DİĞER SİYASETÇİLERE GELİNCE
Bugün bir önceki yazımın not kısmında belirttiğim Ahmet Demircan ve Çağatay Kılıç beylerle ilgili birkaç kelam ettikten sonra siyaset borsasındaki son gelişmelere girmek istiyorum. Ahmet Demircan’la ilgili bu köşede bir hayli yazılar yazdım, Sağlık Bakanlığı döneminde yaptığı atamalar nedeniyle çok eleştirmiştim. Özellikle Gazi Devlet Hastanesi’nin başhekimi konusundaki ısrarının hala daha devam etmesi ve tekrar atanmasında dahli bulunması can sıkıcı bir durum. Ancak Sağlık Bakanlığı döneminde Terme'deki devlet hastanesinin taşınmasından tutun da Tekkeköy’de yapımı devam eden hastaneye, Canik bölgesinde yapımı devam edip önümüzdeki yıl bir kısmı hizmete girecek olan bölge hastanesine dek pek çok hizmetin altında imzası bulunan bir siyasetçi. Aynı şekilde şu anda Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü ve Daimi Büyükelçi olan Eski Samsun Milletvekili ve Gençlik ve Spor Bakanı Çağatay Kılıç’la ilgili de bir hayli yazılar yazmıştım. Özellikle yurt olarak kiralanan bazı özel sektör binalarıyla ilgili gelen şikâyetleri köşeme taşımam nedeniyle kızıp şehrimize gelen olimpiyatlarda tüm gazetelerin ön ve arka sayfalarının tamamını kapsayacak şekilde yüklü reklamlar verirken bize verdirmemişti. Ancak bunlar şahsi konular, olaylara objektif bakmak gerekirse adam Atakum’a büyük bir spor kompleksi yaptı ve adı da spor fabrikası oldu, ilçelere spor salonları yaptı, olimpiyatları Samsun’a getirdi. Şimdi tüm bunları görmezden gelmek haksızlık değil de nedir? Olayları değerlendirirken müspet ve menfi yönlerini ortaya koymak zorundayız, objektif olmanın gereği de budur.
Gelelim siyaset borsasındaki son gelişmelere. Cumhurbaşkanı, ay sonunda Büyükşehir adaylarını açıklayacaklarını söyledi. Öne çıkan isimler an itibarı ile Mustafa Demir’in yanında Fuat Köktaş, Halit Doğan ve Mehmet Muş isimleridir. Mehmet Muş yoktu nerden çıktı derseniz; yazılarımı okuyanlar bundan üç, dört ay önce Mehmet Muş Bey’in aday olabileceğini yazdığımı bilirler. Aday belirlemesinde anketler ön planda tutulursa farklı isim aday olur, vekillerin mutabakatı sonucu aday belirlenirse farklı isim aday olur, güç dengeleri hesaba katılarak belirlenirse farklı isim aday olur. Dediklerimden kimlerin olabileceğini siz takdir edersiniz zaten. Gerçi diğer aday adayları da biz şanslıyız diyorlar, onlara da saygı duyarım, zaten öyle inanmasalar aday adayı olmazlardı. Söz buraya gelince aklıma otuz yıl önce bir büyüğümün bana anlattığı enteresan bir bilgiyi sizinle paylaşmak istiyorum. Sanırım doksanlı yılların başıydı. Köyümüzden Hüseyin amca isminde bir büyüğümüz babamın misafiriydi. Anneciğim yemek hazırlamış yiyorduk, merhum Hüseyin amca bana dedi ki ‘Bak oğlum, sana bir büyük nasihati yapayım. Her kadın, erkeğini kendisinin yönettiğine inanır. Şayet öyle olmadığını anlarsa kahrından ölür gider.’ Şimdi aday adaylarının konuşmalarını duyunca merhum Hüseyin amcanın bu dediği aklıma geldi. Her aday adayı kesin olarak adayın kendisinin olduğunu kabul etmese aday adayı olmaz, sonuç açıklanınca biraz üzülse de demokratik yarışlarda bu durum normaldir diyerek alışmaya çalışır.
Büyükşehir adayları açıklandıktan sonra ilçe adayları da Ocak ayı sonu itibarı ile netleşir diye düşünmekteyim. CHP ile İYİ Parti İlkadım ve Atakum ilçelerinde taban ittifakı yapabilirler, aksi hâlde işleri zor. İlkadım ve Atakum hem AK Parti açısından hem de diğer partiler açısından çok iyi hesaplamalar yapılarak aday çıkarılması gereken ilçelerdir. Geçtiğimiz seçimde bunu çok net bir biçimde yaşadık. İttifak olmazsa dahi her iki ilçede konulacak adayların ilçelerin demografik yapılarına, partilerin o ilçelerde aldıkları oylara ve adayların tabandaki desteklerine göre belirlenmesi gerekmekte. Aksi takdirde kimse umduğunu bulamaz.
Son olarak bir hususa daha değinmek istiyorum. Önceki gün Ankara’dan soyadı gibi dost olan Seyfettin Dost ağabey aradı. Bugün Ankara Şehir Hastanesi’nde karaciğerinden ameliyat olacağını, bu nedenle de dostlardan dua istediğini söyledi. Seyfettin ağabey, soyadı gibi dost bir insan, ülkücü camianın duayenlerinden iyi bir dava adamıdır. Kendisine Rabbimden şifalar temenni ediyorum, tanıyan dostlarından da dua istiyorum. Ülkücü camianın bedel ödemiş, çile çekmiş neslini seviyorum. Bu insanlar ülkeleri için çile çekip bedel ödemiş insanlardır. Keşke o zamanlar bu ittifaklar kurulmuş olsaydı da insanlar birbirine faşist, ümmetçi gibi çirkin yaftaları takıp düşman olmasalardı. Seyfettin ağabeyime Allah’tan şifalar dileyerek sözlerime son veriyorum. Kalın sağlıcakla.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.