ÇETELER HER YERDE
Ömrümün en zor dönemlerini çetelerle mücadeleyle geçirdim. Temiz toplum için elimden gelen her şeyi yaptım. Bedel ödedim ama yaptıklarımdan asla pişman değilim. Bana düşen bir şey olursa sonuna kadar yapmaya da hazırım ama üzülerek ifade etmek gerekirse bunlarla mücadele etmesi gereken insanların uyduruk törenler ve plaketler adı altında bu tür insanları bilmelerine rağmen onların ellerinden üç beş kuruşluk bir plaket almaları insanı çileden çıkarıyor. İşin daha da vahim ve garip tarafı; bunları defalarca yazıp çizmemize rağmen bazı etkili ve yetkili kişilerin hala daha bunları korumaları ve umursamaz tavırları ülkemiz adına üzücü bir durum. Umursamamaları benim umurumda değil ama gün geliyor vatansever bir savcı çıkıp her şeyi ortaya çıkarınca vay efendim bu böyle miydi, biz bilmiyorduk numaralarını çeken sahtekârlar hem adalet önünde hem de Allah’ın huzurunda hesap vereceklerini unutmasınlar. Konuya direkt girme nedenim günlerdir konuşulan bebek ölümleri ve işin içerisinde olduğu iddia edilen hastaneler ve sağlık görevlileri olayıdır. Bu konunun detaylarına girmeye gerek yok çünkü olay tamamen hukuki bir süreç kazandı. Ulusal basınından siyasetçisine herkes üzerine vazife alıp bir şeyler konuşuyor. Sağduyulu bir vatandaşın CİMER’e yaptığı şikâyet olmasaydı ne kadar daha yavrumuz ölecekti kim bilir.
Benim üzerinde durmak istediğim konu bu çetelerin sadece hastanelerde veya bazı kamu kurumlarında değil devletin neredeyse her kurumuna sızmış olmalarıdır. Belediyelerden tutun da kamu hastanelerindeki şirket personellerine, basın kuruluşlarından diğer kamu kuruluşlarına dek o kadar enteresan insanlar işe alınmış ki anlatmakla bitmez. Özellikle belediyelerin bu işin en sıkıntılı kurumları olduğu bir gerçek. Her başkan kafasına göre bir ekip kurup kendisinden önceki başkanların adamlarıyla mücadele edeceğim diye uğraşırken arka planda o çetelerin tamamının birlikte hareket ettiklerinden haberleri dahi yok. Devletin yapması gereken en önemli iş kamu kurumlarında işçi statüsünde çalışan personelin sabıka kayıtlarını almak suretiyle kamuda çalışması yasak olan kişileri kamudan uzaklaştırmaktır. Bunu belediye başkanları yapamaz, çekinirler. Devlet resen tüm kamu kurumlarındaki işçileri soruşturmaya tabi tutup kurumları bunlardan temizlemedikçe bu ülkede huzuru kimse aramasın.
Bu ahlak fukaralarının devlete ve millete verdiği zararı yazmakla bitmez. Giderler bir yere çökerler, kafalarına göre kullanırlar, ellerinden almaya kalkınca da etmedik tehdit bırakmazlar. Geçenlerde buna benzer bir olay duydum. Devletin bir arazisine konup orayı kafalarına göre kiraya verenlere devlet çıkın buradan deyince kamu görevlisini tehdit etmeye kalkmışlar ama kamu görevlisi adam çıkmış ve onlara ”Şu arkamdaki bayrağı görüyor musunuz? Ben onu temsil ediyorum, işinize bakın.” diyerek odasından kovmuş. Kamu görevlisini tebrik ediyorum, keşke tüm kamu görevlileri aynı durumda olsalar da bu düzenbazlar havada bulup tavada yemekten vaz geçseler. Devlet her zaman on sekiz yaşındadır, asla kimseye papuç bırakmaz ama devleti temsil eden kamu çalışanları duyarlı davranmaz iseler sadece bebekler ölmekle kalmaz, organ nakli mafyalarından tutun da kamu kurumlarında çalışmadan maaş alanlarına, belediye başkanlarına her türlü tehditleri yapanlarına dek ellerinden gelen her türlü ahlaksızlığı yaparlar.
Kamu hastanelerinde de sıkıntılar var. Siyasetçiler kendilerine yakın buldukları kişileri sabıkasına bakmaksızın hastanelere soktu, şimdi onların tamamı khk dedikleri kadroya girdiler. Kimse iş yaptıramıyor onlara, azıcık iş yapın denilince anında soluğu siyasetçilerin yanında alıyorlar. Siyasetçiler de sağ olsunlar anında telefona sarılıp kamu kurumlarının amirlerine adamıma dokunma deyince işler çığırından çıkıyor. Bu gerçekleri herkes bilmesine rağmen kimse ne yazıp çiziyor, ne de konuşuyor. Şayet çetelerle mücadele edilecekse topyekûn tamamı ile mücadele edilmedikçe sonuç alınması mümkün değildir. Bir kurumda deşifre oluyorlar, başka kuruma saldırıyorlar. Yapılması gereken olayı kökünden çözecek çalışmalar yapmaktır. Sadece bir savcının veya bir polis memurunun olayların üzerine gitmesiyle bu işler çözülmez. Önce siyasal iktidar tüm mekanizmasıyla mücadele edecek, ardından yerel yöneticiler ellerinden geleni ardına bırakmayacaklar. Basın camiası olarak bizler taşın altına elimizi koyacağız ondan sonra bakın bakalım çete mete kalıyor mu. Bir de özel hastanelerin denetim işleri tamamen askıya alınmış durumda, sağlık müdürlüğü bu konuda ciddi anlamda teftiş yapmalı. Özel hastanelerden çok şikâyetler geliyor, bu konuya mutlaka eğilmek kazım. Şehrin en üst düzey yöneticileri arkalarında her türlü pislik olanlarla oturup kalkar, onların uzantılarıyla resim vermekten çekinmez iseler gariban memur hiç sesini çıkarmadan ne haliniz varsa görün der çıkar işin içinden. Sanırım ne demek istediğim anlaşılmıştır. Anlayana sivri sinek saz anlamayana… Kalın sağlıcakla.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.