İSTİFA ETMEYİ DÜŞÜNEN BÜROKRATLAR

                                         İSTİFA ETMEYİ DÜŞÜNEN BÜROKRATLAR

           Seçim takviminin belirlenmesinin ardından istifa edecek bürokratlar da üç aşağı beş yukarı belli olmaya başladı. Yarın akşam itibariyle, kimlerin istifa ettiği netleşecektir. Ancak bu süreçte istifa etmeyi düşünen bazı bürokratlara ilgili, bizim de söylemek istediğimiz bazı şeyler olacak. Zira bu süreç şehrimiz için önemli bir süreç olduğu gibi ülkemiz için de önemli bir dönüm noktası olduğu kanaatindeyim. Daha önceki yazılarımda da bu seçimin çok zor bir seçim olacağını, geçmişteki seçimlerden çok farklı bir seçim olacağını yazmıştım. Recep Tayyip Erdoğan'ın Genel Başkan olmadığı ilk seçim olması hasebiyle beklenmedik sonuçların da alınması sürpriz olmayabilir. Burada HADEP’in barajı aşıp aşmayacağı veya TBMM’ ye koyacağı Vekil sayısı, bu işin kaderini belirleyeceğinden hiç şüphem yok. Bu nedenledir ki istifa etmek isteyen Bürokrat arkadaşlar çok iyi düşünmek zorundadırlar. Bu arkadaşların bir kısmının Vekillikten ziyade Bürokraside daha üst makamlara gelmek için istifa edeceklerini hepimiz biliyoruz. Ancak geçmişte  aynı yolu deneyen bürokratların daha sonra ne hale düştüklerini görmemek için kör olmak lazım!

        Dilerseniz bu konuyu biraz detaylı açıklayalım. Örneğin eski Tarım İl Müdürü Sadullah Kirenci, çok başarılı bir bürokrat olmasına rağmen, altı yıl Tarım İl Müdürlüğü gibi büyük bir kurumu Vekâleten yönetmek zorunda kalmış, daha sonra taltif edilmesi gerekirken adamcağız emekli dahi olmadan istifa etmek zorunda kalmıştı. Aynı şekilde Dr. Habip Demirel çok başarılı ve becerikli bir bürokrat olmasına rağmen, sırf Milletvekili adayı oldu diye soluğu Ankara'da düz memurlukta aldı. Yine aynı şekilde Dr. Mehmet Kılıç gayet başarılı bir bürokrat olmasına rağmen, siyasete girmesinin ağır bedelini ödemedi mi? Bu örnekleri çoğaltmak mümkün. Burada yapılması  gereken nedir derseniz, herkes haddini bilmeli, nereye kadar ulaşabileceğini, geçmişte kimlerin desteğini alarak nereye geldiğini hesap etmeden, yola çıkmak isteyen bürokratlar, ileride yaşayacakları sıkıntıyı da göze almalıdırlar.

        Konuyu biraz detaylandırmak istiyorum. Basından okuduğumuz kadarı ile Mustafa Kasapoğlu, Adnan İpekdal, Sultan Seyhan, Sadık Karabıyık gibi isimlerin istifa edecekleri yazılıp çizilmekte. Adnan İpekdal, şahsen sevdiğim temiz bir arkadaş olmakla birlikte, İlkadım Belediyesi’nde Kültür Müdürü iken, Necattin Demirtaş'ın seçilmesinin ardından, Erdoğan Tok ve Kayınçomun zorlamaları ile Sosyal Hizmetler İl Müdürü olmuş, yine aynı ekibin eski Bakan’a yaptıkları baskı sonucu, Trabzon Kredi ve Yurtlar Kurumu Bölge Müdürlüğüne getirilmiş bir arkadaş. Bürokraside geldiği noktalara, hak ettiğinden değil, siyaseten arkasında Erdoğan Tok ve Kayınçom durduğu için, gelmiş bir arkadaş olmasına rağmen, şimdi kalkıp Kayınçoma rakip olması, gerçekten enteresan ve siyaseten olmaması gereken bir durum. Biraz da bu kardeşimizin, kendi yerini bilmemesinden öte bir durum olmadığı kanaatindeyim. Aynı şekilde, Mustafa Kasapoğlu Pratisyen Hekim olmasına rağmen, her dönemde siyasetçilerle işini halledip Makamlarda durmayı becermiş, kimin Atı gıcırdamış ise ona binmeyi çok iyi becermiş, hatta çok karşısında olduğu halde, bazı siyasetçileri kafaya almayı bilmiş ve bu sayede Makamlarda kalmayı başarmış bir arkadaş. Bu arkadaşımız bu konularda o kadar becerikli ki, Uzman Hekim olmamasına rağmen Trabzon gibi büyük bir vilayete Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreteri olmuş ve burada İl Sağlık Müdürü olduğu dönemde ondan iyi Samsunspor’lu yokken her ne hikmetse Trabzon'a gidince de ondan daha iyi Trabzonspor’lu olmadığını geçmişte belgeleri ile yazmıştık. Ayrıca Kasapoğlu kardeşler doğuştan şanslıdırlar. Bir kardeş Kredi ve Yurtlar Kurumu Samsun  Bölge Müdürü iken diğer kardeş, Uzman Hekim olmadığından Trabzon'a yeniden atanamayınca, Samsun'a Halk Sağlığı Müdürü olmuş şanslı kişilerdir. Şimdi bu arkadaşımızın aynı şekilde Kayınçoma rakip olmaya kalkması da Adnan İpekdal örneğinin aynısıdır.

         Gelelim diğer bazı isimlere, Sultan Seyhan normalde Şube Müdürü  dahi olamamış ancak dönemin Gençlik ve Spor Genel Müdürü, şimdiki Basın İlan Kurumu Genel Müdürü Mehmet Atalay'a olan yakın arkadaşlığı nedeniyle, Gençlik ve Spor Bakanlığı’nda Daire Başkanı olmayı becermiş, bana göre o makamı hiç hak etmemiş ve görev yaptığı süre boyunca, hiçbir Allah kulunun işine yaramamış bir arkadaş. Bu arkadaşın değil Milletvekili adayı olması, bulunduğu görevden dahi alınması gereken bir arkadaş olduğu kanaatindeyim. İski'de Daire Başkanı olan Sadık kardeşimize gelince, o insan olarak on numara bir adam ama teşkilatlardan destek alması çok zor olduğu kanaatindeyim. OMÜ Genel Sekreteri Selahattin Bey de çok kaliteli bir insan, ancak son dakikada istifadan vazgeçeceğini düşünüyorum. Zira aldığım istihbarat bilgileri bu yönde.  Diğer aday adayları ve istifa edecek olan bürokrat ve siyasetçilerle ilgili düşüncelerimi de önümüzdeki günlerde sizlerle paylaşmak üzere, kalın sağlıcakla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
13 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR