Doğumevinin kiraladığı binalara ...
Doğumevi'nin kiraladığı binalara neden karşıyım
Uzun zamandır Mülkiyeti İlim Yayma ve Eğitim Vakfı"nda bulunan binaların, bir bloğunun Doğumevi"ne kiralanması ile ilgili haber yazıyoruz, köşemde eleştiriyorum, yapılan uygulamanın ısrarla yanlış olduğunu söylüyoruz. Bizler inatla bu yazıları yazarken birileri de tam aksine yaptıkları hatayı devam ettirip, binanın restorasyonunu yaptıklarını müşahede etmekteyim.
Bazı dostlarım arayıp; "arkadaş bu adamlar burayı satmadılar, sadece kiraya verdiler, neden ısrarla bu olayın üzerine gidiyorsun?" deyince bu yazıyı yazmaya karar verdim. Olayın iki boyutu var, birincisi; yasal boyutu, ikincisi ise; manevi boyutu. Her iki boyutu da beni ilgilendirdiğinden yazmak zorundayım. Yasal boyutunun beni ilgilendirmesinin nedeni, yaklaşık 10 yıl İmam Hatip Lisesi ve Öğrencilerine Yardım Derneği"nin başkanlığını yaptım. O binalar, daha önce derneğin mülkiyetinde idi, ancak ben o zaman dernek başkanı değildim. O binaların, İlim Yayma ve Eğitim Vakfı"na devredildiği kongrede ben de vardım; orada bir komisyon kuruldu. Komisyon, binaların vakfa devrindeki şartları belirledi, o şartları tamı tamına hatırlamıyorum ancak, hatırladığım önemli maddelerden birisi, binaların amacı dışında kullanılması halinde vakfın derneğe yüklü miktarda Altın ödeme yükümlülüğü altına girmesi şartı idi. Sanırım 40-45 kg civarında bir rakamdı, vakfın, binayı amacı dışında kullanması halinde; bu kadar altını vakıf, dernek yönetimine ödemekle yükümlüdür hükmü getirilmişti. Biz genel kurul üyeleri de, oy birliği ile kabul etmiştik. Bu hüküm, kaldırılmadı ise halen geçerlidir, ancak dernek lağvedildiğinden bu paranın, hazineye ödenmesi gerekmektedir.
İkinci husus işin manevi boyutudur ; Bu binalar yapılır iken, ilk önce İmam Hatip Lisesi ve Yüksek İslam Enstitüsü binası olarak yapılmış idi, daha sonra Yüksek İslam Enstitüsü İlahiyat Fakültesi"ne dönüp, Üniversite Kampüsü"ne taşınınca, binalar İmam Hatip Lisesi"nin ek binaları olarak kullanılmaya başlandı. Sekiz yıllık kesintisiz eğitim yasası çıkınca binalar boşaldı. Bir blok yurt işletmeciliğine ayrıldı, diğer bir blok ise, bir müddet Alparslan İlköğretim Okulu"na, bir dönem de Samsun Lisesi"ne ev sahipliği yaptı. Bizim bunlara itirazımız olmadı, olması da söz konusu olamaz, ancak binalar yapılır iken, yardım topladığımız insanlardan okul yapmak için para toplamamıza rağmen, şimdi binalardan birisinin amacı dışında kullanılması manevi açıdan büyük vebaldir. O insanlar, ahrette kendilerine yatırım olması için yardım verdiler, bizler de aracılık ettik. Şu anda bu binaları eğitimin dışında kullanmak bana göre doğru bir hareket değil, ayrıca bir yandan hastaneleri tek bir kampüste toplayacağız deyip, yerlerini başka kurumlara verirken, Doğumevi"ne ek bina kiralayıp, iki yıl kullanmak için onca masraf yapmanın ne anlamı var anlamış değilim.
Vakıf, dernek gibi sosyal amaçlı kuruluşları yönetmek, hem maddi açıdan, hem de manevi bakımdan ağır sorumluluk gerektirir. "Ben yaptım oldu" mantığı ile hareket etmek fevkalade yanlış bir davranıştır. Kimse babasının malını kiraya vermiyor, kiraya verdiği mal aynen Beytülmal olarak değerlendirdiğimiz milletin malıdır. O binaları istediğinize kiraya verebilmeniz için, ilk önce yardım eden insanları teker, teker bulup, onların rızasını alacaksınız, ondan sonra kiraya vereceksiniz. "Yok bilmem kime kızdım aha da kiraya veriyorum" deyip, çocukça davranmak hiç doğru bir hareket değildir, bunun hesabını ruzi mahşerde adama sorarlar. "Neymiş efendim binalar boş kalmış, kiraya veremedik" palavralarına da kimse inanmaz, o binalar para kazanmak veya siyaset yapmak için yapılmadı, o binalar milletin eğitime, öğretimine, maneviyatına katkı sağlamak amacı ile yapılmıştır. Bunu siz değil, parayı toplayan bizler biliriz. Sizin içinizden para toplama işinde yardımcı olan bazıları ise, işine gelmediği için konuşmuyor. Biz yazınca ise, birileri çıkıp; "yapma, etme adamın bir ayağı mezarda bu adama bu kadar yüklenme" diyor. Bir ayağı mezarda olan adam egolarını tatmin etmekten ziyade kendisinin de emek verdiği binaların amacı dışında kullanılmasına razı olmaz, sırf kendi uzaktan kumandası ile kumanda ettiği adam olduğunu düşündüğü birileri yaptığından itiraz etmiyor ise, ben değil bu dünyada öbür dünyada bile söylenmesi gerekenleri söylerim.
Bu güne kadar yazdıklarımıza duyarsız kalan bazı siyasetçilere buradan şunu söylüyorum, Sayın ehli siyaset arkadaşlar doğrudan, haktan yana taraf olmaz iseniz, bertaraf olacağınızı unutmayınız. Benden söylemesi tercih sizin. Hoşçakalın
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.