DÜN EN MUTLU GÜNLERİMDEN BİRİNİ YAŞADIM
Bundan iki hafta önce 14.07 2017 tarihinde yazdığım “BU ŞEHİR TALİHSİZ BİR ŞEHİR” başlıklı köşe yazımda aynen şunu dedim; “Ankara kulislerinden gelen bilgiler Olimpiyatların ardından Kabine değişikliği olacağı ve Çağatay Kılıç’ın değişeceği yönünde, değişirse şehre yapılacak en büyük iyilik olacağı kanaatindeyim. Gerçi Bakanlıktan gitmemek için çok büyük uğraş verdiği söyleniyor belki başarılı olur ama kanaatimce değişmeli. Sözlerime son verirken şehrimizin talihsiz bir şehir olduğunu tekrar ederek son vermek istiyorum.” Bu yazıyı yazarken Ahmet Demircan’ın da Bakan olacağını biliyordum ama hangi Bakanlığın ona verileceğini bilmiyordum. Bugüne dek bu konularda yazdıklarımdan tek bir tanesi dahi yanlış çıkmadı, Kamu Hastaneleri eski Genel Sekreteri Dursun Mehel gidecek dedik gitti, eski Bakan Suat Kılıç gidecek dedik gitti, eski Vali İbrahim Şahin gidecek dedik gitti, Çağatay Kılıç gidecek dedik, hamdolsun o da gitti.
Gelelim neden böyle dediğimize, Çağatay Kılıç ilk Milletvekili olduğu günden itibaren ruhen ısınamadığım, Ak Parti’nin dünya görüşüne, misyonuna, manevi iklimine ve teşkilat yapısına uymayan bir yapıdan geldiği için adama bir türlü ısınamamıştım. Ancak buna rağmen gerek Milletvekilliği gerekse Bakanlığı döneminde gazete olarak kendisine her türlü desteği verdik, gönderdiği tüm haberleri en ufak bir kesinti yapmaksızın gazeteden girdik. Ancak, yaptığı ciddi hataları da zaman, zaman yazdık, zira bizim işimiz şakşakçılık yapmak değil adam gibi sağlıklı eleştiriler yapmaktı, biz de onu yaptık. Ancak arkadaş siyaseti bilmediğinden en ufak eleştiriye dahi tahammül edemiyordu, ama bizim yaptığımız eleştirilerin tamamı onun lehine olan eleştirilerdi. Örneğin, Adnan Konaş denen adamı hiç yanından ayırmadı, oysa ki Adnan Konaş CHP zihniyetli Ak Parti ile uzaktan yakından ilgisi olmayan, bu misyonun asla kabul etmediği bir kişi, dünkü manşetimizden de gördüğünüz gibi Bakanlığın eski logosunu kullanan bir görevlinin bindiği aracı incelerken dahi Bakan Kılıç’ın yanında Adnan Konaş var. “Adnan Konaş sen kimsin de onunla o aracı inceliyorsun?” diye adama sormazlar mı?
Bugüne dek yaptığımız eleştirilerde Çağatay Bey’i rencide edecek en ufak bir üslup kullanmadık, aramızda da en ufak bir sorun olmamasına rağmen geçtiğimiz Bayram’ın birinci günü kaybettiğim Babam’ın Cenazesiyle ilgili arayıp başsağlığı dilemeyen iki kişiden biri Çağatay Kılıç bir diğeri ise İl Başkanı Muharrem Göksel olmuştur, bunların dışındakilerin tamamı ya Cenazeye katıldılar ya da arayıp başsağlığı dilediler. Biz buna rağmen Çağatay Bey’e gönül koymadık, kızmadık, küsmedik, darılmadık ama Çağatay Bey yazdığım köşe yazısında değişeceğini belirtince fena bozulmuş olacak ki bizi adeta düşman gibi görmeye başlayan tavırlar sergilemeye başladı. Biz bugüne kadar Allah’tan başka hiç kimseye boyun bükmedik, beklentimiz olmadı, eyvallah da etmedik. Çağatay Bey’e hiç olmaz ama, ona asla ve kata da düşmanca tavır sergilemedik.
Son iki gün yaptığımız manşetlere gelince biz kendisinin görevden alınacağını biliyorduk, toplumun bilmesini istediğimiz dolayı olayı gerçek boyutundan ele aldık. Dikkat ettiyseniz en ufak açılışa dahi katılım sağlayan Cumhurbaşkanımızın Dünya’nın üçüncü Organizasyonu olan Olimpiyatlara katılmamış olması tavrının açık ve net ortaya olması anlamına gelmekteydi. Oysa Cumhurbaşkanı açılışın yapıldığı gün Ankara’daydı isteseydi Helikopterine atlar gelirdi, bırakın kendisinin gelmesini Başbakan’ı dahi yollamadı, o da bir yana açılışın yapıldığı günün ertesi gün Bakanlar Kurulu listesi açıklanıyor ve Gençlik ve Spor Bakan’ı listede yok, siz tarihte böyle bir olay yaşadınız mı! Demek ki Cumhurbaşkanımızı öyle üzmüş ki o da onu Olimpiyatların açılışının yapıldığı günün ertesi gün görevinden almak durumunda kaldı. Biz Bakanlar Kurulunun Olimpiyatlar sonrasında açıklanmasını bekliyorduk ama beklenmedik bu durum, bizim dün mutlu olmamızı sağlamış oldu. Dün bizim için en mutlu gündü. Çağatay Bey’in bu saatten sonra Samsun siyasetiyle işi olmayacağı gibi bu şehre çok fazla uğramayacağı kanaatindeyim. Kendisine Adnan Konaş’la birlikte bol, bol zaman geçirmesini tavsiye ediyorum.
Yazımın sonuna gelirken “bundan sonraki süreçte siyasette ne olur?” derseniz, o konuda da şunu söylemek isterim; artık bu şehirde siyasi dengeler değişmiştir. Kafelerde siyasi toplantı dönemleri geride kalmıştır. Vezir Hazretlerinin İmparatorluğunun sonunun yaklaşmakta olduğu açıkça ortaya çıkmıştır. İl Başkanı Muharrem Gökselin ’de işi çok zor, burada önü açılan Kayınçomla, Erdoğan Tok olmuştur, gerisi hikâye. Kalın sağlıcakla..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.