DEYFİK EFENDİ VE CAMIŞ KILIKLI SİYASETÇİLER

    Bugün de sizlere tarihi Amisos kentinden bir hikâye sunacağız. Hikâye kahramanımız Deyfik Efendi, tarihi Amisos kentinde yaşamış bir kişi olup, zaman zaman siyasetle, zaman zaman bürokrasi ile zaman zaman da matbuat camiasında faaliyet gösteren bir zatmış. Bu zatın yakınlarından birileri de siyasetle meşgul olurlarmış. Yakınlarının Amisos kentindeki lakabı da Camış kılıklı adamlarmış. Neden Camış kılıklı olduklarını araştırdığımda, Camış hayvanları yaratılışları gereği sadece önlerine bakarlarmış, yanlarına veya arkalarına bakma özellikleri yokmuş. Deyfik Efendi’nin akrabaları da siyasette sürekli önlerine bakıp onlarla birlikte hareket eden arkadaşlarına en ufak ahde vefa göstermedikleri için ve de birlikte çalıştıkları insanları bir yerlere yükseldiklerinde arkalarına dönüp bakmadıkları için onlara Camış  kılıklılar lakabı verilmiş. Biz de bugün Deyfik Efendi ve Camış kılıklıları anlatmaya çalışacağız.

 

Deyfik Efendi Camış kılıklı siyasetçilerden aldığı destekle tarihi Amisos kentinde bir zamanlar adeta terör estirmiş, Bürokratları arkasına takıp sokaklarda gezmelerden tutun da bazı alt seviyedeki siyasetçileri her türlü haraca bağlamaya varıncaya dek her türlü hezeyanı işlemiş. Rivayet o ki Teolog Botokslu Beylerbeyi bir dönem başında bulunduğu kurumu bunun emrine vermiş. Deyfik Efendi de ha babam de babam orayı tepe tepe kullanmış. Amisos’un batı sahillerindeki arsasına güzel bir bina yaptırıp yazları orada istirahati beden yaparmış. Bu binayı nasıl yaptırmış derseniz, Teolog Botokslu Beylerbeyi’nin başında bulunduğu Kanara (bugünkü adı ile Belediye) dan iş alan bir müteahhide işi almanın karşılığında Deyfik Efendi’nin Amisos’un batı sahillerindeki arsasının üzerine bina yapma şartı getirmişler, adamcağız da mecburen kabul edip binayı yapıvermiş.

       Deyfik Efendi’nin yakını olan Camış kılıklı siyasetçi ile Teolog Botokslu Beylerbeyi’nin arası açılınca Deyfik Efendi’nin rahatı bir hayli bozulmuş ama kendisine farklı çıkar yollar bulmakta mahir olan Deyfik Efendi bu kez matbuat camiasına el atıp oradan bazı Kanara(bugünkü adıyla Belediye) ları söğüşlemeye başlamış. Nasıl ve kimlerle yapmış derseniz daha önce adam yerine koymadığı, hatta Camış siyasetçinin daha önce yalamalığını yaptığı için yanında tuttuğu daha sonra yanından kovduğu papaz Ercep lakaplı matbuatçıyı yeniden Camış kılıklı yakını ile barıştırmak suretiyle tekrar yanına alarak Medinei temamiyye adlı bir ceride çıkarıyorlar. Bu cerideyi çıkarmalarının tek nedeni Amisos kentindeki siyasetçileri söğüşleyip malı götürmek. Amisos kentindeki Kanaraların Reisleri de bu tezgaha uyup hepsi bu cerideye destek anlamımda reklamlar verip para akıtmaya başlamışlar.

    Ancak bizim Deyfik Efendi o kadar muhteris birisi imiş ki sadece para ile tatmin olmadığı için makam hırsı da almış başını gitmiş.  Menfaati için konuşamayacağı yalan, yapamayacağı alavere dalavere yokmuş. Hatta bu ihtirası nedeniyle Amisos’taki insanların neredeyse tamamını Camış kılıklı siyasetçiyle kavgalı hale getirmiş. Kendisine yüz vermeyen kim varsa Camış kılıklı siyasetçiye bunlar sana düşman deyip onlarla konuşmamasını sağlıyormuş. Camış kılıklı siyasetçi de bunun farkında olmayacak kadar düşüncesiz olduğundan Deyfik Efendi’nin tüm entrikalarına alet olmaktan kurtulamazmış. Deyfik Efendi bir yandan Kanaraları söğüşleyip Medinei tamamiyye adlı ceridesindeki yazılarına devam ederken, diğer taraftan da Amisos’un  Darulfunun’unda memuriyet görevi almayı başarmış. Amisos’un Darulfunun’unun başında bulunan akmaz kokmaz ahmak adam da onu oraya almakta en ufak bir tereddüt göstermemiş.

        Deyfik Efendi Amisos kentindeki Darulfunun’da çalışmakta iken orayı da ele alıp yönetmek için her türlü entrikaları yapmaktan geriye kalmazmış. Camış kılıklı siyasetçinin adını kullanarak herkese mavi boncuk dağıtıp istediğini yaptırmaktan da geriye kalmazmış. Darulfunun’un başındaki akmaz kokmaz adamın vazife süresi tamamlanınca Deyfik Efendi anında devreye girip kendisini ermiş zanneden bir zavallıyı kafaya alıp onu Yönetici yapmaya kalkmış. O zavallı da hakikaten benim işim tamamdır deyip Arşimed’in yer çekimi kanununu bulduğu zaman donsuz sokağa fırladığı gibi sokaklara düşüp önüne gelene, benim işim tamam Deyfik Efendi Camış kılıklıya benim ilimi hallettirdi, deyip gezermiş. Sadece gezmekle de kalmazmış, Darulfunun’daki hocalara kendisine masaj yaptıracak kadar ileriye gidermiş. Ancak Molla Kasım isimli bir muharrir bunların tüm kirli çamaşırlarını ortaya koyunca bunlar Amisos kentinde Farisilerin yaptırıp Kanaranın çalıştırdığı mekânda toplanıp ne yapacaklarını istişare etmişler. İstişare ederken herkes Molla Kasım’ın yazdıklarının ermiş zavallısına büyük zarar vereceğini söylerken Deyfik Efendi, olsun olsun, onun yazması bizim işimizi daha da kolaylaştırır diyecek kadar geri zekâlıca lafları etmekten de geriye kalmamış. Ama aradan gecen bir kaç günlük zaman diliminin ardından Molla Kasım’ın dedikleri çıkmış ve kendini ermiş zanneden adamın işi olmamış, Şaki olmayan adam yönetici olarak gelmiş başlarına oturmuuuş. Deyfik Efendi’ye, kendini ermiş sanan zat, umum sekreterlik vadetmiş, fakat atanamayınca, zavallıların ikisinin işleri de akamete uğramış. Bizim Deyfik Efendi, Papaz Ercep ve Camış kılıklı siyasetçiler şapa oturmuşlar, ama onlar o kadar yalama insanlarmış ki ne  yapıp ne edip Şaki olmayan adamı da kafaya almak için ellerinden geleni yapmaya çalıştıklarından da kimsenin şüphesi yokmuş. Hikâyemizin devamı ilerleyen zamanlarda gelecek am bugünlük bu kadarı ile yetinelim, zira Deyfik Efendi’nin maceraları yazmakla bitmez ama bize ayrılan yer bitti. Başka bir hikâyede buluşmak üzere. Kalın sağlıcakla.

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
6 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR