KENDİMİZİ KANDIRMAYALIM
KENDİMİZİ KANDIRMAYALIM
Gazetecilik mesleğine başladığımda 'Doğru Söyleyeni Dokuz Köyden Kovarlar' ifadesini biraz değiştirerek kendime uyarlamıştım. Hatırlayanlarınız bilir ta beş yıl önce değil dokuz köyden yüz dokuz köyden kovsalar biz yine de doğruları söyleyeceğiz demiştik. Beş yılık meslek hayatımızda yaşadıklarımızı hepiniz çok iyi biliyorsunuz, bizim çektiklerimizi değil bu şehirde ülkemizde yaşayan olmadı dersem abartmış olmam. Yazdığı köşe yazıları nedeniyle hapis yatan, tazminat ödeyen, sıkıntı çeken köşe yazarları olmuştur ama çetelerin saldırısına uğrayan, ölümle burun buruna yaşayan gazeteci olduğunu ben duymadım, varsa duyanınız söylesin de bilelim. Bunu söylerken kendime paye çıkarmak için söylemiyorum. Sadece durum tespiti yapıyorum o kadar. Zira bizim payeye ihtiyacımız yok, bizi bu toplumda bilen bilir, bilmek istemeyenlere söylenecek sözümüz yok.
Şehrimizin en önemli sorunlarından birisi fısıltı gazetelerinde konuşulanları çıkıp delikanlıca konuşmayan bazı kendini bilmezlerin şehre verdikleri zarardır. Şehrimiz Cumhuriyet sonrası aldığı göçler sonucu büyümüş, hatta erken şehirleşme kültürü yakalama fırsatı bulmuştur. Bunu inkâr etmenin veya bu şehirde doğmayan insanlara düşmanlık yapmanın anlamı yok. Konuşmaya sıra geldiğinde mangalda kül bırakmayıp, ırkçılık yapanlar biraz zahmet buyurup araştırsalar bu şehre kimler katkı sağlıyor, kimler ihanet ediyor çok rahat anlarlardı ancak hiç bir araştırma yapma gereği duymadan insanlara düşmanlık yapmanın bu şehre yararı değil zararı var ama bunu bir türlü anlatamadık gitti.
Dün internette gazeteleri dolaşırken bir sitede Türkiye genelinde yapılan bir anket gördüm. Anket şehirlerde yaşayan insanların tuttukları takımlarla ilgili bir anket. Samsun'da yapılan ankette halkın en çok Galatasaray'ı tuttuğu, ardından Fenerbahçe ve Beşiktaşlıların geldiğini tespit etmişler. Bu anket çok enteresan bir anket. Ülke genelindeki durumla Samsun Halkının durumu üç aşağı beş yukarı örtüşmüş durumda. Ülke genelinde kimin hangi takımı tuttuğu beni ilgilendirmiyor ancak şehrimizde yaşayanların %35'i Galatasaray takımını, %25 i Fenerbahçe'yi, %18 inin ise Beşiktaş'ı tutması çok ama çok enteresan bir durum değil mi? Düşünebiliyor musunuz Samsunspor ilk üçte yok. Samsunluluk ruhunu yaşatmak isteyenler nerede çok merak ediyorum. İnsanlara şuralı, buralı diye kızanlar bu ankete ne diyecekler çok merak ediyorum.
Milletvekillerinin çoğu Trabzonlu diye bas bas bağıranlar biraz araştırsalar o Milletvekillerinin ne doğdukları şehre, ne de seçildikleri şehre faydaları olmadığını rahatlıkla görürlerdi. Dilerseniz bu dediğimi birkaç örnekle açıklayayım. Bu şehirde iki gazetenin Genel Yayın Yönetmenleri Ordulu, bir tanesinin Genel Müdürü de Ordulu, bir haber ajansının Müdürü Ordulu, bir TV temsilcisi Ordulu, İl Genel Sekreteri Ordulu, Büyükşehir Belediyesinin Parkomat işini yapan şirket Ordulu'ların, eski İlkadım Belediye Başkanı işe aldığı personelin yüzde doksanı Ordulu. Yanlış anlaşılmasın ben Ordululara düşman falan değilim ancak Trabzonlulara kızan arkadaşlar birazcık da bu ayrıntılara bakar iseler eleştirilerini daha sağlıklı yapma imkânı bulurlar kanaatindeyim.
İnsanların nereli oldukları veya nerede doğdukları hiç önemli değil, önemli olan kendisini yaşadığı şehre ait görebilmesi ve yaşadığı şehre sağladığı katkıdır. Bu şehrin %35'i Galatasaray takımını tutuyorsa kimse yalandan kendisini kandırmasın, geri kalan nüfusun %25'i Fenerbahçeli, %18'i Beşiktaşlı olduğuna göre geriye kalanların bir kısmı Trabzonsporlu, bir kısmı doğduğu şehirlerin takımlarını tutuyordur. Kala kala yüzde dört gibi bir oran Samsunsporlu olabilir. Bu oranları ben uydurmadım, haber sitelerinde okudum, yalan olma ihtimali yok. Sürekli olarak yerli yabancı ayırımı yapan arkadaşlar bu gerçeği gördüklerinde ne diyecekler çok merak ediyorum. Demek ki bu konuşanlar çok azınlıkta olan marjinal grup, aksi halde Samsunspor bu halde olmazdı zaten. Kimse öteye beriye vurmasın, herkes başını iki elinin arasına alıp acaba yanlışı nerede yapıyoruz diye düşünsün. Bir şehrin nüfusunun ezici bir çoğunluğu yaşadığı şehrin kulübüne destek vermiyorsa, yaşadığı şehrin takımını tutmayıp, onunla heyecanlanmıyorsa o şehirde kimse yalandan ben bu şehirliyim demesin. Bu yazdıklarıma kızanlar olabilir ancak hiç önemli değil gerçekler acı olduğundan bu acıları söylemeye devam edeceğiz. Yazdıklarıma inanmayan arkadaşlara tavsiyem haber sitelerini araştırıp doğruları bir kez daha görmeleridir. Bu şehirde gördüğümüz, duyduğumuz her şeye değil olayların gerçek yüzlerini araştırdıktan sonra doğrularına inanmak gerektiğini bir kez daha gözlerinizin önüne serdim. Yazmak benden inanmak ve karar vermek sizden. Unutmayalım ki doğruları görmeyenler veya görmek istemeyenler ancak kendilerini kandırabilirler. Kalın sağlıcakla
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.