Elimizdeki gücü insafsızca kullanırsak kaybederiz
Güçlü olmak ulaşılması zor ama ulaştıktan sonra da çok tehlikeli ve zor bir iştir. Şayet becerip kullanamazsanız veya nefsinizin esiri olup, tamamen bu doğrultuda kullanırsanız, kaybedersiniz. Gazetemiz kurulduğunda birçok insan bu günlere geleceğine inanmıyordu. Geldiğimiz noktaya Yüce Allah'ın lutfu sayesinde geldiğimiz bir gerçek. Yok biz çok akıllı idik, çok zeki idik işi biliyorduk dersek, şükrümüzün gereğini ifa etmemiş oluruz. Allah'a binlerce kez hamd ve şükür ediyoruz ki, bizleri bu kadar kısa zamanda bu kadar yüceltti. Bizim samimiyetimiz, çalışkanlığımız, işi bilmemiz, bu işin bu noktaya gelmesinde okyanustaki bir damlacık misalidir. İşin gerçeği; Bu başarı, sadece ve sadece Yüce Allah'ın bize ihsanıdır.
Kendimize olan güvenimizden ve inancımızdan dolayı doğru bildiğimiz her şeyi yazmaktan geri kalmadık. Doğrusunu yaptığımızdan da en ufak şüphemiz yok. Zira toplumun yönetim kadrolarında görev alan veya almaya talip olan insanların ne yaptıklarını, hangi karakterde olduklarını, dürüst mü, sahtekar mı olduklarını toplumun bilmesi gerekmektedir. Burada üzerinde durulması gereken en önemli konu şudur; Bizzat adını vererek eleştirdiğimiz veya övdüğümüz insanlarla ilgili elimizde belge olması gerekmektedir. Aksi halde bu insanlara haksızlık etmiş oluruz ve ne dünyada, ne ahirette vicdanımız rahat etmez.
Peki, bu güne kadar yazı yazdığımız insanlarla ilgili durum nedir diyecek olur iseniz, vicdanen rahatsız olacağımız hiçbir konuyu gündeme getirmediğimizi bilmenizi isteriz. Tam aksine, yazılması gerektiği halde yazmadığımız o kadar çok konu var ki, yazmaya kalksak en az bir yıl sürer, ancak o insanların ailelerine olan saygımızdan dolayı yazılarımızı yuvarlak ifadelerle geçiştiriyoru. Ancak bu arkadaşlarımızın bir kısmı o kadar yüzsüz ki sormayın gitsin. Bu arkadaşların isminden, cisminden söz etmeden konuyu anlatmamıza rağmen, soluğu savcılıkta alıp; Efendim ben haysiyetli, şerefli adamım, benim onurumla oynandı filan falan deyip, davacı oluyorlar.
İsterseniz bunlardan bir kaçını isim vererek açıklayalım da bu arkadaşlarımız savcılığa gittiklerinde daha rahat hareket etsinler; Atakum Belediyesinin 2005-2009 yılları arasında boya ihtiyacını hangi firma karşıladı? Boya alımlarının yüzde kaçı bu firmadan alındı? Bu firma ortağı kardeşlerden birisi Parti'de İl Başkan yardımcısı, diğeri bir cemaatin yan kuruluşu olan sivil toplum Örgütü'nün başkanı mı? Benimle olan kavgaları neden? Geçmişte bu insanlarla ilgili en ufak şahsi sorunum olmuş mu? Yoksa bir menfaat beklentileri olmuş da karşılamamış mıyım?
Bu sorulara cevap vermeden önce; Değerli Cumhuriyet Savcısından ve Adli yargıdan ricam bu yazdıklarımı da dikkate alıp, gereğini yapmalarıdır; Atakum Belediyesinin 2005-2008 yılları arasında boya ihtiyacının büyük bir bölümünü Ak Parti İl başkan Yardımcısı ve Belediyelerin de bağlı bulunduğu Mahalli idareler Başkanı Uğur Hacıkerimoğlu'nun şirketi olan Hacıkerimoğlu
..Ltd, Şti. karşılamıştır. Kendi firmalarından karşılamadıkları ihtiyaçları, Bayisi oldukları Polisan firmasının kendilerine bağlı alt firmalardan karşılamak sureti ile komisyonlarını almışlardır.Bu anlattığım sadece ve sadece bir Belediyede yaptıkları icraatlardır.
Benimle ilgili bu arkadaşımızın problemi, Büyükşehir Belediyesinde görev yaptığım dönemde, boya alımları konusunda bana yaptıkları baskıyı ciddiye almayıp, kendilerinden boya alınması konusunda baskı yapmamamdır. Yine bu arkadaşlarımızın AK Partiye küfreden arkadaşları, İbrahim Demircioğlu Büyükşehir Belediyesinin Doğalgaz bağlantı işini alamadığından dolayı, bana karşı aşırı düşmanlık besleme cihetine gitmiştir. Belediyeden ayrıldığım tarihten sonraki döneme bakarsanız, İbrahim Demircioğlu'nun sahibi bulunduğu ÖZDE inşaat firmasının ne kadar mal sattığını rahatlıkla görebilirsiniz.
Sizin anlayacağınız, bu iki arkadaşımızın AK Parti iktidarında hangi kamu kurumuna, ne kadar mal verdiğini bakacak olursanız, bu şehirde AK Partiyi son üç yıldır yöneten insanların ne yaptığını, asıl işlerinin ne olduğunu çok daha rahat bir biçimde görme imkanınız olacaktır. Bu arkadaşların dışında kimin ne yaptığını da zamanı gelince teker teker yazacağım.
Bu yazdıklarımı, vicdanım gayet rahat, delilleri ile birlikte yazıyorum. Aksi halde bana Allah hesabını iki cihanda sorar. Bu insanların bana neden düşman kesildiklerini, neden partiden atılmam için her türlü uğraşı verdiklerini, anladığınızı sanıyorum.Partisi ne olursa olsun, dürüst, sağlam karakterli insanlar dostum, menfaati için siyaset yapanlar da, kim olursa olsun düşmanlarımdır.Bu duygu ve düşüncelerle hepinize saygılarımı sunar, dualarınızı beklerim.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.