BİRİLERİ KIZACAK AMA YİNEDE YAZACAĞIM

Köşe yazısı yazarken Ahmet kızacak, Mehmet küsecek, falanca siyasetçi üzülecek diye bir endişem olmadan yazdım bugüne kadar ve ölçüm önce Allah’ın rızası ardından da vicdanım olduğu için bunun dışında en ufak bir endişem olmadı yazdım çizdim ve bundan sonrada böyle devam edeceğim. Böyle yaptığım içinde siz değerli okurlarım yazdıklarıma inanırlar ve bölgede en çok okunan köşe yazarıyım. Ben de başkaları gibi elime bilgisayarı aldığımda yazacağım yazıyla ilgili elli kez düşünüp bir kez yazmaya kalksam ne yazıyı bitirebilirim, ne de yazdığımdan bir şey çıkar. Dikkat ettiyseniz meslektaşlarımızın büyük bir kısmı ya birilerini överek yazılarını yazmaya özen gösterirler ya arka planda ekmek yedikleri siyasetçilerin kalemşorluğunu yaparlar veya suya sabuna değmeden kimseyi incitmeden herkesin gönlünü yapmaya çalışan yazılar yazarlar. Ben onlara bir şey demiyorum, gazetecilik mesleğinin ekonomik zorluklarını çok iyi biliyorum ve son üç ayda sadece gazete kâğıdına yüzde elli zam geldi üstüne birde kalıbı ayrı boyası ayrı para geri kalan kısmı hiç saymıyorum. Olaya bu minvalde bakıldığında gazeteci arkadaşların da içerisinde bulundukları ekonomik durumu göz önünde bulundurmak zorundayım. Ancak bu mesleği yaparken cüzdanın sesinden ziyade vicdanın sesini duyarak yapmak zorunda olduğumuzu hatırlatarak sözlerime başlamak istiyorum.

 

    Bu girişi neden yaptığıma gelince ben olayların görünen tarafına değil görünmeyen taraflarına baktığımdan son günlerde gündemde olan İslamın güncellenmesi ve kadınlarla ilgili konuya farklı bir açıdan bakmak istiyorum. Allah Resulü’nün kadınlarla ilgili takındığı tavır açık ve net ortada, kadınların ilimden sosyal hayata, aile hayatından ticaret hayatına varıncaya kadar toplumun her kesiminde olmaları gerektiğini Efendimiz bizzat yaşam bicimi ile bizlere göstermiştir. İslamın ilk okulu olan ve Efendimizin de öğretmenlik yaptığı Darü’l Erkam mektebinin otuz iki talebesinin on iki tanesi bayan, yirmi tanesi erkekti. Bayanlardan birisi de Efendimizin ilk eşi Hazreti Hatice validemizdi. Hazreti Hatice validemizin ticaretteki yerini de anlatmaya gerek olmadığı kanaatindeyim, Hazreti Aişe validemizin fıkıh, hadis, tefsir konularındaki uzmanlığı olayın başka bir tarafı. Bu anlattıklarım, kadınların toplumun her kademesinde olması gerektiği noktasındaki düşüncelerim.

 

   Ancak, siyasette kadınların teşkilatlarda olmasını çok doğru bulmuyorum. Partilerin Kadın Kolları ile Gençlik Kollarını çok lüzumsuz ve işlevsiz görmekteyim. Neden böyle düşündüğüme gelince; bugüne kadar siyasette edindiğim tecrübe gerek kadın kollarında gerekse gençlik kollarında görev alan insanların siyasete en ufak bir katkı sağlamadığı gibi tamamen siyasetin sırtına yük olmanın ötesine gidememişlerdir. Şimdi bu dediklerimi okuyan bayan kardeşlerimiz bana kızabilirler ama vereceğim örnekleri okuduklarında bana hak vereceklerini düşünüyorum. Olayı AK Parti’nin kuruluşundan bugüne dek gelen kadın kolları başkanlarından bakacak olursak ne demek istediğimi rahatlıkla anlayacaksınız. Dilerseniz birkaç örnekle açıklayalım; mesela, Birnur Şahinoğlu bu partinin kadın kolları başkanlığını yaptı ve hem bürokrasiden gelmiş hem de tecrübeli bir insandı, Allah aşkına sorarım size Birnur Hanım’ın kendi geleceği dışında AK Parti’ye en ufak bir katkısı oldu mu? Kendisi milletvekili oldu, çocuklarını çok güzel yerlerde işe yerleştirdi, birde bol bol cemaatin yurtdışı seyahatlerine katılmak dışında başka bir şey yapmış ise söyleyin bizde bilelim.

 

   Gelelim ondan sonraki kadın kolların başkanı arkadaşımıza; oda noter oldu kendi istikbalini kazandı gitti, şimdiki kadın kolları başkanı da parti sayesinde Büyükşehir Belediyesine girip, oradan dolgun bir maaşla çalışıyor. Sorsanız resmi kurumlarda çalışanlar, parti organlarında görev alamayacaktı! Ayrıca Muharrem Göksel gidince bu kadın kolları başkanı görevi bırakacaktı ama nerdeee var gücüyle görevde kalmak için her türlü uğraşı veriyor. Genel merkezin kadın kollarını da ayarlayıp kendisine destek verdiriyor görevde kalmak için. Şimdi sorarım size acaba bugüne kadar AK Parti kadın kollarında görev yapmış olan başkanlardan hangisinin partiye bir gram katkısı olmuş? Kadın ilim irfan yuvalarında olacak eyvallah, sosyal hayatın STK’larında olacak eyvallah, ticarette olacak ona da eyvallah ama siyasetin sadece seçilmiş kısımlarında olmalı, teşkilatlara buluşmadan seçilsinler de teşkilatların başında birde onların sıkıntıları olmasın derim, haksız isem söyleyin.

 

    Kanaati acizanem şu ki; Cumhurbaşkanının 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde yaptığı konuşmada ‘İslam güncellenmeli’ sözlerinin arkasındaki nedenin kadınların oylarını almak istemesidir, Yoksa o yaşam biçimimde olan bir insanın böyle konuşması çok zor. Gençlik kolları konusuna gelince; onun da kadın kollarından farklı olmadığı kanaatinde olduğumu belirterek, konuyu daha sonraki yazılarımda değinmek üzere erteliyorum. Kalın sağlıcakla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
9 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR