ANKARADAN SELAMLAR
ANKARADAN SELAMLAR
Dün yolda olduğumdan köşe yazmaya zaman bulamadım, önceki günkü yazımda da belirttiğim gibi Canik kongresinin iptali ardından Ankara'ya giden bazı arkadaşlara yardımcı olmak üzere biz de dün Ankara'ya geldik. Ankara'da ne var ne yok derseniz ilk duyduğumuz haber Canik kongresi ile ilgili Ankara'ya gelen arkadaşlarımızın pek bir şey yapamadıkları yönünde oldu. Zira Ekrem Erdem, arkadaşlarımızı kabul etmemiş, ancak bölge koordinatörü ile görüşebilmişler ancak aldıkları cevap Canik'te tekrar kongre olmayacağı olmuş. Aldığımız bir başka haber ise önceki gün gündeme getirdiğimiz konularla ilgili şeytanın azapta olduğu.
Nedir bu şeytanın azapta olduğu konu derseniz bazı eski siyasetçilerin Bakan adına şehirde ahkam kestiklerini, bürokratlardan, teşkilat mensuplarına varıncaya dek herkese hava bastıklarını siz değerli okurlarımızla paylaşmıştık. Aslında olayın aslı piyasada bilinenden çok farklı olduğunu bir kez daha müşahade ettik, bu eski siyasetçi bozuntuları şehirde Bakanın adını kullanarak herkese sünnet korkusu vermeye çalıştıklarını öğrenen Bakan bu hareketlerin kendisine zarar verdiğini anlayınca güvendiği kişi veya kişilere topluma doğruları anlatmaları yönünde talimat vermiş, o kişiler de olayın aslının çok farklı olduğunu, Bakanın şehrin Milletvekili, ülkenin Bakanı olduğunu, herkese eşit mesafede olduğunu, kimsenin onun adına hava atmasına razı olmayacağını söyleyince bu üç kağıtçılar fena biçimde köşeye sıkışmışlar. Bunun üzerine derhal bir plan yaparak Bakan'a çeşitli kollardan adamlar salarak şehirdeki insanlara doğruyu söyleyen kişilerle ilişkisini kesmesi yönünde müthiş bir baskı uygulamaya başlatmışlar.
Peki bu şeytani plan tutacak mı derseniz henüz net bir biçimde tutup, tutmayacağını bilemiyorum ancak kanaatim şu ki bu planın tutma şansı yüzde bir dahi olamaz, aklı olan hiç bir siyasetçi bu tür üç kağıtçılara prim vermez, zaten bu eski siyasetçilerin Ak Parti Genel Merkezinde zerre kadar kıymeti harbileri olmadığını bizzat müşahade ettim. Bu üç kağıtçılar ekmedikleri yerden biçmesini çok iyi becerdiklerinden yalan, yanlış piyasaya hava basıp, ayakta kalmanın yolunu aramaktadırlar, eski gençlik kolları yönetiminde bulunan konfeksiyoncu da yeni müteahhit olunca, arsa aldığı bölgedeki Belediye Başkanına, Bakan ile arasını yapma sözü vermiş. İşin enteresan yanı bazı saf insanlar bu sahtekarların yalanlarına inanıp onlara değer vermiş olmaları olayları gerçeğinden çok daha farklı boyuta taşımaktadır.
Ak Parti Genel Merkezinden edindiğim intiba Osman Çetinkaya'nın güçlü bir isim olduğu ve bundan sonraki süreçte de İl Başkanlığı koltuğunu kendisine emanet edeceği şeklinde oldu. Milletvekilleri ile de görüştüm o konudaki düşüncelerimi daha sonra sizlerle paylaşacağım. Benim gördüğüm tek sorun mevcut Ak Parti İl yönetiminde bulunan profili düşük kişilerden herkesin şikayetçi olmasıdır. Yeni yönetim kurulunun çok güçlü isimlerden oluşma mecburiyet var, çünkü önümüzdeki hem yerel, hem genel seçim bu teşkilatla yapılacak.
Geçtiğimiz Genel seçimlerde teşkilatın parasını iç edip, seçim karargahındaki sandalyeleri dahi evine getiren il yöneticilerinden tutun da, piyasayı dolandırmış iş adamlarına, sahtekarlığı ayyuka çıkmış esnafa, kamu kurumunda çalışan personele sarkıntılık yaptığı için o kuruma giremeyen il yöneticisine varıncaya dek çok ama çok düşük profilli insanların bulunduğu bir yönetim kurulu mevcut. Bu yönetim kurulunun büyük bir kısmı değişip, yerine yüksek profilli insanların gelmesi bir zarurettir. Bu konuda bütün sorumluluk İl Başkanı ile Milletvekillerinin olduğu da bir gerçek.
Şehirde her şeyini yitirdiği açıkça ortada olan eski siyasetçilerin son çırpınışlarına bu parti, bu millet, Vekiller ve Bakan prim vermeyecektir, yok verecek olur iseler hem ülkeye, hem şehrimize hem de Ak Partiye en büyük kötülüğü yapacaklarından en ufak endişeleri olmasın. Siyaset düzgün insanlar tarafından yapılırsa hem dünyada hem de ahirette mutluluk verir, sahtekarlar, riyakarlar, üç kağıtçılar tarafından yapılır ise o ülkede yaşamak çile olur. Önümüzdeki süreç şehrimizin geleceği için çok önemli bir süreç olduğunu hiç kimse unutmasın, bu anlamda dürüst insanlara çok iş düştüğü muhakkaktır, biz beş yıldır amansız bir mücadele verip, birçok siyaset faresini temizledik, şimdi sıra Vekillerde, herkes taşın altına elini koymak zorundadır, bana değmeyen yılan bin yıl yaşasın mantığı bizim inancımıza ters bir mantık olup, hiç bir insanın sorumsuz olamayacağını, herksin gücü nispetinde sorumluluk altında olduğunu hepimiz idrak etmiş durumda olduğumuza göre samimi, ard niyetsiz, ülkemize ve Milletimize hizmeti ön plana tutarak taşın altına hepimizin elini sokmamız gerektiğini bir kez daha vurgulayarak sözlerime son veriyorum. Kalın sağlıcakla
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.