Yaklaşık üç aydan beri AK Parti İl Başkanı Muharrem Göksel’in görevden alınacağı yazılıp, çizildi, Göksel’e yakın medya mensupları olayı yalanladılar, hatta bu minvalde haber yapanları da ağır bir dille eleştirdiler. Basının en önemli işi toplumu doğru aydınlatmaktır, olup biten olayları faillerinin gücüne, etkinliğine, maddi imkanlarına bakmadan olduğu gibi toplumla paylaşmaktır. Ancak bugün hem ülkemizde hem de şehrimizde durum çok farklıdır, yapılan haberlerin yüzde doksanı haberin gerçekliğine göre değil, haber kahramanlarının gücüne, makamına ve parasına göre yapılmaktadır. On yıl önce Biz bu düzeni bozmak adına yola çıktık, hamdolsun on yıllık süreçte yaşadığımız onca engellemelere, baskılara ve saldırılara rağmen yayın politikamızdan en ufak bir taviz vermeksizin yolumuza devam ettik ve şimdi dimdik ayaktayız. Mahşerde rabbimizin huzuruna vardığımızda bu konuda rahat hesap vereceğimizi düşünüyorum, bilerek, kasti olarak kimsenin haberini asla ve kata yamultmadık, olayın doğrusu neyse onu yazdık. Kimseye de yalakalık yapmadığımız gibi kalemimizi de hiçbir zaman satmadık. On yıl önce nerede durmuş isek orada durmaya devam ediyoruz, on yıl önce Vezir Hazretleri kötü adam deyip bugün iyi adam demedik veya on yıl önce iyi dediğimiz adama şimdi kötü demiyoruz. Bunu neden söylediğime gelince Muharrem Gökselle ilgili üç ay önce ne yazdıysak bugün de onu yazıyoruz, alıcak dedik istifasını sundu. Şimdi de il Başkanlığı koltuğunda otururken yerine gelecek isimle ilgili temayül yoklaması yapılıyor o da bunu seyretmekle kalıyorsa emin olun onun adına üzülmemek elde değil.

    AK Parti Genel merkezi Muharrem Gökselin istifasını aldığında ona ne zaman kendini iyi hissedersen istifanı kamuoyuna açıkla demiş olmasına rağmen istifasını açıklamadığını daha önce de yazmıştık. İlk planı bu konuda diretip görevde kalmaktı ama daha önce de yazdığım gibi Vezir Hazretlerinin Reisle görüşmesi sonucunda bunun mümkün olmadığını anlayınca şimdi Vezir Hazretleriyle birlikte B planını devreye soktular. Göksel İl Başkanlığı koltuğunda otururken yerine gelecek kişiyi daha rahat belirleriz gerekçesiyle B planını devreye soktular. Milletvekillerinin Genel Merkezle yaptıkları istişare sonunda yeni atanacak İl Başkanı konusunda dört isim üzerinde anlaşmışlardı, bu isimler Ahmet Yeni, Hakan Karaduman, Yılmaz Hocaoğlu ve Hasan Tahsin Şengül isimleriydi. AK Parti Genel merkezinden gelecek koordinatörler bu isimler üzerinden temayül yoklaması yapacaklardı, ancak Vezir hazretleriyle Göksel bu dört ismi de beğenmemişti, zira onların istedikleri yerde doğmadıkları için ağızlarından kuş kapsalar onlar için makbul adamlar olmadığından onların yerine kendi hemşehrilerinden bir kişinin atanması gerekmekteydi. Bu isimler kimler derseniz onu da anında sosyal medyada paylaştılar ve Adnan Varol ile İhsan Kurnaz isimlerini devreye soktular. Normalde Adnan Varol’u da istemezlerdi de İshak Taşçının gönlünü yapmak adına onun isminin de temayüle girmesi için uğraş vermeye başladılar,

    İstihbarat kaynaklarından aldığım bilgiye göre bu akşam AK Parti Genel merkezi koordinatör Milletvekillerini gönderip ilde bir temayül yoklaması yapacak. Bu yoklamada AK Parti Genel merkezinin belirlediği dört isim mi oylanacak yoksa Vezir Hazretleri ile Gökselin planladığı gibi iki yeni isim de buna ilave edilecek mi onu ben de merak ediyorum. Kanaatimce Göksel teşkilat mensuplarını arayıp bu iki ismi de eklemeleri yönünde telkinleri olacak, ardından da bu isimlerin öne çıkması halinde devreye Çağatay Kılıçla Vezir Hazretleri ve diğer Vekiller girip atanması noktasında uğraş verecekler. Burada dikkat edilmesi gereken nokta atanacak İl Başkanının kimin adamı olacağıdır, bu minvalde gelecek 2019 seçimlerinin şekilleneceği muhakkaktır. Bu nedenle atanacak il Başkanı çok önemli, Muharrem Göksel ve Vezir Hazretleri kendi işlerinin bittiğini az, çok biliyorlar ama en azından kendilerinden sonraki siyasi süreci şekillendirip şehrin geleceğine ambargo koymak adına bir hayli uğraş vereceklerinden en ufak bir şüphem yok.

Vezir Hazretleri çok iyi bir dava adamı olduğundan en ufak bir şüphem yok, öyle göründüğüne bakmayın, onun için Masonluk, Rotaryanlık, ırkçılık en büyük davadır, bu dava uğruna her şeyini vermeye de hazır olduğundan en ufak bir şüphem yoktur. Bunu ben biliyorum da Reis bilmiyor mu elbette biliyor ama onun bizim gibi acelesi

yok, zamanı gelince herşeyin gereğini yaptığı gibi bunun da gereğini yapacağından şüphem yok. Adam Ersin Yılmaza Yirmi milyon liralık ihale vermiş, Ersin Yılmaz içerde ama bu hala daha dışarıda elini kolunu sallayarak dolaşıyorsa kimlerin sayesinde olduğunu yukarıda yazdım. Bu işler öyle göründüğü gibi olmuyor. Bu ülkede Osmanlıdan beri içeride düşmanımız olan Ermeni, Yahudi, İngiliz, Amerikan ve diğer lobilerin tamamının arka planında olan Mossadından CIA’sına PKK’sından İŞİD’ine, ASALA’sından FETÖ’süne tamamının ortak değerlerinin Masonluk ve Rotaryanlık olduğunu göz önüne aldığımızda olayın vahametini siz düşünün. Üstadımın dediği gibi lafın tamamı deliye denir diyerek sözlerime son veriyorum. Kalın sağlıcakla