Konumuza girmeden önce ruhsatı iptal edilen Sheraton Otel ile ilgili birkaç kelam etmek istiyorum. Zira bu konuda geçmişte çok haberler yapmıştık ama dinleyen olmamıştı. Vezir Hazretleri sevmediği veya kendi dünyasından olmayan insanların haklı taleplerine dahi onay vermezken sevdiği veya kendi dünyasından olan insanların olmaz işlerini bile rahatlıkla yapacak bir yapıya sahiptir. Eski Balık Halinin alanını satın alan insanlar Trabzonluydular, oraya yedi katlı bir otel ve benzinlik talebiyle Vezir Hazretlerine gelmişlerdi Vezir Hazretlerine konuyu açtığımızda “Babam mezardan çıksa sahil bandında altı kattan fazla bina yaptırmam” deyip kesip atmıştı. Ne zamanki kendi hemşehrisi DLH’nin bir kısmını satın alıp oraya otel yapmak istedi o zaman işler tamamen değişti. Eski söylediklerini anında unutup önce 155 metre yani 50 katlı bina yapımı için meclisten evrak geçirip inşaatına başlandı. Ardından Tayyip Erdoğan’ın başbakanlığı döneminde Samsun’a bir gelişinde helikopterle Samsun’u gezerken o ucube binayı görünce, bu ne diye sorunca Vezir Hazretleri “Efendim sizin talimatınız varmış Bebek Yüzlü Vekil öyle dedi demiş” Tayyip bey ise “Benim öyle bir talimatım yok, inşaat halinde olan binayı daha yükseltmeyin derhal mevcut haliyle işi bitirin” deyince yükseklik 130 metreye düşürülerek şimdiki haliyle yapıldı.

Biz bu binanın kıyı kenar çizgisinde olduğunu defalarca yazıp çizdik. Yanlış yapıyorsunuz, bu yaptığınız hukuksuzdur dedik ama kimse dinlemedi ve bina yapıldı. Aradan bunca zaman geçtikten sonra şimdi o ruhsat iptal edilse ne olur edilmese ne olur. Oraya onca yatırım yapılmış, binanın yıkılacak hali de yok. Vezir Hazretleri “21 yılda yaptıklarımızı koruyacağız” diye seçim vaatleriyle dolaşıp duruyor, bu yaptığını da korusun. Bunca yatırıma yazık günah değil mi? O bina yıkılmasa dahi ruhsatsız kaçak hükmünde bir bina haline gelmiş durumdadır, değeri ciddi anlamda düşmüştür. Bunu başkaları yapsa yer yerinden oynar, bakın hemşehrisine ne yaptı der dururlardı ama işin içerisinde Vezir Hazretleri olunca çok yerinde bir yatırım denirse şaşmam. Geçenlerde Bakan Muş gazetemize ziyarete geldiğinde çıkışta bir genç kendisine yanaşıp “Efendim benim bir maruzatım var dinler misiniz?” deyince ben de ister istemez kulak misafiri oldum. Adamcağızın Taflan’da kıyı kenar çizgisinde içinde bir işletmesi varmış, yıkım kararı gelmiş, ruhsat alamamış, bakandan yardım istiyor. Bakan Bey, gayet mütevazı bir biçimde, “Kıyı kenar çizgisi konusu çok hassas bir konudur, yasayla belirlenir, keşke yapabilecek bir şeyim olsa ama mümkün değil” deyip kibarca gence durumu izah etti. Siyaset adamının yapması gereken budur. Vezir Hazretleri gibi işine gelene hakkı olup olmadığına bakmaksızın verip işine gelmeyene vermemek değildir. Neyse geçelim asıl konumuza.

Seçim geldi çattı. Pazar günü sandığa gideceğiz. Seçimin başında yaptığım tahminleri beni okuyanlar bilirler. Şimdi durum nedir derseniz; seçim yasaklarından ötürü rakamsal bazda bir şey söylemek mümkün değil ancak şunu söyleyebilirim ki Ersan Aksu seçilecek duruma geldi gibi bir durum var. Bunun nedeni, İlyas Topsakal’ın ilk yakaladığı havayı kaybetmesidir. Nereye gittiyse arkasından olumsuz yorumlar yapıldı, ilçelere gitti vatandaşlar yüksek perdeden konuşuyor bizlik değil yorumunu yaptılar. Akademisyenlerle buluştu, arkasından çok havalı böyle olmaz yorumu geldi. Teşkilatlara gitti, insanlar en önemli sorunumuz gençlerin işsizliği demişler ben akademisyenim o işler benim işim değil dediği söylenmekte, bu tavırları Karapıçak'a zarar verirse üzülürüm. Akıl hocalarının kimler olduğunu da seçimden sonra yazacağım, şimdi yazıp da oy kaybına uğramasını veya senin yüzünden oldu demesini istemediğimden yazmıyorum.

CHP’de çok fazla bir değişiklik yok, durumu stabil olarak korumaktalar. İttifak Adayı Mehmet Karaman, yıllarca Erbakan Hoca’ya hizmet etmiş bir dava adamı, kanaatimce seçilir, sıkıntı olmaz. İYİ Parti’de durum nedir derseniz; Erhan Usta’ya ciddi anlamda tepki olduğundan diğer adaylara zarar verecek gibi duruyor. Geçenlerde Havza’nın bazı köylerine gittiğinde ciddi anlamda tepki aldığını söylediler. Şayet doğruysa partisine ciddi anlamda zarar verecek gibi duruyor. Bir de parti içi tepkiler var. Sosyal medyada yapılan yorumlar, paylaşımlar kendisine yönelik ciddi eleştiriler var, zarar verirse beklenmedik bir sıkıntı olabilir.

Şurada iki gün kaldı. Bu dediklerimizin ne kadar sandığa yansıyacağını hep birlikte göreceğiz, Rabbim’den temennim ülkemiz için hayırlısı neyse onun olmasıdır. Ülke hepimizin, partilerin amacı ülkeye hizmettir, seçim sonuçlarının ülkemize hayır getirmesi temennisiyle sözlerime son veriyorum. Allah’a emanet olunuz.

Not: Muharrem İnce'nin adaylıktan çekilmesinin siyasi dengelerde ciddi değişiklik yapacağı kanaatindeyim. Sinan Oğan çekilmezse seçim sonuçları değişebilir.