Ancak mutlak surette birileri doğruları konuşmak, Hak'dan yana tavır almak zorunda olmuş, bedelini de ödemiş, ödemeye de devam edecektir.

                Hükümetin  şu günlerde üzerinde çalıştığı yeni yargı paketinde ciddi sıkıntıların olduğu açıkça ortada. Birileri her şeyi yapacak ama siz basın olarak o konuda konuşmayacaksınız, yazmayacaksınız, çizmeyeceksiniz. Peki ne yapacaksınız , lalelerden zambaklardan, kuşlardan, çiçeklerden bahsedip reklam gazeteciliği yapacaksınız, bakın o zaman ne adliyeye gidersiniz ne de kimseyle kötü olursunuz herkes sizi sever, siz herkesin adamı olursunuz, sabah işe, akşam eve çocuklarınızın yanına gidersiniz. Sizin ne işiniz var milletin yolsuzlukları ile, size ne milletin malını iç edenlerden,  isteyen istediğini yapsın, dileyen dilediği kadar kamu  malını iç etsin, tüyü başında bitmemiş yetimin hakkını yesin, siz bunlardan hiç bahsetmeyin.

                Bu şehirde son beş yıl içerisinde yapılan büyük operasyonların beş tanesinde DENGE Gazetesi  taraftır, yaptığı haberler, ortaya koyduğu  tavır ve fikirleri sayesinde yetkili makamlar harekete geçmiş, bu sayede bir çok kapalı kapılar ardındaki olay açıklığa kavuşmuştur. İster inanın ister inanmayın elimde bir iddianame var yayınladığımda yer yerinden oynayacak. Ne  A Takımı iddianamesine benzeyecek, ne B Takımı iddianamesine. Çünkü  diğer  iddianamelerin çoğunda  sadece iddialar  var, bu iddianamede her şey belgeli, kim kime ne kadar para rüşvet vermiş, kiminle ne konuşmuş, hangi  kamu görevlisi veya siyasetçi  neyi  neden yapmış tüm detayları ve delilleri ile iddianamede mevcut.

                Şayet biz bu haberleri yapmamış olsa idik bu olaylar nasıl ortaya çıkacaktı. Söyler misiniz bana, adli merciler ellerindeki bilgi ve belgeler üzerinden hareket ederler siz onlara bilgi, belge sunmaz iseniz  onlar ne yapsın. Ama üzülerek ifade etmek gerekirse yeni  yargı paketinde bu tür bilgilerle ilgili  ağır cezalar getirilmekte, isteyen istediğini yapacak ama kimse yazıp çizemeyecek ise o zaman demokrasi, şeffaf idare bunun neresinde. Basın bir ülkenin gözü, kulağı,vicdanının sesidir, onu kısmaya kalkanlar mutlak surette kendi ayaklarına kurşun sıktıklarını bir gün göreceklerdir ama iş işten çoktan geçmiş olacaktır. Yeni yargı paketi ve Basına getirilen af konusunda Gazeteciler Cemiyetine ve meslektaşlarımıza çok iş düşüyor, basının susmasını istemeyen, demokrasiden yana olan herkes bu konuda üzerine düşeni yapmalı.  Cezaların ertelenmesi ile ilgili yapılan çalışma biraz  irdelendiğinde bir anlamda sansür olduğu açıkça ortada. Yasalar çıktığı günden itibaren geçerli olur, şu güne kadar şu cezayı işleyenin cezası ertelenir, bu günden sonra işleyen  kanun kapsamı dışındadır demek kişiye özel muameleden başka bir şey değildir. Bana ayrılan kısmın yine sonuna geldim kalın sağlıcakla

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
7 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR