BUNA ŞEREFSİZLİK DENİR
Peygamber efendimiz "Başkalarının dinine sövmeyiniz ki onlar da sizin dinize sövmesinler" buyurmaktadır. Bir insan karşısındakine sövdüğü zaman bunun mutlaka bir geriye dönüşümü olacağını da bilmeli. Sövmek kişiyi büyütmez aksine küçültür, zaman zaman bu hataya bizler de düşüyoruz, çok sinirlendiğimizde kendimize hakim olamayıp sövdüğümüz oluyor, ancak bunun doğru bir davranış olmadığı ortada. Ben şayet küfredersem bizzat şahsın kendisine küfrederim bir toplumun tamamını veya tüzel kişiliğe asla hakaret etmem, edeni de şiddetle kınarım.
Diyeceksiniz ki bu izahı neden yaptın, ben bir işi yapıyor isem onu yapanları eleştirme hakkım olmadığını düşündüğümden öncelikli olarak kendi tarzımı ve duruşumu anlatıp, daha sonra yapılan işle ilgili kanaatimi beyan ederim. Dünkü yazımda bir nebzecik olsun gündeme aldığım bir konu ile ilgili dün çok üzücü bir olay yaşandı. Olayın yaşandığı yer Ondokuzmayıs Stadyumu. Karşılaşma Orduspor ile samsunspor karşılaşması ama konu Trabzonlular. Diyeceksiniz ki ne alaka ancak maalesef olay bizzat bu minval üzere yaşanınca ben de çileden çıktım.
Hayatımda en çok nefret ettiğim insan tipi riyakar, iki yüzlü, reddi miras eden veya konuşurken mangalda kül bırakmayıp icraata sıra geldiğinde ortalıktan kaybolan insanlardır. Üzülerek ifade etmek gerekirse bu şehirde yaşayıp da Atalarına Dedelerine küfreden veya küfrettiren insanlarla dolu. Hiç bir insanın Annesini, Babasını, doğduğu yeri seçme şansı yoktur. Bir insan nerede doğarsa doğsun karnının doyurduğu yere de ihanet etmesi de onursuzluktur.
Samsuspor kulubünün başarılı olması için taşın altına elini koymaktan dün asla geri kalmadığım gibi, bugün de kalmayacak üç kişi var ise birisinin ben olacağımdan kimsenin şüphesi olmasın. Ancak Atalarıma, Dedelerime, doğduğum yere, dostlarıma hakaret eden kişinin veya kişilerden hesap soracak üçkişiden birisi de benim dersem abartmış olmam.
Gelelim olaya; Dünkü Orduspor Samsunspor maçında devre arasında gazetecilerin bir arada olduğu ortamada şerefsizin biri Trabzunlulara küfretmiş, orada bir sürü Trabzon kökenli olmasına rağmen kimse sesini çıkarmamış. Hatta kakara kikiri gülüp geçmişler, son anda oraya giren bir arkadaşım olaya tam vakıf olamamış olmasına rağmen biraz olayı irdeleyince o şerefsiz gazeteci bozuntusunun Trabzonlular'a küfrettiğini öğrenince açmış ağızını, yummuş gözünü. Ana avrat dümdüz gitmiş. Bana göre çok da iyi etmiş, haddini bilmeyen insana haddini bildirmek gerekir.
Bu şehirde yaşayan insanların büyük bir bölümünün ya babası, ya dedesi veya üç göbek ötesi ya Trabzonludur, ya Rizeli veya Mubadil. Şayet bu insanların bir kısmı Atalarına Dedelerine küfredilmesine razı geliyor iseler bu onların asaletsizliğinin gereğidir. (Ben asla ve kata bu soysuzluğa razı gelmem, herkes haddini bilecek kendini bilmez bir şerefsiz kalkıp benim doğduğum ile küfretme cüretini gösterebiliyorsa ona arkadaşımız verdiği cevabın on katını da şahsım adına ben veriyorum.) Mensubu olduğu ırk, doğduğu yere neresi olursa olsun sonsuz saygı duyarım ama böyle adamların yedi sülalesine yüzdört kitabı indirmenin farz olduğunu düşünüyorum.
Bu sutunlardan o şerefsiz adama ve onun gibi düşünenlere tavsiyem az adam olup, adam gibi dik durmalarıdır.İnsanların gıyabından küfretmek zayıf karakterli insanların işidir, yüzlerine küfretmek ise delikanlıların işidir. O gıyabında küfrettiği hemşehrilerim adına onun yüzüne küfreden adama ağzını açıp bir şey deseydi de ona adam deseydim. İşte adamın ağzına böyle yaparlar, biraz onurlu, biraz da haysiyetli adam böyle davranmaz, ama onursuz iseniz o zaman böyle alçalıp bir toplumun arkasından küfedersiniz.
Hayatım boyunca hiç kimsenin aile mahremiyetine girmedim şundan emin olunuz ki, yazdıklarım bildiklerimin yüzde onudur, şayet yazmaya kalksam bu şehirde nice pantolon giyip adamım diyen adam sokağa çıkamaz. Herkes aklını başına alsın kimse kimsenin ırkına, dinine, Atasına, dedesine ve mukaddesatına küfretmeye kalkmasın, unutmayalım ki her söylenin bir karşılığı vardır. Kalın sağlıcakkla
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.